aff33580c39a2e6577b4e4db617ccb8a.png
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Irkçı Siyonizm’e teslim olan Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının yenilgisi

Irkçı Siyonizm’e teslim olan Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının yenilgisi

Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arabistan ziyaretinde Kral Selman’a biat etmesi ve istişarede bulunması ardından “İsrail’in bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaçtır. Bizim de İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu, bölgenin bir gerçeği” diyerek sözde gergin özde normal ve en yüksek seviyede işbirliğinin normalleştirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

28 Haziran 2016 Salı
AKP hükümeti Türkiye Müslüman halkıyla İslam ve Arap kamuoyunu aldatmak amacıyla terörist İsrail rejimiyle ilişkilerinin gergin olduğunu iddia ettiği halde, savaş ve insanlık suçu işleyen ırkçı İsrail rejimiyle ekonomik, ticari, enerji, uçak yakıtı temini, istihbarat ve güvenlik işbirliğini sürdürdü. Nitekim Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ve damadı Berat Albayrak'ın gemicilik ve enerji şirketleri aracılığıyla da soykırımcı İsrail rejimiyle aile boyu işbirliği ve dayanışması devam etti.
 
Sözde Türkiye-İsrail normalleşme anlaşmasına gelince, Türkiye Başbakan Binali Yıldırım, mutabakatın bu gün imzalanacağını ve "En kısa sürede büyükelçilerin atanacağını, 2010 da Mavi Marmara olayında hayatını kaybeden vatandaşlara 20 milyon dolar tutarında tazminat ödeneceğini, Gazze bölgesi başta olmak üzere Filistin'e topyekûn uygulanan ambargo Türkiye'nin öncülüğünde büyük ölçüde kalkmış olacağını, Gazze'de Filistinlilere bu mutabakatla bir az nefes alma imkânı sağlamış olacağını, TOKİ'nin Gazze'de konut projesiyle Cenin bölgesindeki Erez sanayi bölgesinin yapımına hız verileceğini söyledi. Yıldırım Cuma günü de ilk geminin İsrail'in Aşdod Limanı'na 10 bin tonu aşkın insani yardım göndereceğini, normalleşme sürecinde ekonomik ilişkilerin geliştirileceğini, bölgede ilişkileri normalleştirmek hem Türk halkının hem de İsrail halkının yararına olduğunu iddia etti.
 
Erdoğan ise İsrail'in özür dilemesi, tazminat ödemesi, Gazze'ye ambargolara ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallere son vermesi halinde normalleşmenin yapılacağını, Ambargo noktasında, Türkiye üzerinden mallar, inşaat malzemelerinin Gazze'ye girebileceğini ileri sürmüştü.
 
Fakat varılan mutabakatla Türkiye hükümetinin bu talepleri asla karşılanmamaktadır. Katil İsrail rejiminin başbakanı Netanyahu İsrail'in denizden Gazze'ye yönelik ablukasının devam edeceğini, Hamas'ın güçlenmesini engellemek için bunun gerekli bir girişim olduğunu, Türkiye'nin İsrail limanları üzerinden Gazze'ye yardım yapmasına izin verileceğini, anlaşmayla beraber Türkiye topraklarından İsrail'e yönelik herhangi bir terör eyleminin engelleneceğini söyledi.
 
Netanyahu, Kudüs'ün İsrail'in ebedi başkenti olduğunu belirttiği gibi, Mescid Aksa'nin da işgali, parçalanması ve yıkım çalışmaları devam ediyor. Netanyahu'nun resmi yazılı özür dilemesi de söz konusu değildir. Buna ilaveten Filistin topraklarının yüzde 85 oranındaki bölümü; “Erdoğan'ın İsrail halkı dediği” Siyonist Yahudi göçmen milis çetelerle askeri güçlerin işgali altındadır. Erdoğan'ın bu gerçeği göz ardı etmesi ve Gazze Ablukasına odaklanması da kamuoyunu gerçeklerden saptırma anlamındadır.
 
Siyonist İsrail gazetesi Yediot Ahronot Erdoğan liderliğindeki AKP hükümetinin iddialarını yalanmaktadır. Nitekim ikili normalleşme anlaşmasına uyarınca:
 
*İsrail ve Türkiye diplomatik ilişkileri ve karşılıklı resmi ziyaretler yeniden başlayacak
 
* Türkiye Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılması yönündeki talebini geri çekecek. Bunun karşılığında İsrail, Aşdod limanı üzerinden İsrail'in denetimi sonrasında Türkiye'nin Gazze'ye yardım yapmasına izin verecek.
 
*İsrail ayrıca Türkiye'nin Almanya ile birlikte Gazze'de bir enerji santrali inşa etmesine izin verecek;
 
*Türkiye ayrıca Gazze'de bir de hastane inşa edecek.
 
* Mavi Marmara olayında ölenlerin ve yaralananların ailelerine 21 Milyon dolar insani yardım yapılacak;
 
* Türkiye'nin Gazze'de ölen bazı İsrail askerlerinin cesetlerinin İsrail'e iadesi için Hamas'la görüşmeler yapacak;
 
* Mavi Marmara olayıyla bağlantılı İsrailli siyasi ve askeri katillere karşı açılan tüm davaları sonlandıracak;
 
* Türkiye Hamas'ın İsrail'e yönelik eylemlerinde ülkeyi bir üs olarak kullanmasını engelleyecek;
 
* Erdoğan hükümetiyle İsrail rejiminin askeri ilişkileri ve istihbarat paylaşımı yeniden başlatılacak;
 
* İki ülke İsrail'in doğalgaz çıkarma ve ihracat faaliyetleriyle ilgili resmi görüşmelere başlayacak;
 
*Türkiye, İsrail doğalgazını satın alacak ve kurulacak doğalgaz boru hattı üzerinden Avrupa'ya satmaya çalışacak;
 
*İnsani yardımı İsrail denetiminden geçirip Aşdod'dan göndererek İsrail ablukasını tanımış olacak.
 
Türkiye Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Üyesi ve İHH İnsani Yardim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Mavi Marmara mağdurlarından Avukat Gülden Sönmez; bunun çok saçma ve yanlış bir anlaşma müzakeresi olduğunu, İsrail'in Mavi Marmara'ya karşı saldırısının uluslararası sularda, savaş suçu niteliğinde bir saldırı olduğunu, neticesinde 10 kişinin öldürüldüğünü, 50'den fazla insanın ölümcül derecede ağır yaralı olduğunu, olay sırasında alıkonulan yardım malzemeleri, hapsedilen insanlar, gasp edilen eşyalar ve gemiler bulunduğunu, bütün bunların hepsinin karşılığı olarak Siyonist rejimin 20 milyon dolar tazminat ödeyip bu işten kurtulmak, üstüne de başka kazanımlar elde etmek istediğini, fakat mağdurların açtıkları davaları düşürmeyeceklerini, Aşdod limanı üzerinden yardım malzemelerinin götürülmesinin Gazze'ye ambargonun kaldırılması anlamına gelmediğini, tam tersi ablukanın meşrulaştırılması anlamına geldiğini söyledi.
 
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Erdoğan'ın Başbakan ve Dışişleri Bakanlığı'nı devre dışı bırakarak, İsrail Enerji Bakanı'yla protokol dışı görüştüğünü, damadı enerji bakanı Berat Albayrak'ın aile şirketinin ya da yakınlarının çıkarlarını İsrail ile müzakere masasına koymuş olmasının, Türkiye'nin milli çıkarlarını yerle bir ettiğini belirtti.
 
AKP hükümetinin Erdoğan'ın deyimiyle terörist devlet olan İsrail'e yalvarıp, yakarmasının nedeni, Irak ve Suriye'de Suudi krallık rejimiyle birlikte desteklediği tekfirci terörizmin imha eşiğine gelmesi, bu iki ülkede sözde Sünni devlet kurma, anti Siyonist cepheyi çökertme hayallerinin suya düşmesi, Irak ve Suriye'yle kanlı bıçaklı olması ve tekfirci terör örgütlerinin imhası sonucu, Irak ve Suriye kapılarının Türkiye üzerine kapanması tehlikesinin bulunmasıdır.
 
Erdoğan hükümeti ayrıca, AB tarafından da diktatörlük ve ekonomik rant ve fesatla suçlandığı için, İslam ve insanlık düşmanı Siyonist rejimin kucağına sığınma zorunluluğunu hissediyor.
 
 
Seyid Ali Gaemmagami
Parstoday
 
 
 
 
      

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar