1468771874709.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  "Fetullah Amerika ve İsrail’e çalışıyor" dedik olmadı, "Amerika ve İsrail Fetullah’a çalışıyor" desek bir işe yarar mı!?

"Fetullah Amerika ve İsrail’e çalışıyor" dedik olmadı, "Amerika ve İsrail Fetullah’a çalışıyor" desek bir işe yarar mı!?

"En azından ‘Fetullahzedeler’ olarak, yirmi yıldır “Fetullah, Amerika ve İsrail’e çalışıyor dememize rağmen, sizlere bir türlü Amerika ve İsrail karşıtlığı kazandıramadık. Şimdi belki Amerika ve İsrail’e karşı bir tavır koymanız için; “Amerika ve İsrail, Fetullah’a çalışıyor desek!!.. Bir işe yarar mı!? İşe yaraması umudu ile…"

20 Temmuz 2016 Çarşamba

İNTİZAR - 2002'den beri cemaate kadro veren, TV ve gazetelerine reklam veren, işe alımlarda cemaat olurunu isteyen, vekil adaylarında cemaat bağlarını şart koyan, bir gazete yerine on gazete satın alan, sodes projelerinde cemaate çalışan, atamaları cemaatten habersiz imzalamayan, polis Koleji'ni cemaat okuluna çeviren, TSK'ya cemaatçileri yerleştiren, Kürtlerin yaşadığı yaşam alanlarındaki operasyonlara cemaatçi  komutan ve amir atayan, komşularla savaş çıkarmaya çalışan pilot ve tetikçileri kahraman ilan eden, devletin tüm imkan ve olanaklarını cemaate peşkeş çeken, özel okul, kolej ve üniversiteler açmasına olanaklar sunan, illere atanmış valileri denetleme görevi gören cemaatçi imamlar atayan, uluslararası organizeler düzenlemelerini sağlayan, cemaatçi öğretim görevlerine Doçent ve Profesörlük unvanı veren, cemaati ülkenin bağrından çıkmış yerli milli duygulara sahip “abi” ve “ablalar” olarak gören, hocayı ülkenin gerçek sevdalısı ve hayatını ülkeye vakfeden hizmet ve ilim adamı olarak gören, yurtdışına devletin imkanlarıyla gidip cemaate biatli öğretmen ve işadamlarını ülkenin yurtdışındaki sivil elçilikleri görevi ve mütedeyyin vatan evlatları olarak gören, ülkenin en stratejik öneme sahip kamu kurum ve kuruluşlarını onlara teslim eden, bir dediklerini iki etmeyen, bir istediklerine on veren, banka açmalarını sağlayan, devletin kadrolarına alımlarda hak etmeyi ve liyakati göz ardı edip, cemaatçi olmalarını yeterli gören, silahı, füzeyi, tankı, topu, helikopteri firkateyni, hücumbotu ve savaş uçaklarını gönül rahatlığıyla teslim eden, iç ve dış dost ve düşmanları belirlemede hocanın fikrini esas alan, il valilerini, ilçe kaymakamlarını, il ilçe jandarma komutanlarını, il, ilçe cumhuriyet savcısı ve hâkimlerini, İl hakem kurullarını, il genel meclis üyelerini cemaatçi il imamlarına gebe bırakan, devletin milyon dolarlık alımlarını ve ihalelerini cemaatçi firma ve şirketlere veren, yüzdelik almalarını sağlayan, İsrail ve Amerika seyahatlerinin masraflarını ödeyen, Genelkurmay'a, MİT'e, emniyete ve diğer kuvvet komutanlıklara sızmalarını destekleyen, milyon dolarlık şirket kurmalarına destek veren, TV dizilerinde bin yıldır beraber yaşadığınız Kürtleri hain, terörist ve kötü insanlar olduğu izlenimi veren “Tek Türkiye” gibi dizilerine dokunmayıp hatta Türk aile yapısına uygun milli diziler diye sunan, en çok sevdiğiniz ve uğrunda öleceğinizi söylediğiniz peygamberi kamyonete bindireni görmek istemeyen, eleştirmeyen, bilmem sol gözünden ameliyat olmuş diye kameralar karşısına geçip “çok saygıdeğer ‘Hocaefendi'ye buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” diye şov yaparak yağ çeken, neredeyse verdiği tüm beyanları istihare yoluyla Peygamber Efendimiz'den duymuş diyen, sizler miydiniz yoksa biz mi?

Bu ‘Hocaefendi' dediğiniz zat Amerika ve İsrail'e çalışıyor diyen ‘hocazedelere' komplolar kuran, kaset hazırlayan, iftira atan, işini elinden alan, işine son veren, hain ilan eden, düşman gören, her seferinde bir muhalifine çullanan, çocuk, eş, akraba, arkadaş ve topluma çıkamayacak hale getiren, içeriye tıkan, insanların şeref ve onurlarıyla oynayan, cemaatçilerden başka kimseyi dost ve kardeş görmeyen biz miydik yoksa siz mi?

“Bu yapı tehlikeli, dostu düşman, düşmanı dost göstermeye çalışan, CIA ve MOSSAD'a hizmet eden, yirmi beş yılı aşkındır Müslümanlara kan kusturan, içeriye tıkan, iftira atan bir yapı ve devletin her tarafına sızmış ‘Sızıntıcılar'dır” diyenlere; “Bu söylediklerinize kargalar güler” diyen, yok “bu hasret bitsin artık dön vatana diyen”, “ne istedilerse daha fazlasını verdik diyen sizler; 17-25 aralık süreciyle yıllardır dost kardeş birbirlerini çok iyi tanıyanlar, 'yağan yağmurlarda beraber yürüyüp ıslananlar' bir anda düşman kesilip; yıllardır dost oldukları kardeş bildikleri insanlar tarafından kandırıldıklarını, bu paralel yapının Amerika ve İsrail'e çalıştığını, onlara hizmet ettiklerini, Pensilvanya'daki adamın da ihanet şebekesi başı olduğunu ve onların inlerine girilmesi gerektiğini söyleyip düşman ilan ettiniz. Tâbi tam da Amerika ve İsrail ajanı olmakla itham ettiğiniz yapı insanlar arasındaki güvenini yitirirken.

15 Temmuz gece saat on civarında İstanbul Boğaziçi köprüsünde jandarmanın Anadolu'dan Avrupa'ya geçişi kapatmasıyla başlayan süreç ile; tankların namlularının sivil halka, meclise çevrilip ateşlemesi sonucu TSK'nın içindeki bir azınlık subayın daha doğrusu Fetullahçının, seçilmiş bir yasal hükümeti meşru olmayan yol ve yöntemlerle yıkmaya teşebbüs ettiklerini ve halkı onlara karşı sokağa davetinizden sonra bakanın biri bu darbeye teşebbüsün içinde Amerika'nın olduğunu söylemesi halkın size güven duyma noktasında en üst doruğa getirdi getirmesine de…

Şimdi darbeye teşebbüs eden Fetullahçılar mı, değil mi?

Eğer Fetullahçilar ise; hani Fetocular İsrail ajanı idi demiştiniz ya…

Peki, İsrail ile dost ve müttefiklik neyin nesi oluyor?

Ya da bu işin içinde büyük şeytan Amerika varsa -ki bunu en üst düzeydeki bakan söyledi- o zaman Amerika'ya halen dostluk mesajları ve güzel temennilerde bulunma da neyin nesi!?

Ya da farklı haber kaynaklarında darbeden haberdar ve destek sunan Suud hanedanını halen İslâm ordusu komutanı ve kendinizi de bu orduda görevli asker görmeniz nasıl bir akıl tutulması?

NATO'ya üye olan bir ülkede, askerîn darbeye teşebbüsü NATO'dan bağımsız olarak gerçekleşmeyeceğini bilmenize rağmen halen NATO üyesi ülke olmakla övünmeniz de ne?

Allah aşkına bu darbenin kim ve kimlere karşı yapıldığı noktasında bizi yanıltmaya çalışmayın.

Her şeyi açık açık söyleme cesaretinde bulunun.

Eğer bu darbe girişimini feto yapmışsa, fetonun ülkeyi ele geçirdiğini kabul edin artık devleti cemaatçiler ele geçirdi diyenlere kargalar güler diyenler açık bir şekilde bu halktan özür dileme erdeminde bulunsun.

Yok, bu darbe girişiminin arkasında ABD, İsrail NATO ve Suud varsa ve bu girişiminin püskürtüldüğüne inanıyorsanız; ABD, İsrail ve Suud'un elçilik ve konsolosluklarının en güvenli yerler olmadığını ifade edip ilan edin artık.

NATO üslerinin, özellikle İncirlik'in kapandığını açıklayın artık.

Aksi takdirde sizin hakkınızdaki düşüncelerimizden dolayı ne bizi yargılayın ne de bizi ayıplayın.

Tüm ipler sizin elinizde değilse de bize açık açık bu durumu itiraf edin.

En azından ‘Fetullahzedeler' olarak, yirmi yıldır “Fetullah, Amerika ve İsrail'e çalışıyor dememize rağmen, sizlere bir türlü Amerika ve İsrail karşıtlığı kazandıramadık. Şimdi belki Amerika ve İsrail'e karşı bir tavır koymanız için; “Amerika ve İsrail, Fetullah'a çalışıyor desek!!.. Bir işe yarar mı!?

İşe yaraması umudu ile…

Bahir Aydın

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar