İNTİZAR- İran birkaç gündür, İslam devrimine karşı bir araya gelen az sayıda göstericinin taraflı ve saldırgan sloganlar atarak yürüyüşler yaptığına tanık oluyor. Bu gösterilerle eş zamanlı olarak, “halkın mücahitleri” terör örgütü liderliğindeki devrim karşıtı grupların yanı sıra, Suudi Arabistan tarafından finanse edilen haber kaynakları ve Siyonistler tarafından sosyal paylaşım siteleri üzerinden yoğun kışkırtma kampanyaları patlak verdi. Hiçte masum olmayan bu kışkırtıcı hashtag paylaşımlarında, el yapımı bomba üretmek, gösterilerde silah kullanmak ve ülkeyi yakıp yıkmak doğrultusunda İranlılar provoke edilmek istendi.
ABD başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan liderleri ve Siyonistler tarafından birbirine benzer kışkırtıcı açıklamaların akabinde, İran sokakları bu sabotajcıların amacını ve gerçeği çok geçmeden anladı.
İranlıları en çok şaşırtan ve ürküten şey ise, Suudilerin bu olaylara ilişkin yorumları oldu. “Seçim” kelimesinin anlamını dahi bilmeyen bir krallığın, nasıl “İran demokrasisini” sorguladığı sorusu İran'da gündeme geldi. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti, 1979 İslam devrimi zaferinden bu yana onlarca başkanlık, parlamento ve belediye seçimi gördü. Hatta rehber ve uzmanlar konseyi bile seçimle tayin oldu.
İranlı “Tesnim” haber ajansı, İran'da olanlar hakkında çok önemli bir göstergeye ışık tuttu. İran'daki gösteriler hakkında Twitter üzerinden yorum yapan aktivistlerin, geçtiğimiz günler zarfında gösterilerde kaosu kışkırtan hashtag kampanyaları düzenlediğine işaret eden haber ajansı, “trandsmap” sitesi yoluyla bu hashtaglerin kaynağını araştırdı. Buna göre, İran karşıtı hashtag'ı kullanan klavye delikanlılarının %27'sinin Suudi Arabistan'dan paylaşım yaptığı ortaya çıktı. Diğer oranlar ise şu şekilde çeşitli ülkelere dağılmış durumda: %7 İngiltere, %5 Fransa, %5 Almanya, %4BAE.. Hashtagler aynı zamanda Siyonist varlık, Kanada, Hollanda, Avustralya, İsviçre, Polonya, İsveç ve bir dizi başka ülkede de farklı oranlarda kullanıldı.
Yukarıda verilen bu oranlar, çarpıcı bir paradoks oluşturuyor. Çünkü İran'daki gösterilerle ilgili İran sınırları dâhilinde atılan tweetlerin oranı %26'yı geçmemişken, gösterilerle ilgili aynı hashtag ile ülke dışından atılan tweetlerin sayısı, neredeyse %74'ü buldu.
Dikkat çeken bir diğer husus ta, bu tweetlerin yaklaşık %35'inin, Arapça yazılmış olması oldu. Şüphesiz çoğunluğu Suudi Arabistan'dan olan Arap aktivistler, bu hashtag'ı Farsça bilmeden tweetlerinde paylaşıyorlar. Bu da İran karşıtı hashtag'i trend topic yapmak için çalışan taraflar olduğunu gösteriyor.
“Tesnim” haber ajansının araştırması, bu komployu düzenleyen esas tarafları ortaya koyuyor. Caddelerdeki birçok isyan çıkaran liderlerin itirafları ve belgelerinin yayınlanmasından sonra gelecek birkaç gün içerisinde ayrıntıların tamamı ortaya çıkacaktır.
Artık herkes tarafından açık bir şekilde bilinen Siyo-Amerika-Suudi üçlüsü, bölgedeki art arda aldıkları yenilgiler ve kurdukları planların İran tarafından boşa çıkarılmasının ardından, İran İslam Cumhuriyeti ve İran halkından intikam almak istedi. Ancak İranlılar tarihi deneyimlerine güvenerek onlara şunu söylüyor: “Geçmişte şansınızı deneyip başarısız olduğunuz gibi, geri döndünüz ve tekrar başarısız olacaksınız.”
İran İslam Cumhuriyetinin iç durumuna hâkim olan gözlemciler, bu durumun İran için sıkıntı olmadığını ve bir ay sonra İslam devriminin kırkıncı yılına girişiyle kutlamaların yapılacağını söylüyor.
Muhtar Haddad
Kaynak: al-Ahad
Çeviri: Merve Soydaş