201812260624210.jpg

İsrail askerleri kaçış ve çöküş arasında

Direniş, düşman İsrail ordusunu korkuya düşürerek, heybetini kırdı ve Siyonist rejimin akıllara kazınan yenilmez imajını değiştirdi. Bu durumun yarattığı etki, işgal ordusu askerlerinin safları arasında yayılmaya başladı. Bu yeni olgunun yayıldığını gösteren çalışmalar, savaş birimlerine katılan İsrailli gençlerin oranlarında gerileme olduğunu ortaya koyuyor.

1 Ocak 2019 Salı

İNTİZAR - Siyonist ordunun askerleri ile Arap askerlerin imajı, artık eskisinden çok farklı. İsrail askerleri, on yıllardır ekranlara yenilmez ordu olarak yansıtılırken, Arap askerler ise halkın gözünde yenilmiş ordunun askerleri olarak görülüyordu. Ne zaman ki, Direniş hareketleri Arap ülkelerinde ortaya çıkmaya başladı, Arap direnişçilerin elde ettiği sonuçlarla birlikte, alışılagelmiş olan bu görüntü yavaş yavaş değişmeye başladı. Bu direniş, düşman İsrail ordusunu korkuya düşürerek, heybetini kırdı ve Siyonist rejimin akıllara kazınan yenilmez imajını değiştirdi. Bu durumun yarattığı etki, işgal ordusu askerlerinin safları arasında yayılmaya başladı. Bu yeni olgunun yayıldığını gösteren çalışmalar, savaş birimlerine katılan İsrailli gençlerin oranlarında gerileme olduğunu, İsrail askerlerinin savaş birimleri dışındaki diğer birimlerde görev almayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. Görünüşe bakılırsa, yükselişe geçen bu olgu karşısında ordunun elinden hiçbir şey gelmiyor.

İsrail'in güvenlik kurumları

Başlangıçta değindiğimiz bu durum, Tel Aviv'deki yüksek güvenlik kaynaklarına göre 2011 yılının başlangıcında net bir şekilde ortaya çıktı. İsrail Ordusu Genelkurmay Başkanı General Gadi Eizenkot, bu durumu sert bir dille eleştirdi. Buna ilaveten aynı kaynaklar, zorunlu askerlik yasasına göre 18 yaşında askere alınan İsrailli gençlerin yaşadığı manevi çöküşün son derece tehlikeli olduğu hakkında uyarıda bulundu. Tel Aviv'deki aynı kaynaklardan aktaran savaş muhabirine göre, kaynaklar bu durumu işgal rejimindeki karar mekanizmalarının endişelenmesi, uykularını kaçırması gereken ve hatta çözülmesi güç olan temel bir problem ya da çıkmaz olarak değerlendirdi. Buna karşın orduda görev yapanların manevi çöküşünün tedavisinin ise, İsrail'in karşı karşıya kaldığı zorlukların odak noktası olarak kabul edildiği vurgulandı.

Bunun yanı sıra, kaynaklar General Eizenkot'un geçtiğimiz günlerde Herzilya'da yaptığı bir konuşmasında, özet olarak İsrail Ordusunda maneviyat ve mücadele ruhunun çöküşünden dolayı yaşadığı derin korkudan bahsettiğine dikkat çekti. Savaş birimlerindeki askeri alım oranlarının düşüşü ve üç yıllık zorunlu askerlik döneminin bitmesinin ardından askerlerin orduda göreve devam etmeyi reddetmesi, bu durumu onaylıyor. Bu nedenlerden dolayı, savaş birimlerine katılan askerlerin oranı yüzde 79'dan yüzde 67'ye geriledi.

Siyonist orduya bağlı üst düzey askerlerin, geçmişte olduğunun aksine, kısa süre görev aldıktan sonra orduyu terk ettiklerine işaret eden kaynaklar aynı zamanda, Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlenen periyodik toplantılar sırasında, İsrail Ordusunun durumunun ciddiyeti hakkında gizlice uyarı yapan ordu generallerinin, yüksek seslerinin duyulduğunu ortaya çıkardı.

Nedenleri ve sonuçları

İsrail askerlerinin geldiği durumu anlamak için, 2006 Temmuz savaşına geri dönmeliyiz. Temmuz savaşının ardından, bölgedeki Direnişçiler inanılmaz bir maneviyat ve savaş ruhu kazandı. Bu savaşta kazanılan zafer, tüm Arap sokaklarında arzulanan bir galibiyetti. Dahası bu zafer, İsrail'in askeri ve güvenlik kurumlarını tüm hesap ve planlarını yeniden gözden geçirmek ve savaş cephelerinden kaçmamaları için askerlerine teşvikler ile ayrıcalıklar sunmak zorunda bıraktı. Son savaşlar ise bölgedeki güç denelerini değiştirerek tüm dengeleri toprak sahiplerinin lehine döndürdü. Bundan dolayı bugün Arap direnişçiler kimsenin görmezden gelemeyeceği kadar gerçek bir korku denklemi kurdu. Tüm özgür Arapların ihtiyacı olan şey tam olarak budur.

İsrail'de Filistinlilerden kaynaklı korku, panik ve endişenin derecesini gösteren dikkat çekici ve ender rastlanan bir örnek verecek olursak, İsrailli sosyoloji uzmanı View Oded Menahem, İsrailli “kanal10” televizyonunun, Gazze'deki yerleşim biriminde yaşayan Arjantinli bir Yahudi ailenin hayatı hakkında yayınladığı bir haberi aktardı. Haberde, 10 yaşındaki bir Yahudi çocuğa “Genel olarak neyden korkuyorsun?” sorusu yöneltildiğinde, çocuk şu cevabı veriyor: “Tünelden bir Arap'ın çıkması ve uyurken beni almasından korkuyorum.”

Siyonist uzman şöyle devam etti: “Sığınaklardaki hayat, siren sesleri ve sığınaklara kaçan annelerin gözyaşlarını unutmayın. Tüm bunlar, bizi gelecek neslin gözünde zayıf gösteriyor. Bu çocukların bilinçaltında oluşturduğu resim ise, Hamas'ı vahşi, güçlü ve acımasız bir örgüt, bizi ise yenilmiş bir ordu olarak gösteriyor.” Siyonist sosyolog, bu çocukların 8 yıl sonra asker olacağına dikkat çekerek şu soruyu sordu: “Düşmanlarımıza karşı korku böyle büyürken, hangi nesil İsrail'i koruyacak?”

Art arda gelen başarısızlıklar

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, son zamanlarda İsrail'e dikkat çekmeye, İsrail askerlerinin motivasyonunu yükseltecek ve yolsuzluk doyası da dâhil olmak üzere girdiği çıkmazdan kurtaracak hayali bir zafer kazanmaya çalışıyor. Belki de bu zafer ile uluslararası toplumu Hizbullah'ı kınaması ve Hizbullah'a karşı toplu bir karar alınması yönünde kışkırtabilir. Tüm bunlar, Kuzey kalkanı operasyonu ile Netanyahu'nun elde etmek istediği neticelerdir.

Netanyahu, Hizbullah'ın tünellerini yıkmayı hedefleyen operasyonun Siyonist düşman için tehlike oluşturduğunu gördü. Ancak İsrailli güvenlik kaynakları, Netanyahu'nun bu tünelleri dört yıldan beri bildiği ancak hiçbir şey yapmadığını bildirdi. Kaynaklar, Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ve Bir Gelecek Var partisi lideri Milletvekili Yair Lapid'in yerleşimcilerin güvenliği için operasyonun başlamasını reddetmekte haklı olduklarını ekledi. Ayrıca kuzeydeki Hizbullah'a ait tünellerin tamamlanmadığı, dolayısıyla ordunun bu problem ile daha başka bir zamanda ilgilenebileceği söylentileri İsrail'de dolaşıyor. Ancak İsrail'de yayınlanan “Yediot Ahronot” gazetesinin de vurguladığı gibi, Tel Aviv'deki güvenlik ve politika düzeyindeki karar mekanizmaları, Yahudi devletinin vatandaşlarına panik ve korku aşılamak konusunda çok istekli görünüyor.

Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar