NATO dışişleri bakanlarının geçen Çarşamba ve Perşembe günlerinde Antalya'daki toplantısından Türkiye hükümetine ve TSK'ya gladio görevi çıktı. AKP hükümeti, NATO'nun öncü ve saldırgan gücü olarak görev üstlenmeye ve 6 ülkenin askerlerinden oluşacak bu işgalci güce dönemsel olarak komutanlık yapmaya hazır olduğunu bildirdi. Nitekim AKP genel başkanı Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'nun "Çok yüksek hazırlık seviyesinde müşterek görev kuvveti"nde "çerçeve ülke" olma teklifinde bulunduğunu söyledi. AKP Hükümeti ilk baştan Amerika'nın ve Washington ile Londra'nın liderliğindeki NATO'nun yayılmacı, saldırgan ve işgalci girişimlerini canı gönülden desteklemekte ve bölge milletlerine karşı örtülü ve açık savaşlara aktif olarak katılmaktadır.
AKP hükümeti NATO aracılığıyla da Siyonist İsrail rejiminin güvenliğini ve yayılmacı girişimlerine yardımcı olmaktadır. Bunun açık örneği Suriye'deki tekfirci teröristleri desteklemesi ve Lübnan Hizbullahı'nı düşman ilan etmesidir.
Suriye Filistin kurtuluş savaşına verdiği destekten dolayı Amerika ve NATO tarafından uzun yıllardan beri kara listeye alındı. Lübnan Hizbullah'ı da Siyonist rejimin işgaline son verdiği, Lübnan bağımsızlığını sağlayıp koruduğu, Filistin direnişine silah ve askeri yardım yaptığı için Amerika ve Siyonist rejimin terör listesine alınmıştır. Türkiye de Amerika'nın stratejik ortağı ve NATO'nun ikinci dereceli müttefiki olduğu için, anti Siyonist hareketlere düşmanca tutum izlemek zorundadır. Çünkü NATO'nun koruma şemsiyesi altında kalma zorundadır.
AKP hükümeti NATO'nun Baltık Denizi'ne, Kafkaslara, Fars Körfezi ve Akdeniz bölgelerine yayılması gerektiğini belirtmektedir. Afganistan işgalinin devam etmesine destek verip, aktif rol oynamaktadır.
AKP hükümeti, NATO'nun Ukrayna ve Kafkaslarda Gürcistan'ı üye yapmasına, bu ülkelerde askeri üsler kurmasına destek vermektedir. Bu nedenle Rusya'nın sert tepkisini üzerine çekmektedir. NATO, genel olarak dünya Siyonist örgütlerin çıkarlarını ve ilk başta Amerika ve İngiltere'nin ve ikinci derecede Fransa'nın çıkarlarını korumak amacıyla TSK ve Türk askerlerini kullanmaya devam ediyor. 1950'li yıllarında Demokrat Parti genel başkanı ve idam edilen dönem başbakanı Adnan Menderes hükümetinden beri, Türk askeri, Amerika liderliğinde NATO fedaisi olarak kullanıldı. Binlerce Müslüman Türk asker feda edilirken, AKP hükümeti bu geleneği sürdürüyor.
AKP hükümeti, NATO fedaisi olarak Türkiye halkını tehlikeye atmakla kalmayıp, NATO'nun yayılmacı girişimlerini gerçekleştirmek amacıyla görev alacağını, NATO mızrağı olacağını övünerek ilan edip, bütün bölgelerde ve özellikle NATO siyasi coğrafyasının doğu ve güvey doğu sınırlarında savaş ateşinin körüklenmesine yol açıyor. Nitekim NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak'ın, Doğu sınırlarında varlığını arttırmaya devam edeceğini açıklayarak, NATO dışı ülkelerin güvenliğini tehdit etmekte ve bu saldırgan politikasıyla bölgede ve genel olarak dünyada silahlanma yarışını arttırmaktadır.
Türkiye hükümeti, “NATO Gladiosu” görevini üstlenip, bütün komşu ülkeleriyle yaşadığı sorunları arttırmaktadır. NATO önleyici savaş stratejisini benimseyip, konvansiyonel ve nükleer savaş başlatabileceğini de daha önceleri ilan etmiştir. NATO dış saldırı olmaksızın da bu saldırı hakkına sahip olduğunu iddia ediyor. Bu durum da soğuk savaş kalıntısı NATO'nun “savunma amaçlı” kuruluş kurallarının ihlali olarak, NATO'nun uluslar ötesi bir terör örgütü olduğunu gözler önüne seriyor.
Seyid Ali Gaemmagami
Kaynak: turkish.irib.ir