35458-Nasrallah.jpg

Hizbullah'ın Direniş stratejisini okuma... Filistin modeli

Seyid Hasan Nasrallah'ın bahsettiği, İntifadayı harekete geçiren ve geliştiren adımlar ile Filistin Direnişine daimi bir şekilde sağlanan silahlı desteğin gerekliliği, yeni Direniş Ekseni'nin sahadaki direnişin halk ayaklanmasına doğru gelişmesi ve kapsamlı bir direnişi birleştirecek yeni bir strateji benimsediği mesajlarını veriyor.

30 Ocak 2018 Salı

İNTİZAR - Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bölgesel ve Arap direnişi için yeni bir strateji geliştirdi. Buna göre, bölgedeki Direniş Ekseni'nin kemik yapısına Lübnan, Suriye, Irak, İran ve Yemen'in yanı sıra Filistinli grupları dâhil etmeye yönelik yeni planlar hazırlandı. Direniş Ekseni'nin en büyük amacı, Kudüs'tür. Bu bağlamda, yeni stratejinin en önemli ayağı askeri seçenek olsa da, bununla sınırlı kalmayacak ve  politika, ekonomi, güvenlik ve medya alanları da bu strateji kapsamında yer alacaktır. Bundan dolayı, tarafların birbirleriyle çatışmadan, özelliklerini ve hedeflerini koruyarak ortak bir operasyon odası oluşturması gerekiyor. Aynı zamanda ırkçı Siyonist proje ile savaşmayı kendisine hedef edinen diğer tüm taraflar ile temas içinde kalmak gerekiyor. 

El-Meyadin televizyon kanalına röportaj veren Seyyid Hasan Nasrallah, başta Hamas, El-Fetih hareketleri ve Filistin Demokratik ve Halk Kurtuluş Cephesi'nin bulunduğu Filistinli grupların Direniş Ekseni'ne katıldığını ortaya koydu. Açıklamaya göre Direniş, Amerika'nın dev cephaneliği ile desteklenen düşman İsrail'in yenilgisi için stratejik bir denge oluşturmak üzere etkisini genişletiyor. Ayrıca "yenilmez ordu" algısını kırmayı ve Kudüs, Filistin ve tüm Arap İslam bölgesini düşmana karşı savunmayı hedefliyor. 

Seyyid Hasan Nasrallah, Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi ve İsrail meclisi Knesset'in Kudüs yasası ile birlikte, Filistin yönetimi ve İsrail rejimi arasındaki uzlaşı yolunun kapandığını açıkladı. Özellikle Direniş olmak üzere Filistinli grupların üzerinde anlaştığı bu karar, FKÖ ve İsrail arasında ABD gözetiminde meydana gelen  yaklaşık çeyrek asırlık bir kısır müzakere tecrübesinin ardından saha gerçekleri tarafından da doğrulanmıştır. Müzakereler, çıkmaz bir yola girmiştir. Kurtuluş yolu olarak ulusal mücadele stratejisini benimsemek, savaş ve barış seçeneği üzerinde anlaşmaya varmayı gerektiriyor. Üzerinde anlaşılan kararın ilk maddesi, Oslo anlaşmasının iptali, haksız kısıtlamaların sona ermesi,  Direniş ve intifadayı bir araya getiren yeni bir stratejiye yönelmek ve Filistin'in ulusal haklarının ve davanın uluslararası boyuta taşınmasıdır.

Seyyid Hasan Nasrallah'a göre, Amerika'nın düşümanca adımları,  bölgenin önüne yeni bir Balfour Deklarasonu koyuyor. Bu, ABD yönetiminin sahtekarlığının yanı sıra,  Filistin davasını sona erdirmek ve Arap - İslam ümmetini parçalamak hedefiyle teröre verdiği tam desteği açığa vuruyor. Bu durum, Filistin Direnişi'nin tüm savaş araçlarını ve donanımını hazırlamasını kapsayan bir strateji geliştirmesini gerektiriyor. Bunun yanında, gelecek savaşı çözmek ve hedefe ulaşmak için düşmanın kalesinin arkasında onlarca tüneli hazır etmesi gerekiyor. Filistin'in kuzey topraklarında yer alan el-Celil'e girmek te bu büyük savaşın olasılıkları dahilindedir.

Tüm Filistinli gruplar, Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğu, Filistin'de kalacağı ve bunun değişmeyeceği konusunda fikir birliği içindedir. Bu bağlamda Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah da konuşmasında, Trump'ın bölgeyi yeni bir yola soktuğu, Filistin halkının teslim olmayacağı, Kudüs'ü terk etmeyecekleri ve Direnişin Filistin'in başkenti Kudüs'e ulaşarak İsrail işgalini sona erdirmeye gücünün yettiğini vurguladı.

Seyyid Nasrallah, gelecek savaşa katılma kurallarının, olaylara, şartlara ve incelemeye tabi olacağını belirterek, düşmanla savaşmanın en önemli unsurunun beklenmedik sürprizler olduğunu, Direnişin ise sahada sürprizlere karşı kendini koruyabildiğini ifade etti. Sahada kendini koruyan Filistin Direnişi için sürprizler, 2008 - 2012 - 2014 yıllarında düzenlenen son üç savaşta da gördüğümüz gibi alışılagelmiş bir durumdur.

Seyid Hasan Nasrallah'ın bahsettiği, İntifadayı harekete geçiren ve geliştiren adımlar ile Filistin Direnişi'ne daimi bir şekilde sağlanan silahlı desteğin gerekliliği, yeni Direniş Ekseni'nin, yerleşim ve işgale karşı ulusal başkaldırı yoluyla  sahadaki direnişin halk ayaklanmasına doğru gelişmesi ve kapsamlı bir direnişi birleştirecek yeni bir strateji benimsediği mesajlarını veriyor. Yüzyılın sözde anlaşması ile savaşın işaretleri adım adım gün yüzüne çıkıyor.

Amerika, Filistin davasının tasviyesi ve bölgenin bölüştürülmesi için yeni bir gerçeği dayatmaya yöneliyor. İsrail rejimine her türlü desteği sağlayarak siyasi projelerini gerçekleştirmek ve Kudüs davası ile 1967 sınırları olmaksızın uzlaşı sürecine geri dönmeyi kabul etmelerini amaçlayan ABD, Filistin'e şantaj yapması ve uguladığı baskıyı sürdürmesi için İsrail'in önündeki yolu açıyor.

Kaynak: İuvmpress
Çeviri: Merve Soydaş 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar