suriye-cehennemi.jpg

Afrin savaşının dörtlüsü

Savaşın dört ortağı da, Suriye yönetimine karşı düşmanca bir pozisyonda yer alıyorlar. Suriye ise, ilkeli bir konuma sahip olma ve oyuncuları bölgenin tarihi ve coğrafi yapısının merhametine bırakma hakkına sahiptir. Çünkü sonuç kesinlikle Suriye'nin lehine olacaktır. Bu yıpratıcı savaşın sonunda Suriye kurtuluş sahnesini oluşturacaktır.

23 Ocak 2018 Salı

İNTİZAR - Stratejik boyutları olan bir savaş meydanının resmini çizmeye çalışan analitik ve yapısal tanımlamalardan uzak bir şekilde baktığımızda, Afrin'deki savaş Kürt grupları destekleyen Amerika tarafının, doğrudan ve dolaylı olarak dâhil olduğu basit bir savaş olarak görünüyor. Kürtler, Suriye'nin kuzeyindeki güçlerinin bekası için ABD'den yardım alırken, ABD Savunma ve Dışişleri bakanlarının açıklamaları, bu desteklerin bölgedeki Rusya ve Çin'in rolü ile mücadele ve İran'ın etkisini engelleme stratejisi üzerine kurulduğuna işaret ediyor. Hem Kürt tarafı ve hem de buna karşın Türk tarafı için önemli bir konuma sahip olan Afrin savaşı, Amerika'nın savaşın sonuçlarının Kürtler ve destekçileri için kolay olacağı yönündeki açıklamalarına rağmen iki taraf içinde zor olacak gibi görünüyor. Savaş, yakında Kürtler ve Türkler arasında bir varoluş savaşı olacaktır. Amerikalılar ise, savaşın ateşinden uzak durmayı başarabilse dahi, sonuçlarından etkilenecektir.

Bu savaşa karışan ikinci taraf da, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin abası altında faaliyet gösteren silahlı gruplardır. Bu gruplar Nusra cephesinin, Feylaku'r-Rahman'ın (Rahman Kolordusu), Ahraru Şam'ın ve ÖSO'nun bayrağını kaldıran binlerce İslamcı militandan oluşuyor. Türklerin yürüttüğü bu savaştaki kara mücadelesi, bu grupların omzuna yüklenmiş durumda. Afrin savaşına bu kalabalık katılımın ilk sonuçlarından birinin idlib kırsalındaki bölgelerin hızla düşürülmesi olduğu söyleniyor. Bu durum, İdlib savaşında da tekrarlanacaktır. Bir yandan Kürt gruplar tarafından yürütülen hazırlığının boyutu, diğer yandan savaş tecrübesi ve silahların kalitesi, Türklerin ordu askerleri yerine sahada kullandığı silahlı gruplar için yıkıcı bir etkiye sahip olacaktır. Doğal olarak bu savaşın bitirici etkeni olacaktır. Suriye'nin politik denklemine girmeye çalışan Türkler kuşkusuz Suriyeli ortaklarını kaybetti, ya da birçok güç unsuru bulunan bu ortaklarını kaybetti.

Üçüncü taraf, savaşın adresi olan Kürt grupların kendisidir. Bu, bir yandan Amerika'nın desteğinin ilan edilmesi ve silahlanma ile savaş yeteneklerinin boyutunun abartılmasının ardından gelen inatçılık ve motivasyonun, diğer yandan ise IŞİD'in zaferinin farkındadır. Bu ikisi elbette savaşın tek sebebi değildir. Kürt liderliği, bağımsız Kürt oluşumu veya federal sistem istedikleri gelecek hakkında son sözü Türkler ile olan savaşın söyleyeceğini, ya da onlara bir takım sonuçlar dayatacağını biliyorlar. Bundan dolayı Kürt tarafı, Afrin'de kazanmak için federal veya bağımsız bir oluşumun denklemini dayatacak ölçüde dayanıklılığını ve ağırlığını koyacaktır. Teslim olmayı kabul etmenin eşiğine gelene kadar yenilmeyecek ve geri çekilmeyeceklerdir. Bu da federal devlet hayallerini terk etmek anlamına geliyor.

Dördüncü katılımcıya gelince, bu taraf savaşı başlatan ülke olan Türkiye'dir. IŞİD'in sonunun geldiğini ve Rusya ve İran'ın desteğiyle İdlib'de ilerleyen Suriye yönetiminin Kürtler ile yeni bir denkleme girmeyeceğini hisseden Türkiye, Suriye yönetiminin ABD desteği alan Kürtlere karşı bir denklem oluşturacağının farkına vardı. Bundan dolayı, Tükler savaşın önemini yüksek dereceye arttırmak zorunda kalacaktır. Türkiye, bu savaşı kazanmak için siyasi, diplomatik ve askeri ağırlığını koyacaktır. Ancak karşılarında dayanıklı bir kitle ve aşılması pek kolay olmayan politik bir duvar bulacaklardır.

Savaşın dört ortağı da, Suriye yönetimine karşı düşmanca bir pozisyonda yer alıyorlar. Taraflar, Suriye'nin çıkarlarını ve egemenliğini önemsemeyen hesapları için pozisyon değiştirmek, işbirliği ve savaştan geri çekilmeyeceklerdir. Bundan dolayı, bu savaş Suriye'nin güvenliğine zarar veren tüm taraflar için tarihi ve coğrafi bir ceza gibi görünüyor. Suriye ise, ilkeli bir konuma sahip olma ve oyuncuları bölgenin tarihi ve coğrafi yapısının merhametine bırakma hakkına sahiptir. Çünkü sonuç kesinlikle Suriye'nin lehine olacaktır. Bu yıpratıcı savaşın sonunda Suriye kurtuluş sahnesini oluşturacaktır. 

Nasır Kandil
Kaynak: albinaa
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar