77528-64647-cats.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  İsrail’in Suriye’ye saldırılarını yoğunlaştırması, korktuğunun kanıtıdır

İsrail’in Suriye’ye saldırılarını yoğunlaştırması, korktuğunun kanıtıdır

Bana kalırsa, artık bölgedeki oyun kuralları değişti ve İsrail şu an korku ve panik halinde, Suriye cephesindeki bu önemli askeri gelişmeye ve özellikle de Suriye'nin güneyi ve Golan cephesinde İran ile Hizbullah'ın genişleyen varlığına karşı koyamıyor. Ordusu ile böbürlenen düşman İsrail karşısında İran, Suriye ve Hizbullah bir yıpratma savaşı başlatmaya karar verdi.

24 Ocak 2019 Perşembe

İNTİZAR - Değerli takipçilerim, bu haftaki buluşmamıza hoş geldiniz. Allah'tan sizin için selamet diliyorum. Sıra dışı bir hafta yaşıyoruz, çünkü Suriye cephesinde gerçekleşen olaylar devamlı kızışıyor ve tırmanıyor. İşgalci İsrail, son birkaç gün içerisinde Suriye devletine karşı üç kez saldırı düzenledi. Bu saldırıların sonuncusu, Pazartesi sabahı erek saatlerde gerçekleşti. Bu saldırıda İsrail uçakları ve füzeleri Suriye'nin Şam Havaalanı yakınlarında bulunan hedefler üzerine, elli beş dakikadan uzun bir süre boyunca bombardıman gerçekleştirdi. Rusya'nın resmi haber ajansı, İsrail uçaklarının Lübnan toprakları, El-Celil ve Taberiyye Gölü üzerinden geçerek, Suriye'deki hedefler üzerine 30'un üzerinde füze fırlattığını bildirdi.

İsrailli medya araçları bu saldırıda, Şam Havaalanı yakınlarındaki Devrim Muhafızları'nın ve Suriye Ordusu'nun mevkileri ile Hizbullah'ın silah depolarının hedeflendiğini söyledi. Rusya'nın resmi açıklamalarına göre saldırıda fırlatılan füzelerin çoğunluğu düşürülerek imha edildi.

Suriye'nin hava savunması, geçmiş saldırılarda olduğu gibi bu saldırıya da etkili bir şekilde karşı koydu. Eğer İsrail'in bu saldırıları, geçtiğimiz 7 yıl boyunca İranlıların Suriye'deki varlığını ortadan kaldırmayı başardıysa, -İsraillilerin açıklamalarına göre- öyleyse İsrailliler niçin hala bu Arap ülkesine saldırmaya devam ediyor? Bana kalırsa, artık bölgedeki oyun kuralları değişti ve İsrail şu an korku ve panik halinde, Suriye cephesindeki bu önemli askeri gelişmeye ve özellikle de Suriye'nin güneyi ve Golan cephesinde İran ile Hizbullah'ın genişleyen varlığına karşı koyamıyor.

Golan cephesinin açılmasına yönelik karar alındı. Ordusu ile böbürlenen düşman İsrail karşısında İran, Suriye ve Hizbullah bir yıpratma savaşı başlatmaya karar verdi. Diğer bir hususa gelirsek bölgede oyun kuralları değişti. İsrail, İran'ın Suriye'nin güneyinden, Golan tepelerindeki İsrailli hedeflere fırlattığı karadan- havaya balistik füzelerine cevaben bu saldırıları düzenlediğini resmi bir açıklama ile itiraf etti. Bu durum, İsrail cephesinde korku yayılmasına sebep oldu. Yarım tondan fazla patlayıcı başlıklı bu balistik füzenin, İsrail'in merkezine düşmesi halinde vereceği zararın büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? Bu füzenin bugün Suriye'nin güneyinden işgal altındaki Golan tepelerine fırlatılmasının zamanı geldi.

Peki, Hizbullah füze cephaneliğini açarsa ne olur? Hizbullah'ın elinde 150 bin, hatta belki de 200 bin füzesi olduğu söyleniyor. Elbette doğrusunu ancak Allah bilir. Bu füzeler, İsrail'in tepesine çökmeye başlar, aynı şekilde İran ve Suriye de silah depolarını açarsa, Demir Kubbe buna karşı ne yapabilir? Hamas, İslami Cihad ve Halk Direnişi'nin de füze cephanelikleri olduğunu unutuyorlar. İsrail ve Demir Kubbesi, bu füzeler ile karşılaşırsa ne yapacak?

Son Gazze savaşında sadece kırk saat boyunca bu füze Tel Aviv Havaalanı, yerleşim bölgeleri, sivillere ve işgal edilmiş Filistin topraklarındaki diğer hedeflere ulaştığında, Netanyahu vakit kaybetmeden hareke geçti. Ateşkes konusunda müdahale etmesi için Mısır'a giden Netanyahu, Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşerek yardım istedi. Yarım ton patlayıcı başlık taşıyan bu füzeler şu anda türünün tek örneğidir. Bu eşsiz füze birden fazla sayıda fırlatılırsa, Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı'nın durumu ne olacak? Bir seferde binlerce füzeden oluşan bir füze dalgası üzerlerine geldiğinde ne yapacaklar? İşte bu, İsraillilerin korkusunun ana kaynağıdır.

Bana kalırsa, şu an Golan cephesi açılmadıysa bile, açılma yolundadır. Yani yeni bir tırmandırmanın eşiğindeyiz. İşgalci İsrail devletine karşı yeni bir yıpratma savaşının kapıları açılmak üzere. Bu yıpratma savaşı, öncekilerden çok daha farklı bir savaş olacaktır. Çünkü bu savaş, piyade tüfekleriyle girilen ya da komando operasyonlarının düzenleneceği bir savaş değil, kara, hava ve füze savaşı olacaktır.

Diğer yandan, geçtiğimiz Pazar günü Suriye'ye karşı düzenlenen düşman saldırısında kullanılan füzeler, ekonomi zirveleri düzenleyen Arap toplumlarının başının üzerinden geçti. Öte yandan, Suriye'nin varlığı olmadan düzenlenen bu zirvelerde, Suriyeli mülteciler için tek bir karar bile çıkmadı. Siz Suriyeli sığınmacıları bir düşünmelisiniz. Suriye'yi yerle bir ederek, Suriyelileri göç etmeye zorlayan sizlersiniz. Sığınmacıların nereye gittiğini düşünün. Yoksul bir ülke olan ve 100 milyar dolardan fazla borcu bulunan Lübnan'a gittiler. Elektrik, petrol ve hatta su dâhil hiçbir şeyi bulunmayan fakir bir ülke olan Ürdün'e gittiler. Yine fakir ülkelerden biri olan Sudan'a gittiler. Ancak ne yazık ki, zengin ülkeler kapılarını Suriyeli sığınmacıların yüzüne kapattı. Tek bir Suriyeliyi bile kabul etmediler. Elbette Türkiye'nin üç buçuk milyon sığınmacıyı kabul ettiğini de görmezden gelemeyiz.

Suriye refah seviyesi yüksek, kendi buğdayını üreten ve beş yıldan fazla süre yetecek kadar stok biriktiren ve dış borcu bulunmayan bir ülkeydi. Peki, Suriye'yi kim yaktı, yıktı ve bu hale getirdi? İşte Suriye'yi yıkanlar ve harabeye çevirenler, bugün İsrail ile normalleşen ülkelerdir. Suriye'yi yıkanlar şu an İsrail ile dost oldular. İsrail'in Suriye'ye düzenlediği bu saldırıyı kınayan tek bir Arap ülkesinin açıklaması bile yok. Düşünün, tek bir Arap bile İsrail'i kınamadı. Tek bir ülke bu saldırıya tepki göstermedi. BM Güvenlik Konseyi toplantısında bu saldırılara karşı tek bir talep bile gelmedi. İsrail'in bu büyüklük taslayan saldırısına karşı, tek bir kelime bile ağızlarından çıkmadı.

Suriyeliler Arap değil mi? Suriye bir Arap ülkesi değil mi? Madem Suriye'ye karşı düzenlenen saldırılara göz yumacaksanız, o zaman niçin Suriye'de elçiliklerinizi açıyorsunuz? Niçin bu saldırıya ses çıkarmıyorsunuz? Hizbullah'ın Lübnan'da olmasını bahane ediyorsunuz. Niçin zirve heyeti oraya gitmedi? Peki, geçmiş zirvelerde, tek bir önemli Arap ülkesinin bile gitmediği Moritanya'da da mı Hizbullah var? Bunları unuttunuz mu? Son Riyad zirvesinden önce Kuveyt'te düzenlenen Körfez zirvesine, Katar Prensi dışında hiçbir Arap lideri katılmadı. Kuveyt'te de mi Hizbullah vardı? Ortak Arap eylemi, bu mudur? Ortak Arap eylemi, bugün İsrail ittifakı haline mi geldi? İsrail ile güçlü ilişkiler kuranlar bu Araplar değil mi? Bunların İsrail'in yakın dostu olması bir sorun değil mi?

Suriye'yi düşmekten Araplar değil İranlılar korudu. Ümmetin gittiği yol, gerçekten çok tuhaf. Ancak bugün işler değişti. Oyunun kuralları değişti. İsrail'in büyüklenmesine karşı meydan okunuyor. Bu yıl, İsrail ile karşılaşma yılı olacak. Bu, düşman İsrail ile savaş yılı olacak. Suriye'ye yedi sene boyunca İsrail'den füze fırlatıldı. Hizbullah konvoylarının buradan geçmesi, Hizbullah füzelerinin taşınması ve İran'ın buradaki varlığı bahanesi altında Suriye'ye saldırılar düzenledi. Ancak Suriye dayandı, tüm bu saldırılar karşısında direndi. Suriye, bu ümmeti düşmana karşı müdafaa etme ve düşman İsrail'e karşı meydan okuma şerefine sahip oldu.

Suriye'nin İsrail sınırını koruduğunu söyleyenler var. Madem ki sınırları korunuyor öyleyse İsrail niçin sınırlarının korunması için başka ülkelere gidip yardım istiyor. Suriye İsrail'e karşı savaşıyor, meydan okuyor ve ümmetin onurunu savunuyor. Bunlar bölgedeki, Suriye'deki, Lübnan'daki, Irak'taki güç haritası üzerindeki gerçek değişimlerdir. Bugün burada Direniş Ekseni var. Bu eksen güçlü bir hale geldi.

Hizbullah'ın cumartesi günü el-Meyadin kanalında söylediklerine bakın. Vallahi ben savaşın meydana gelmesine ve sürpriz gelişmelerin yaşanmasına şaşırmam. Niçin Cumartesi günü seçtiler? Ben çok iyi biliyorum ki, bu konuda diyaloglar gerçekleşiyor. Gerçekten bu husus çok önemlidir.

Diğer taraftan, son saldırıların ardından Rusya'ya ve Putin'e karşı öfkeliyiz. Niçin İsrail'in saldırılarını püskürtmek için Suriye'nin S-300 füzelerini kullanmasın izin vermedi? Niçin Lübnan hava sahsından vurdu? Bu füzelerin yaklaşık bin 350 mil menzili var. Rusya niçin Suriye'nin bu füzeleri kullanarak hava sahasını korumasına ve İsrail'in saldırılarına karşı koymasına izin vermedi?

İsrail, Suriye'ye saldırıyor. İsrail saldırgandır! İsrail'in saldırıları karşısında herkesin Suriye, İran, Hizbullah ve Hamas'ın yanında durması gerekiyor. Allah'a yemin olsun ki, bugün Golan'dan İsrail'e füze fırlatılmasının zamanı geldi. Hizbullah'ın 150 bin füzesini fırlatmasının zamanı geldi. İran'ın ve Suriye'nin füzelerini fırlatmasının zamanı geldi. Tüm bunlar karşısında, İsrail'in Demir Kubbe'si ne yapabilir?

İşte bu sebeplerden dolayı İsrail büyük bir kriz içerisinde. Biz, krizden çıktık fakat İsrail, bugün bu ümmete karşı saldırgan politikalarının sonucunu yaşıyor. İsrail ile normalleşenler birbiri ardına pişman olacaklar. Başkentlerini İsrail'e açtıkları ve İsrailli yetkilileri karşıladıkları için gelecekleri boyunca pişmanlık yaşayacaklar. Gerçek budur, çünkü oyununu kuralları değişti. Bana göre, Golan cephesi ve belki de Güney Lübnan cephesi açılacaktır. İsrail'in kibirlenmesi son günlerini yaşıyor.

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Abdulbari Atvan
Kaynak: Ray el-Yevm
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar