83684-cats.jpg

ABD'nin Suriye İşgali Başlıyor

ABD Suriye'de Özel Kuvvetlerin konuşlandırılmasının (IŞİD) yenilgiye uğratmak için olduğunu iddia etse de bu harekâtın açıkça Suriye hükümetinin operasyon yapamayacağı, uzun süredir istenen, "tampon bölge" veya "güvenli bölge" oluşturmaya yönelik olduğu görülmektedir. Eğer bu operasyonlar başarılı olursa, sonuç ve getirisi; Suriye'nin ulus-devlet olarak bölünmesi ve parçalanması olacaktır.

6 Kasım 2015 Cuma

İNTİZAR - ABD'nin Suriye'ye Özel Kuvvetler göndererek yeni bir işgal planını devreye soktuğunu söyleyen Tony Cartalucci bu konuda önemli iddialarda bulunuyor. Cartalucci'nin New Eastern Outlook”ta yayımlanan söz konusu makalesini istifadenize sunuyoruz:

 

Daha önce 2015 Haziran'ında ikaz edildiği üzere ABD Suriye'de özel kuvvetlerin kullanılacağı kara operasyonlarına resmen başlayacağını bildirdi. Washington Post "Obama, özel operasyon birlikleri ile Suriye'deki operasyonları genişletmek istiyor" adlı makalesinde bildirdiği üzere: 

Başkan Obama, ABD güçlerinin kaotik ülkeye ilk kez tüm zamanlı katılımı olacak olan, az sayıda Özel Operasyon askerini Kuzey Suriye'ye gönderecek.

Bu görev, Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) yenilgiye uğratılması isteğinin ABD askerlerinin kontrolsüz Suriye çatışmalarına derinlemesine katılımı endişesi ile dengelenen Obama için büyük bir sapmaydı.

Obama yönetiminin yetkililerinin bildirdiğine göre; en son konuşlanma 50 kişiden az olacak Özel Operasyon danışmanlarından oluşacak, bunlar Kuzey Suriye'de “İslam Devleti” ile savaşan kuvvetler ile birlikte çalışacak ancak doğrudan çatışmaya girmeyecek.

 

Suriye'de Özel Kuvvetlerin Konuşlandırılması Sadece Bir Başlangıçtır

Her ne kadar ABD bu hareketin İslam Devleti'ni (IŞİD) yenilgiye uğratmak için olduğunu iddia etse de bu harekâtın açıkça Suriye hükümetinin operasyon yapamayacağı, uzun süredir istenen, "tampon bölge" veya "güvenli bölge" oluşturmaya yönelik olduğu görülmektedir. ABD hava gücü de  defakto bir uçuşa yasak bölge oluşturarak kuşkusuz bu özel kuvvetleri korumak için kullanılacaktır.

Washington Post'un makalesine eşlik eden harita; bir Nato üyesi olan Türkiye üzerinden el-Kaide'nin el-Nusra Cephesi de dahil olmak üzere terör gruplarının geçişinin sağlandığı son koridor olarak kalan IŞİD bölgesini göstermektedir. ABD özel kuvvetlerinin operasyon alanı bu bölgeler olacaktır.

Eğer bu operasyonlar başarılı olursa, sonuç ve getirisi; Suriye'nin ulus-devlet olarak bölünmesi ve parçalanması olacaktır. Bu, basit bir tahminden daha fazlasıdır. Bu, 2012 yılının başlarından beri farklı uydurma gerekçeler altında bu tip bölgeler için çağrı yapan Brookings Enstitüsü'nün yayınlarından çıkarılan sonuçtur.

2012'nin Mart'ında Brooking Enstitü'nün "Ortadoğu Memo#21" "Rejim Değişikliği için Fırsatları Değerlendirme" başlıklı  yayınında özel olarak şu şekilde ifade edilmiştir: 

Alternatif, daha önce Annan liderliği altında yapıldığı gibi, diplomatik çabaların şiddetin nasıl sonlandırılacağı ve insani koridorların nasıl genişletileceği üzerine yoğunlaşılmasıdır. Bu durum sınırlı askerî güç tarafından korunacak güvenli-sığınak ve insanî koridorların oluşturulmasına yönlendirecektir. Kısa vadede ABD'nin amaçlarının akamete uğraması ve Esad'ın gücünü korumasına sebep olabilir. Ancak bu başlangıç noktasından itibaren dış koalisyon ile birlikte uygun uluslararası manda ilerde zorlayıcı eylemleri çabalarına ekleyebilir.

Daha güncel olarak Haziran 2015'te  "Suriye'yi Yeniden İnşaa: Amerika'nın En Umutsuz Savaşı için Yeni Bir Strateji" başlığı ile çıkan yayınında şu şekilde ifade edilmiştir: 

Bu fikir, ılımlı unsurların Suriye'de emniyetli güvenli bölgeler oluşturmasında yardım edecektir. Amerika ve aynı zamanda Suud, Türkiye, İngiltere, Ürdün ve diğer Arap güçleri de bunu sadece havadan değil aynı zamanda özel kuvvetler aracılığı ile karadan da sonuç alıcı şekilde destekleyecektir. Bu yaklaşım, Suriye'nin tampon bölgeler oluşturmaya elverişli çöl alanlarından yararlanacak ve bu bölgeler olası düşman saldırılarına karşı teknoloji, devriye ve diğer metodlarla gözetlenecek, yabancı özel kuvvetler de Suriyeli yerel güçlere yardım edecektir.

Peki Esad bu bölgelere fırsat verecek kadar aptal mıdır? Yabancı kuvvetler tarafından bu bölgelerden geri çekilmeye zorlanırsa IŞİD'e karşı elindeki az sayıdaki askerî avantajdan biri olan, mükerrer saldırılar yapabilen hava gücünü bu bölgeler üzerinde kaybedecektir. Bu nedenle böyle bir durumu istemeyecektir.

Maalesef ABD politikacıları için özel kuvvetler ve hava gücünün  endişelenmesi gereken sadece Suriye değildi. Rusya, Şam'ın daveti ile ABD'nin uzun zamandır "güvenli bölge" oluşturmak istediği Türkiye sınır bölgeleri de dahil olmak üzere Suriye'de askerî operasyonlara başladı.

ABD açıkça kendisini Suriye'yi istila ve işgale adamıştı. Bunu yaparken amacı, Suriye'yi işlevsiz, zayıf bölgelere ayırıp, Suriye'yi ulus-devlet olarak yeniden inşaa etmektir. Birleşmiş Milletler'in herhangi bir yardım görüntüsü olmadan Suriye'yi ABD ulusal güvenliğini tehdit edemeyecek duruma getirmeye çalışmaktadır. Bu şekilde nükleer silahlara sahip Rusya ile Rusya'nın meşru olarak operasyonlar yaptığı bir bölgede, doğrudan savaşı tetiklemektedir.

ABD'nin son aktiviteleri, Washington ve Wall Street'teki artan histerikli politik ve finans kurumlarının umutsuz hareketleridir. ABD Senato Komitesi'nin Silahlı Hizmetler kısmından edinilen son duyumlara göre; Komitede kısmen de olsa Rusya'nın son müdahalelerinin ışığında tekrar değerlendirme yapılarak, ABD'nin Suriye'de geri dönülmez gayrimeşru amaçlarını gerçekleştirme hedefine cevap verecek uygun çözümler tartışıldı. Komite ve tanıkların belirttiği üzere bu yanıtın içersinde uçuşa yasak bölge ve ABD birliklerinin kara harekâtı da uzun uzun tartışıldı.

Bu, kötü hesaplanmış bir blöftü. ABD özel güçlerin varlığı ve ABD hava gücünün Suriye içinde ve üzerindeki faaliyetleri Suriye'nin kendi topraklarına girişini engelleme anlamına gelecek ve yürürlüğe konulması zaman alacaktı. Söylendiğine göre, Suriye'ye gönderilecek ABD özel kuvvet sayısı 50'yi geçmeyecekti. Suriye ve müttefikleri aynı bölgelere eşit veya daha fazla sayıda kuvvet göndererek "güvenli bölgelerde güvenli bölgeler" oluşturabilirler. Suriye'ye davet edilmemiş ABD kuvvetlerinin Birleşmiş Milletler'den önce gayrimeşru aktivitelerinin de büyük tepkiler görme potansiyeli vardır.

IŞİD'in, onunla Suriye ve Irak'ta savaşarak yenilebileceği tezi Amerika'nın kendi yönetimi tarafından ihanete uğramış olup örgüt zaten çoktandır iki devletin sınırlarından öteye yayılmıştır. IŞİD'in kendisini sadece iki ülkede bulunan sınırlı kaynaklarla ayakta tutmadığı açıktır. Şayet ABD gerçekten IŞİD'i durdurmakla ilgileniyorsa onun Ankara ve Riyad'daki sponsorlarını vurmalıdır. Elbette ki, bir yılı aşkın süredir IŞİD'in varlığı, uzun soluklu olacak Batı müdahalesinin öncüsü olarak ABD'nin her iki ülkedeki jeopolitik amaçlarının gerçekleşmesi için kullanılacaktır.

Suriye'nin şimdiki hükümetini düşürüp, Suriye'yi parçalayıp yok etmenin şiddeti dindireceği ve Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı devam eden göçmen krizini azaltacağı miti, dış müdahaleyi meşrulaştırmak için aynı argümanın kullanıldığı Libya'da bu durumun Kuzey Afrika'da daha büyük bir kaosa ve göçmen krizine yol açması gerçekliğiyle çürütülmektedir.

Eğer  Avrupa dahil olmak üzere tüm dünya, IŞİD'in yayılmasını ve zaten hızla büyüyen göçmen sorununun daha da genişlemesini önlemek istiyorsa ABD ve onun ortaklarını Levant'ta yeni bir Libya yaratmadan önce durdurmayı ilk önceliğe almalıdır. Avrupa'dan böyle bir çözüm beklemek olası olmadığı halde Suriye ve müttefiklerinin şu süreçte yenilmesinin hangi sonuçlara yol açacağını ve kaosun bir sonraki seferde kimin sınırlarına yayılacağını realize etmeleri ümit edilebilir.

 

Tony Cartalucci, New Eastern Outlook”

Çev. Rozan Genç

 

 

 

 

 

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar