20692-kuntar 1.jpg

Şehid Kuntar: Siyonistler Nasrallah Adından korkuya kapılmaktadırlar

Bu büyük şehidin bakış açısını ve mücadeleci ruhunu genel olarak yansıtan demeç ve röportajları, esaret döneminde görmüş olduğu işkencelerle ilgili anılarının toplandığı kitap, bize şehidin hatırası olarak kalmıştır.

20 Aralık 2015 Pazar

İNTİZAR - Şehid Kuntar: Siyonistler Nasrallah Adından Korkuya Kapılmaktadırlar

Bu büyük şehidin bakış açısını ve mücadeleci ruhunu genel olarak yansıtan demeç ve röportajları, esaret döneminde görmüş olduğu işkencelerle ilgili anılarının toplandığı kitap, bize şehidin hatırası olarak kalmıştır.

Semir Kuntar'ın basına vermiş olduğu demeç ve röportajları, esaret yıllarıyla ilgili hatıraları bir kitap haline getirilmiş ve Siyonist rejimin çeşitli işkencelerini ayrıntılarıyla anlatmış, aynı zamanda 30 yıllık esaret döneminde hiç bir zaman pişmanlık hissetmemiştir. Kuntar şöyle diyor: "Hatta hayatını kaybedenlerin ailelerine mektup yazarak pişmanlığımı dile getirmem ve bu surette cezamın indirilmesini bile önerdiler, ama ben buna yanaşmadım."

 

Siyonist zindanlarında yavaş yavaş ölüm

Kuntar şunları söylüyor: İlk andan itibaren gazeteciler benim esir olduğumu yazdılar. Bu yüzden beni öldürme imkanı bulamadılar, çünkü benim öldürülmem İsrail'e pahalıya mal olacaktı. Dolayısıyla tedavi etme bahanesiyle işkence ettiler, bedenimde bulunan 5 kurşundan dördünü anastezi yapmadan çıkardılar... Ancak asla pişmanlık duymadım. Sorgulama bittikten sonra henüz tedavi görmekteydim. Bir kaç gün boyunca Filistin askısında kaldım. Kulağımın dibine bir hoparlör koymuşlardı, kendimden geçene kadar bu şekilde işkence ediyorlardı. Köpeğin içmiş olduğu sudan bana içiriyorlardı. Bunları o zamana dair hatıralarımı topladığım kitapta yazdım.

Mahkeme sonucunda hücre hapsine mahkum edildim. 5 yıl boyunca hücrede tek başıma kaldım, ve Filistinli esirlerin arasında olduğum zaman zarfında düşman her an beni öldürecekmiş gibi hareket ettim. Bizleri 542 yıl, 100 yıl veya 200 yıllık cezalarla gerçekte öldürmekteydiler.

Kuntar, kendisi için yapılan göstermelik mahkeme hakkında şöyle diyor: Mahkeme göstermelikti. Mahkemede basın mensupları da vardı. Mahkeme 3 ay sürdü ve hatırlıyorum son oturumda bir konuşma yaptım bu delil olarak kabul edildi. Yargıca beni ömür boyu hapse veya idama mahkum etmenizin hiç bir önemi yok ve beni yargılamanızın da bir önemi yok. Ben buraya bir iş için geldim ve hedefiz bir gün Filistin milletinin kendi topraklarına ve asli kimliklerine dönmelerini sağlamaktır.

Kuntar Siyonist rejim zindanlarında kitap ve iletişimden mahrum oluşu hakkında şunları söylemektedir: Biz esaret döneminde bir kaç kitap elde etmeye çalışırdık. Hatta bir kaç kez açlık grevine gittik. Yaklaşık 200 kişi bu açlık grevlerinde şehit oldu. 1982 yılında açlık grevine başladık bu 33 gün sürdü ve Ali Hacevi, Kasım Helave, Enis Devle ve İshak Merağe adındaki dört esir şehit oldular. Hatırlıyorum o zamanlarda Filistin halkı büyük sokak gösterileri düzenliyorlardı. Bu yüzden düşman isteklerimizi kabul etti ve Kızılhaç kitapları bize verdi. Sonunda haklarımıza kavuşabilmiş ve bir kaç kitap elde edebilmiştik.

Kuntar şöyle devam ediyor: Başlangıçta dışarıdan haber alamıyorduk ama daha sonraları üç kez hoparlörlerden arapça haberler yayınlandı. İsraillilerin bastığı El Enba adlı gazeteyi de bize veriyorlardı. Biz bu haberlerle dalga geçiyorduk. 1980 yılında esirlerin temsilcisi olmuştum. Biz falan kişi filan kişi değildik, gerçekte tek kimliğimiz vardır ülkemiz Filistin ve ülkemizin düşmanı da İsrail'di.

Esaret dönemiyle ilgili en iyi hatırasını şöyle anlatmaktadır: Biz zindanda, direnişin zafer haberlerini duyuyorduk ve şehitlerin kanlarının bereketiyle Lübnan ve Filistin'in işgalcilerden kurtulacağına inanıyorduk ve hala inanmaktayız. Ben Seyyid Hasan'ın her zaman beni düşündüğüne inanıyordum. İsrail'den iki esir alındıktan sonra, benim özgürlük günlerimin geldiğinden hiç şüphe etmedim. O günlerdeki mutluluğumu ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. O gün ben gardiyanlara en kısa zamanda özgür olacağımı söyledim.

 

İran konusunda Semir Kuntar'ın duruşu

Siyonist rejimin İran'a karşı saldırma tehditleri gündeme geldiğinde Semir Kuntar El Cezire televizyonunda yaptığı bir konuşmada, Telaviv tarafından İran'a karşı bir tehdit olursa Hizbullah İran'ı desteklemek için savaşa girecektir demişti. O Siyonistlerin İran'a saldırı ihtimaline işaret ederek şöyle dedi: Biz İran'ı yalnız bırakmayacağız, çünkü gerektiğinde kardeşlerimize yardım etmemiz bizim dini inancımızdır.

Semir Kuntar başka bir söyleşisinde Siyonistler çok iyi bilmektedirler ki İran'a karşı her türlü macera girişimi Siyonist rejim için yok oluşu getirecektir demiştir.

Bu Lübnanlı özgür kalmış tutsak şöyle devam etmiştir: Düşmanın caydırıcı gücü yok olana kadar direnişe devam etmek lazımdır, düşmanın caydırıcı gücü direnişin darbeleri ve kazanımlarıyla sert bir şekilde kırılacaktır ve bu yüzden Siyonistler, Siyonist rejimin geleceğiyle ilgili endişelidirler ve korkuya kapılmışlardır.

 

Semir Kuntar'ın İmam Hamanei hakkındaki görüşleri

2011 yılında Filistin intifadasına destek konferansı için Tahran'a gelen Semir Kuntar, Rehberin yapmış olduğu açılış konuşmasına işaret ederek şunları söyledi: Açıktır ki bugün küresel emperyalizm Arap ayaklanmalarını kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır, ama İmam Hamanei duruşunu açıkça ortaya koyarak, önemli bir noktayı beyan etmiştir ve İran İslam Cumhuriyetinin Filistin meselesindeki geçmişte bilinen tutumunu, bugün de yeni bir metodla devam ettirdiğini ortaya koymuştur.

İmam Hamanei konuşmalarında Filistinlilerin vahdetine ve onların bölge meseleleri karşısında güçlü ve birleşik tutumlarını oluşturmak için çalışmak gerektiğini vurgulamıştır. Ben de inkılab rehberinin sözlerinin açıkça mesajlar taşıdığına, İran İslam Cumhuriyetinin ve İmam Humeyni'nin Filistin meselesindeki şerefli duruşunu devam ettirdiğine inanmaktayım.

Semir Kuntar özgürlüğüne kavuştuktan sonra İran'daki konferanslara katılmış, bir kaç kez de İslam İnkılabı Rehberiyle görüşmüştür ve bu görüşmelerinden birinde rehberin yüzüğünü ve puşisini hediye olarak almıştır. Kundar bu konuda şöyle diyordu: Ben İnkılabın Rehberini ilk gördüğümde benim hakkımda çok şey bildiğini fark edince çok şaşırmıştım. O benim zindandaki yaşamımdan bile haberdardı.

Kuntar'ın Seyyid Hasan Nasrallah hakkındaki görüşü

Kuntar bir gazeteye verdiği röportajda, Seyyid Hasan Nasrallah adını ilk kez Lübnan Hizbullah'ı genel sekreteri olduğunda duyduğunu söyleyerek şöyle devam etti: Hasan Nasrallah Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri olduğu zaman, ismini duyduk, özetle şunu söyleyebilirim ki ben bu adama aşık oldum. Seyyid Hasan Nasrallah'ın konuşmalarının doğruluğuna ve kesinliğine dair en küçük bir şüphe ve tereddüdüm yoktu.

Kuntar Siyonist rejimin her zaman direnişin devamlılığı karşındaki korku ve dehşet haline işaret ederek, onların Nasrallah adından bile korkuya kapıldıklarını söylemişti. Kuntar şöyle demişti: Direniş her zaman kazançlıdır ve kazanmaya devam edecektir bu Siyonist rejimin yıkılıp yok olacağı güne kadar böyle sürecektir.

 

Çeviri: intizar.web.tr 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar