1_-_1-351-6e47e.jpg

Küresel askeri darbe stratejisi

Kosova’dan Libya ve Suriye’ye, Irak’tan Afganistan’a, Ukrayna’dan Brezilya ve Venezüella’ya, coğrafî, tarihî ve kültürel olarak birbirinden uzak toplumlar arasında ne gibi bir ilişki olabilir?

28 Mayıs 2016 Cumartesi

ABD, her ne kadar Barack Obama yönetimi boyunca askerî imkânlarını kullanmada tasarruf yapmış olsa da dünyadaki sorunlara askerî olarak müdahale etmekten çok da vazgeçmiş görünmüyor. Kendilerine dünyanın hemen hemen her yerine müdahale etme imkânı veren, aynı zamanda hem açık, hem de gizli olan yaygın bir sisteme sahipler; en küçük fırsatta bu sistemi harekete geçirmekten çekinmiyorlar.

Kosova'dan Libya ve Suriye'ye, Irak'tan Afganistan'a, Ukrayna'dan Brezilya ve Venezüella'ya, coğrafî, tarihî ve kültürel olarak birbirinden uzak toplumlar arasında ne gibi bir ilişki olabilir? Aralarındaki bağlantı, Pentagon'un «coğrafyasının» sembolize ettiği ABD'nin küresel stratejisinin kurbanı olmalarıdır. Bütün dünya, ABD'nin altı «birleşik muharip komutanlıklarından» her birine ayrılan «sorumluluk sahalarına» bölünmüş durumdadır:

1- Kuzey Komutanlığı (NorthCom) Kuzey Amerika'yı,

2- Güney Komutanlığı (SouthCom) Güney Amerika'yı,

3- Avrupa Komutanlığı (EuCom) Avrupa Birliği ve Rusya'yı kapsayan bölgeyi,

4- Afrika Komutanlığı (AfriCom) Afrika kıtasını,

5- Merkez Komutanlığı (CentCom) Ortadoğu ve Asya,

6- Ve nihayet Pasifik Komutanlığı (PaCom) Asya-Pasifik bölgesini kapsamaktadır.

Bu altı coğrafî komutanlığa dünya ölçeğinde görev yapan 3 komutanlık daha eklenmektedir:

1- Nükleer kuvvetlerden sorumlu Stratejik Komutanlık (StratCom),

2- Özel Harekâtlardan sorumlu Komutanlık (SoCom),

3- Nakliyeden sorumlu Komutanlık (TransCom).

Avrupa Komutanlığının başında, otomatik olarak aynı zamanda Avrupa'daki müttefik Yüksek Komutanlığı görevini de üstlenen, ABD Başkanı tarafından atanan bir general ya da amiral bulunmaktadır. Pentagon'un komuta zincirine NATO da dahil edilmiştir, yani İttifak, temel olarak ABD stratejisine göre hareket etmektedir. Bu strateji, bugün hala dünyanın en büyük gücü olmasına karşın yeni devletsel ya da toplumsal öznelerin gelişmesi karşısında alan kaybeden ABD'nin çıkarlarını tehdit eden tüm Devlet ya da politik/toplumsal hareketlerin imhasını gerektirmektedir.

Bu strateji, açık savaştan –bakınız Yugoslavya, Afganistan, Irak ve Libya'da gerçekleştirilen hava, deniz ve kara saldırıları- ve bu ülkelerde olduğu kadar son olarak Suriye'de ve Ukrayna'da yürütülen gizli operasyonlara kadar çeşitli araçlardan faydalanmaktadır. Pentagon bu operasyonlar için, «dünya ölçeğinde her gün 80'den fazla ülkede faaliyet gösteren» yaklaşık 70.000 uzmandan oluşan özel kuvvetlere sahiptir. Bunun dışında paralı askerlerden oluşan bir gizli orduyu da kullanmaktadır: Foreign Policy'nin belgelediğine göre [1] Pentagon'un Afganistan'daki paralı askerlerinin sayısı yaklaşık olarak 29.000'dir ki bu da her bir ABD askeri için üç; Irak'ta ise yaklaşık 8.000'dir, yani her bir ABD askeri için iki paralı asker anlamına gelmektedir.

Pentagon'un paralı askerlerine, CIA'den başka on beş federal ajanstan oluşan devasa İstihbarat Teşkilatı da eklenmektedir. Paralı askerler iki açıdan faydalıdırlar: ABD'ye isnat edilmeksizin öldürebilir ve işkence edebilirler ve öldükleri zaman ise isimleri ölüm listelerinde yer almaz. Bundan başka Pentagon ve istihbarat servisleri, Libya ve Suriye'de içeriden saldırmak için kullanılan İslamcı gruplar ve Ukrayna'daki askeri darbede kullanılan Neo-Naziler gibi, bizzat silahlandırıp eğittikleri gruplara da sahiptirler.

Aynı stratejinin bir başka aracı da, devasa imkanlara sahip olan, « yurttaş haklarını savunma » adına iç istikrarsızlıklar çıkarmaya yönelik eylemlerde CIA ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan şu «sivil toplum kuruluşları»dır. Aynı çerçeveye –hâkim Ferdinando İmposimato'nun İtalya'daki [2] «gerilim ve katliam stratejisinin sorumlularından biri» olarak suçladığı Bilderberg grubunun [3] ve «renkli devrimlerin» mimarı «yatırımcı ve iyiliksever George Soros»'un Open Society'sinin [4] eylemleri de girmektedir.

Bugün Washington'un darbeci stratejisinin odak noktasında, BRİCS ülkelerini içeriden zayıflatmak için Brezilya ve Latin Amerika İçin Bolivarcı İttifak (ALBA)'ı mayınlamak için ise Venezüella bulunmaktadır. Venezüella'yı istikrarsızlaştırmak için –yakın zamanda ortaya çıkan bir belgede bizzat Güney Komutanlığının itiraf ettiği gibi [5]- «ölçülü silahlı şiddetin kullanımıyla birlikte sokak eylemlerini bir arada yürütme imkânı veren bir gerilim senaryosunu» kışkırtmak gerekir.

 

[1] “Mercenaries Are the Silent Majority of Obama's Military”, Micah Zenko, Foreign Policy, 18 Mayıs 2016.

[2] « Terrorisme : le juge Imposimato accuse le Bilderberg », Réseau Voltaire, 30 Ocak 2013.

[3] « Ce que vous ignorez sur le Groupe de Bilderberg », par Thierry Meyssan, Komsomolskaïa Pravda (Russie) , Réseau Voltaire, 9 Nisan 2011.

[4] « George Soros, spéculateur et philanthrope », Réseau Voltaire, 15 Ocak 2004.

[5] «Operación Venezuela Freedom-2», Red Voltaire , 22 Mayıs 2016.

 

Manlio Dinucci

 

Çeviri : Osman Soysal

Kaynak: voltairenet.org

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar