01103.jpg

Nükleer anlaşmaya dair yeni denklemler

Amerika'nın çekildiği nükleer anlaşmada bugün, gelinen noktada ise, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin dün yaptığı konuşmasındaki sözleri durumu özetliyor: "Artık sadece sıfır noktasında değiliz, aksine uluslararası ve bölgesel düzeyde geniş etki uyandıracak yeni bir sahne karşısındayız."

10 Mayıs 2018 Perşembe

İNTİZAR - Yaklaşık 3 yıl önce, birçok analist nükleer anlaşma hakkında, kâr- kâr anlaşması tanımlamasında bulunuyordu. Bugün, gelinen noktada ise, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin dün yaptığı konuşmasındaki sözleri durumu özetliyor: "Artık sadece sıfır noktasında değiliz, aksine uluslararası ve bölgesel düzeyde geniş etki uyandıracak yeni bir sahne karşısındayız."

ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından meydana gelecek yeni aşamanın ayrıntılarına girmeden önce, Şah döneminden bugüne kadar İran ile Amerika'nın ilişkilerinin gerçeği hakkında küçük bir giriş yapılmalıdır.

Washington, İngiltere'nin çıkarılmasının ardından güçlü bir şekilde İran sahasına girdi. Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'nin arşivinde bulunan, Washington'daki Dışişleri Bakanı ile gerçekleştirilen yazışmalar, Amerikalıların Muhammed Rıza Pehlevi'yi ne derece küçümsediğini ortaya koyuyor. İran Şahı'nın eşi Farah'ın günlüğüne yazdıkları da Amerikalıların, onların bilgisi olmadan generaller ile iletişim kurması ve Vietnam savaşında herhangi bir bilgilendirme olmaksızın askeri uçakları kullanmaları sebebiyle, Şah'ın odaya nasıl öfkeli girdiğinden söz ediyor.

Amerikalıların müdahalesi bununla sınırlı kalmadı. Amerika Dışişleri Bakanlığının, yaklaşık 64 yıl geçtikten sonra "Dış Politika" dergisinde yayınlanan belgeleri, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının, 1953'te İran'da meydana gelen devrime karıştığı bilgisini gün yüzüne çıkardı. Buna göre CIA'in bu katılımı, o dönem demokratik seçimlerle başkanlığa getirilen Muhammed Musaddık'ın devrilmesine yol açtı.

İran devrimi, İran-Amerika ilişkilerinde bir kilometre taşı oluşturdu. Amerika'nın devrimi bastırma girişimleri ve General Robert Hays gibi askeri uzmanları bölgeye göndererek İran halkını öldürme girişimlerinde Şah'ı desteklemesine rağmen, İmam Humeyni bir aldatma ve hile durumunun sonuçlarına karşı ABD'ye uyarıda bulunarak, İran'ın uygun koşullar altında Amerika'ya petrol satışını sürdürmeye hazır olduğunu vurguladı. Ancak Tabes olayı, ABD Büyükelçiliğinin basılması ve arşivlerinin açığa çıkmasının ardından, ABD'nin devrimin sembolü olan çok sayıda kişinin suikastına bulaştığı ve devrime karşı tekrar bir devrim gerçekleştirilmesi için pek çok İranlı ile iletişime geçtiği ortaya çıktı.

Saddam Hüseyin'e karşı sağladığı sınırsız askeri ve siyasi destek ile dolaylı yoldan ülkeyi bir savaş aşamasına getiren Amerika, bugün ise ekonomik savaş ile doğrudan giriştiği yeni bir rejim değişikliği projesinde başarısız oldu.

Nükleer anlaşma

Başa dönersek, Amerika'nın çekildiğini açıkladığı nükleer anlaşmanın varlığının, çok taraflı uluslararası bir anlaşma olarak sürdürmesinden uzak olarak, aşağıdakilere değinebiliriz:

Birincisi: Amerika'nın, bu geri çekilmenin en önde gelen kaybedenlerinden biri olacağından hiç şüphe yoktur. Atom Enerjisi Kurumu tarafından yayınlanan onlarca rapora göre, Trump'ın bu hamlesi, İran'ın anlaşmaya tam bağımlı kalmasına karşın ABD'nin anlaşmalara bağlı kalmaması konusunda dünya kamuoyunun görüşünü güçlendirdi. Bu bağlamda İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Atom Enerjisi Kurumu'nun, İran'ın sınırsız bir şekilde gerçekleştireceği barışçıl zenginleştirmesine hazır olması gerektiğini vurguladı. Dolayısıyla, barışçıl nükleer anlaşmaya hızlı bir dönüşe şahit olacağız.

İkincisi: İş adamı olan Trump'ın Beyaz Saray'a gelmesi ile birlikte Amerika'nın dünya düzeyinde sarsılan itibarı, Tramp'ın bu son hamlesi yüzünden şiddetli bir darbe daha alacaktır. Bu durum, Amerika'nın kötü şöhreti göz önüne alındığında, Kore dosyalarına da yansıyacaktır.

Üçüncüsü: Yasal olarak, işler Amerikan yönetimi için genel olarak daha kötü görünüyor. Nitekim İran, Amerika'nın anlaşmayı reddeden bir suçlamaya mahal verecek en ufak bir ayrıntı ile dâhi müdahalede bulunmasına izin vermedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre bu adım, Washington'un kararının, İran'ın nükleer çalışması ile bir ilgisi olmadığı, aksine Tahran ile siyasi hesapların tasfiyesi olduğunu doğruluyor. Cumhuriyetçi ve demokratların, Trump'ın kararını eleştirmesinin en önemli nedenlerinden biri bu şık ile ilgilidir.

Dördüncüsü: Arak'taki reaktörü devre dışı bırakmak için çalışan bazı tesislere ilaveten, nükleer çarkta gerçekleştirilen geciktirme süreci, İran'ın kaybıdır. Ancak nükleer bilim, hala varlığını koruyor. Bu noktada, İran İslam Cumhuriyeti, nitelikli bilimsel sıçrama ile bu kaybı telafi etmeye yöneliyor.

Beşincisi: Trump, İranlıların zihninde yükselen Amerikan aldatmacası ve kurnazlığını, hakkını vererek sağlamlaştırdı. Bu hilekarlığın namı, İran'da müfredata girerek ders kitaplarında okutulmaya başlandı. Aynı şekilde, Amerika'nın prestijinin kırılmasına karşın, İran'ın uluslararası ve bölgesel düzeydeki prestiji ise güçlenmeye başladı. Bu da Netanyahu'nun son çevirdiği, İsraillilerin kendilerini James Bond zannettiği filmin en önemli sebeplerinden biridir.

Altıncısı: Tahran ile girilecek bir sonraki savaş, Amerika'nın bölgedeki herhangi bir askeri harekâtından kaynaklanan feci sonuçlar nedeniyle, ekonomik savaştır. Bu durum, İran halkının yanı sıra, İran ile iş birliği yapan ve Amerika'nın kararlarına bağlı kalmayan birçok ülkenin halkına ve dolayısıyla Trump'ın siyasi başarısızlıklarının sonuçlarını yüklenen bölge halkı üzerine daha fazla yaptırım uygulanmasına ol açacaktır. Gel gelelim ki, 40 yıl boyunca sürdürülen yaptırımlar İran'ı kalkınmaktan vazgeçiremedi.

Sonuç olarak, öyle görünüyor ki Trump ahmakça davranışları sayesinde, yakın vadede öyle görünmese de uzun vadede İran'a büyük hizmet etmiş oldu!

Kaynak: alwaght
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar