binyamin-netanyahu-2011de-irana-savas-acmayi-planladi-h1527763164-6bec9c.jpg

İsrail'in Suriye stratejisi: Boş laf, az iş

İsrail'in son uygulamaları, askeri olmaktan ziyade siyasi boyutları olan, kuru gürültüden ibaret faydasız işlerdir. Suriye rejimini devirmek ve Direniş Ekseni'ni kuşatma altına alma hedefleri fiyaskoya uğrayan İsrail rejiminin, Suriye'den sefil bir yenilgi ile eli boş döndüğü kuşku götürmez bir gerçektir.

19 Şubat 2019 Salı

İNTİZAR - İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, önümüzdeki perşembe günü askeri bir heyet ile birlikte Moskova'ya gitmeye hazırlanırken, İsrail Savunma Bakanlığı Siyasi ve Güvenlik Komitesi eski Başkanı General Amos Gilad, Netanyahu'yu İran hakkında uyardı. İsrailli General, İsrail Ordusunun Suriye'ye düzenlediği saldırılara rağmen, Yahudi devletinin İran'ı Suriye'de kalıcı bir askeri varlık oluşturma planlarından vazgeçiremediğini vurguladı.

Suriye rejimini devirmek ve Direniş Ekseni'ni kuşatma altına alma hedefleri fiyaskoya uğrayan İsrail rejiminin, Suriye'den sefil bir yenilgi ile eli boş döndüğü kuşku götürmez bir gerçektir. Direniş Ekseni ise, İsrail'in tehdidini fırsata çevirerek, bu sayede Siyonistlerin oyunlarını başlarına döndürdü.

İsrail'in Direniş Ekseni'ne karşı savaşında sınırlı taktiksel başarılar kazanma olasılığı hakkında konuşan Gilad, İsrail rejiminin Suriye'deki hedeflerini gerçekleştirmek konusunda stratejik bir başarısızlık yaşadığına işaret etti. Bu bağlamda birkaç noktaya değinmek gerekiyor:

Birincisi: İsrail rejimi, İran'ın Suriye'deki askeri varlığının, Suriye devletinin terörle mücadele etmek üzere İran'dan resmi talebi ile gerçekleştiğini görmezden geliyor. Siyonist rejimin fitilini ateşlemesine rağmen bu savaşın Direniş Ekseni'nin çıkarlarını sağladığı gerçeğinin ışığında, İsrailliler bugün bölgede büyük bir kriz ile karşı karşıya kaldı.

İkincisi: Özellikle seçimin yaklaştığı bu günlerde, İsrailli yetkililer Suriye topraklarına düzenledikleri askeri operasyonlar ile övünmek için açık bir çaba içindeler. Ancak Siyonistlerin bu çabası, akıllarda soru işareti bırakıyor: İsrail Ordusu bu operasyonlar ile neyi amaçlıyor? Operasyonlar hedefine ulaşabildi mi?

Çok sayıda İsrailli uzman, bu gibi soruların cevabını ararken, İsrail Ordusunun hedeflerine ulaşma başarısızlığına vurgu yapıyor. Batılı analistler, Suriye'deki çatışmaların İsrail'in bölgedeki varlığını etkileyeceğini, bundan dolayı çatışmalara katılmasının anlaşılabilir olduğunu belirtirken, bazı İsrailli analistlerin görüşü bundan uzaklaşıyor.

Siyonist işgal devleti Savunma Bakanlığı'nın üst düzey bürokratlarından Amos Gilad şu sözleri ekledi: "Tel Aviv, İran ve Hizbullah'ın askeri olarak Suriye'den çıkmasını ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın müttefiki olmasını umuyor. Ne var ki bu, asla gerçekleşmeyecek bir rüyadır."

Üçüncüsü: Suriye'de İran ve Rusya arasındaki rekabet üzerine bahse girenler, Hazar Denizi ve birçok stratejik dosyaya ilişkin ortak çıkarları ve iki ülke arasındaki ilişkilerin boyutunu gözardı ediyorlar.

Gilad, Suriye'de İran ve Suriye'nin saflarının ayrıldığına dair Netanyahu'nun iddialarını şu sözlerle yorumladı: "Netanyahu, Rusların İranlıları Suriye'den çıkarabileceğine dair masal anlatıyor. Her iki tarafla da on yıllardır deneyim sahibi olan biri olarak, Netanyahu'nun bu sözlerinin hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını söyleyebilirim."

Netanyahu ya da İsrailli askeri yetkililerin Suriye dosyasından bahsederken en çok öne sürdükleri Suriye yönetimi ve müttefiklerine karşı gerçekleştirdikleri saldırıları, şu soruyu akıllara getiriyor: Bu saldırılar, askeri denklemde herhangi bir şeyi değiştirdi mi? Araştırmacılar bu sorunun cevabı için, Suriye Ordusunun müttefiklerinin askeri varlığından dolayı güçlendiğine dair İsrail'in istihbarat raporlarını sunuyor.

Beşincisi: Netnyahu'nun, İsrail Ordusu Askeri İstihbarat Başkanı Tümgeneral Tamir Hyman ve Hava Kuvvetleri Komutanı Amikam Norkin dahil olmak üzere üst düzey bir heyet ile birlikte Moskova'ya düzenleyeceği ziyaret hakkında bahse girenler bulunuyor.

Gerçek şu ki bu ziyaret, Netanyahu'nun, özellikle de Varşova Konferansı sonrasında kendini İsraillilerin kurtarıcısı olarak sunmaya çalıştığı seçimin en büyük yatırımlarındandır. Netanyahu, seçimde kullanmak için göz alıcı medya açıklamaları ile gündeme gelecektir. Ancak gerçekler, karada hiçbir denklemin değişmediğini gösteriyor.

Sonuç olarak Netanyahu, Suriye'de Esad'ın devrilmesine dönük hedeflerinin başarısız olduğunu ve bu hedeflerin Direniş Ekseni'ni zayıflatarak sona eremediğini çok iyi biliyor.

Dolayısıyla, İsrail Hava Kuvvetlerinin Suriye'de İran'a ait silah depolarını ve askeri karargahları bombalamasına dair Netanyahu tarafından yapılan açıklamalar ile başlayan, Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot'un aynı konu hakkında Siyonist medyası ile "New York Times" gazetesine yaptığı açıklamalar ile devam eden ve Netanyahu'nun Rusya ziyareti ile sona eremeyen İsrail'in son uygulamaları, askeri olmaktan ziyade siyasi boyutları olan, kuru gürültüden ibaret faydasız işlerdir.

Siyasi ve askeri analistler, Eizenkot'un Suriye, İran ve Hizbullah hakkında yaptığı açıklamalar ile kırk yıllık askeri çalışmaların ardından İsrail'in zafer imajını çerçevelemeyi amaçladığını vurguluyor.

Netanyahu'ya gelince, bakanları ve askeri liderlerinden uzun zamandır askeri konularda sessiz kalmalarını isteyerek, dikkatleri farklı yöne çevirmeye ve gelecek seçimlerde olacakları yönlendirmeye çalışıyor.

Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar