4bk9638c57a582emc7_800C450.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Fırat’ın doğusundaki İran saldırısının dosta - düşmana gönderdiği mesajlar

Fırat’ın doğusundaki İran saldırısının dosta - düşmana gönderdiği mesajlar

İran Devrim Muhafızları, söylediğini yapma iradesine sahip olduğunu ve İran İslam Cumhuriyeti'ne yöneltilen tehditlere karşı caydırıcı gücünü kullanabildiğini bir kez daha kanıtladı. Baskılar karşısında kolay lokma olmayacağını gösteren İran, dosta ve düşmana karşı yumuşak ve sert mesajlar gönderdi.

10 Ekim 2018 Çarşamba

İNTİZAR - İran Devrim Muhafızları tarafından Fırat'ın doğusunda yer alan IŞİD karargâhlarına düzenlenen nitelikli füze saldırısının yankıları, pek çok tarafa gönderilen mesajları okumaya çalışan dünyada hala devam ediyor.

“Muharrem darbesi” adı verilen ve “Ya Hüseyin” parolası ile başlatılan füze saldırısında, geçtiğimiz hafta İran'ın Ahvaz kentinde kadınlar ve çocuklarında yer aldığı çok sayıda insanın şehid düşmesine sebep olan terör saldırısını planlayan teröristler dâhil olmak üzere, örgüt liderlerinden 40 kişi öldürüldü.

Saldırının ardından sabahın ilk saatlerinde Devrim Muhafızları'na bağlı Hava Kuvvetleri tarafından yayınlanan bildiride, orta menzilli karadan karaya 6 füzeyle düzenlenen saldırıda Ahvaz teröristlerinin liderlerinin hedeflendiği bildirildi. Söz konusu füzelerin 570 kilometre mesafe üzerinden terör yuvalarını hedeflediği belirtilen açıklamada, bu saldırının ardından 7 insansız hava aracı ile teröristlerin hedeflendiği kaydedildi. Devrim Muhafızları, İran halkına saldırmak ve zarar vermek isteyen herkesin, aynı şekilde cezalandırılacağı vaadinde bulundu.

Bu operasyon ve Devrim Muhafızları'nın konu hakkındaki açıklaması, çok sayıda mesaj taşıyor. Bunların bir kısmına değinecek olursak:

Birincisi: Bu olay, Devrim Muhafızları'nın İran sınırları dışında düzenlediği ilk balistik füze saldırısı değildir. Geçtiğimiz Eylül ayında, Irak'ın Kürdistan bölgesindeki terör yuvalarına balistik füze saldırısı düzenleyen İran Devrim Muhafızları, 2017 yılı Haziran ayında da, o dönem gerçekleşen Tahran saldırısına cevaben, İran topraklarından Deyr ez-Zor'daki IŞİD mevzilerine füze saldırısı düzenlemişti. Bu sayede İran, balistik füze kullanarak ülke sınırları dışındaki düşmanlarını hedefleyen Rusya ve Amerika'dan sonra, dünyada üçüncü ülke haline geldi. Elbette Saddam günlerinde Irak yönetimi tarafından işgal altındaki Filistin'e düzenlenen saldırıyı bu kategorinin dışında tutuyoruz. Çünkü bu saldırı, gerçek bir amaca ulaşamadı, aksine bunu bahane ederek Irak petrolünün Siyonist varlığın menfaatine satılması tazminatı dayatıldı.

İkincisi: İran'ın füzelerinin Irak toprakları üzerinden geçerek 570 kilometre mesafeden hedefi on ikiden vurması, İran'ın füze gücünün nitelikli gelişimini ortaya koyuyor. Suriye'deki El-Bukemal civarında yer alan hedef, hassas bir şekilde vurulduktan sonra İran'ın olay yerinde bulunan insansız hava araçları geri kalan teröristlerin mevkilerini bombaladı. Bu saldırıda da, hedefler başarı ile vuruldu.

Üçüncüsü: IŞİD karargâhlarını bombalayan insansız hava araçları, 2012 yılında İran hava sahasına giren RQ170 tipi ABD casus uçakları üzerinden üretilen, İran yapımı gelişmiş “Simurg” İHA'larıdır. Daha da önemlisi, bu uçaklar hakkında yayınlanan görüntülere göre, İran topraklarından fırlatılan insansız hava araçları, Irak semalarından geçerek Suriye'nin doğu bölgesine ulaştı, bombalama operasyonunu gerçekleştirdi ve fırlatıldığı havaalanına geri döndü. Mühimmat ise uçağın dışında değil, içerisine monte edilmişti. Yani, bazılarının düşündüğü gibi “Saike” (Yıldırım) tipi değildir. Ancak saldırıda kullanılan uçaklar, bahsi geçen “Saike” uçaklarından daha büyük ve radarlardan kaçmak konusunda daha yeteneklidir. Bu durum, Amerikalılar için iyi bir haber değildir.

Dördüncüsü: “Zülfikar” ve “Kıyam” füzelerinin tekrar kullanılması, Suriye toprakları içerisinde terör karargâhlarına üç bin küçük füze fırlatma kapasitesine sahip olan İran'ın, bu füzelerden, mütevazı terör hedeflerine bir seferinde 6 tane fırlatacak kadar çok ve yeterli bir cephaneliğe sahip olduğunu gösteriyor.

Beşincisi: Balistik füzelerle hedef alınan bölge, Fırat'ın doğusunda ABD kuvvetlerine ve müttefiklerine yakın olan IŞİD'in mevcudiyet bölgesidir. Bu açıdan bölge, ABD güçlerinin büyük miktarda ekipman, batarya ve hava desteğini sınırda biriktirdiği ve ABD gözetleme uçaklarının terk etmediği bir bölgedir. Diğer bir deyişle, bu bölge Amerika'nın operasyon bölgesi olarak kabul ediliyor. Ne var ki İran İslam Cumhuriyeti, Amerikan güçleri ile herhangi bir koordinasyon içerisine girmeden yaptığı bu saldırıda, sadece IŞİD'in karargâhlarını balistik füzeler ile vurmakla kalmadı, insansız hava uçaklarını da göndererek bahsi geçen bölge üzerinde doğrudan bombardıman operasyonları gerçekleştirdi.

Altıncısı: Bu saldırı, son olmayacaktır. İran'da Rejimin Maslahatını Belirleme Konseyi Sekreteri Tümgeneral Muhsin Rızai yaptığı açıklamada bunu vurguladı. Twitter aracılığıyla açıklamada bulunan Rızai, bu saldırının sadece teröristleri uyarmak için geldiğini ve cevabın henüz verilmediğini vurguladı.

Yedincisi: Devrim Muhafızları, tekfirci gruplara, uzak coğrafyalarda yer alan teröristlerin bölgedeki bu grupların düşünce ve medya kimliklerinin korumasına ve misillemeden uzak bir şekilde güvende kalmalarına izin verilmeyeceğine dair bir mesaj göndermek istedi. Zira İran İslam Cumhuriyeti, onların aklına gelmeyecek yerlerdeki teröristlere ulaşabilecek yeteneğe sahiptir.

Sekizincisi: İran, IŞİD karargâhına düzenlediği füze saldırıları ile Amerika'nın tehditleri ve İsrail ile savaş ihtimallerini hesaplayarak hareket etmediğini kanıtlamış oldu. Bu saldırıların asıl hedefi, ilk bakışta tekfirci gruplara saldırmak olsa da, gerçek hedef ve amaç eski düşmanlardır. Yani İsrail rejimi ve Amerika'dır. Amerika'nın İran'ı tehdit ettiği ve yaptırım dayatmaktan söz ettiği bir dönemde, yaptırımlara bir ay kala İran Devrim muhafızları böyle bir mesaj gönderdi. Bu, İslam Cumhuriyeti'nin olası bir savaşa karşı hazırlığının boyutunu gösteriyor.

Dokuzuncusu: İran Amerikan yönetimine, İran'ın petrol ihracatının yasaklanması tehdidini hatırlatmak istedi. Buna göre, eğer İran Hürmüz Boğazı'ndan petrolünü ihraç edemezse, hiçbir ülke buradan petrolünü geçiremeyecektir. IŞİD'e karşı düzenlenen füze saldırısı, İran'ın balistik füzeleri ve insansız hava araçlarının Hürmüz Boğazı'nda bu senaryoyu yazacak yeteneğe sahip olduğuna dair Tramp'a bir mesaj gönderdi. Ayrıca İran'ın, Hürmüz Boğazı'nı kapatmak için burada doğrudan bir varlığa ihtiyacı olmadığı, her türlü tehdide karşı koyacak savaş araçlarına sahip olduğu mesajı da ilgili taraflara gönderilmiş oldu. Bu durum, İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Hüseyin Selami'nin şu sözlerini hatırlattı: “Eğer kırmızıçizgilerimizi aşarsanız, biz de sizin kırmızıçizgilerinizi aşmak konusunda çekinmeyiz.”

İran Devrim Muhafızları, söylediğini yapma iradesine sahip olduğunu ve İran İslam Cumhuriyeti'ne yöneltilen tehditlere karşı caydırıcı gücünü kullanabildiğini bir kez daha kanıtladı. Baskılar karşısında kolay lokma olmayacağını gösteren İran, dosta ve düşmana karşı yumuşak ve sert mesajlar gönderdi.

Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar