nato-turkiye-abd.jpg

S-400 krizi, Ankara'nın NATO üyeliğinin dondurulmasına sebep olur mu?

Türkiye “S-400” füzelerinin ilk partisini önümüzdeki Haziran ayında, yani üç ay sonra teslim alacak. Bundan dolayı ABD ile Avrupa'nın tehdit ve baskıları yoğunlaşırken, bahsi geçen füzelerin ABD ve Batı yapımı savunma sistemleri ile uyum sağlamadığı bahanesi altında Türkiye'nin NATO üyeliğinin dondurulması olasılığı da artıyor.

11 Mart 2019 Pazartesi

İNTİZAR - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ile "S-400" füzelerini satın alma anlaşmasını sürdürme kararlılığı ile birlikte gelen ABD'nin Türkiye'ye yaptırım dayatma ve "F-35" anlaşmasını iptal etme konusundaki tehditlerinin gölgesinde, ABD-Türkiye ilişkileri büyük bir stratejik krizin eşiğine dayandı. NATO'nun bölünmesi ve anlaşmanın NATO üyesi olan Türkiye tarafından ihlal edilmesi olarak nitelendirilen bu Türk hamlesine cevap olarak Amerika'nın tehditleri Ankara'ya doğru yola çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü Rusya'dan gelişmiş füzeleri satın alma işleminin devam edeceğini, geri dönmenin söz konusu olmadığını ve "S-500" füzelerini satın alma olasılığının masaya yatırıldığını açıkladı.

Türkiye “S-400” füzelerinin ilk partisini önümüzdeki Haziran ayında, yani üç ay sonra teslim alacak. Bundan dolayı ABD ile Avrupa'nın tehdit ve baskıları yoğunlaşırken, bahsi geçen füzelerin ABD ve Batı yapımı savunma sistemleri ile uyum sağlamadığı bahanesi altında Türkiye'nin NATO üyeliğinin dondurulması olasılığı da artıyor.

***

Rusya'dan füze satın almanın, Amerika'dan “Patriot” satın almayı sağlayan anlaşma ile ilgisi olmadığını belirten Erdoğan, bu anlaşmanın diğer anlaşmalarla çelişmediğini söylüyor, ancak Amerikan yönetimi buna karşı çıkıyor. Washington yönetimi, Türkiye'nin Rusya'dan ya da Amerika'dan füze satın almak arasında tercih yapması gerektiğini açıkladı. Bu noktada Türkiye eğer Rusya'yı seçerse ekonomik anlaşmalar imzalamalıdır. Türk lirasının değeri düşebilir. Zira Trump'ın, son aylarda tüm edepsizliği ve zorbalığı ile Türkiye'yi birçok defa tehdit ettiği herkes tarafından biliniyor.

Amerika, teknolojik kalkınmasından dolayı kendileri için tehlikeli bir tehdit oluşturmaya başlayan Rusya'nın askeri sanayisinin ilerlemesinin yanı sıra, onlarca milyar doların Rus hazinesine akışı, Türkiye gibi NATO üyesi ve Washington'un müttefiki olan bir ülkenin Rus füzelerini satın almasının diğer ülkeleri aynı yönde cesaretlendirmesi ve Amerikan ekonomisinin en önemli dayanaklarından biri olan silah sanayisinin gerilemesinden dolayı derin endişe duyuyor.

Bu, Trump ve Erdoğan arasında yaşanan bir parmak ısırma savaşıdır. İlk önce kimin bağıracağını ve bu çığlığın ardından gelecek sonuçların neler doğurabileceğini henüz bilmiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesinin çıkarlarının Rusya ile yakınlaşmakta gizli olduğunu düşünüyor. Çünkü bu yakınlaşma, iki ülke arasında yıllık olarak yaklaşık 50 milyar dolar ve önümüzdeki beş yıl içerisinde ise 100 milyar dolara ulaşabilecek devasa ekonomik iş birliğinin sürdürülmesi anlamına geliyor. Bu bağlamda özellikle turizm sektöründe, iki ülkenin liderlerinin de istediği bir iş birliğinin sağlanması bekleniyor.

Dahası Rusya, Kürt meselesi ve Türkiye'nin ulusal güvenliğine karşı oluşturduğu tehlike ile ilgili Türkiye'nin bakış açısına daha yakın bir duruma geldi.

Buna karşın, pervasız Amerikan yönetiminin Türkiye'ye karşı öfkesinin, ilk olarak ekonomik yaptırımlar uygulamasına yol açacağını söyleyebiliriz. Daha sonra ise Amerika'nın silahlı Kürt hareketlerine Suriye topraklarında (Suriye Demokratik Güçleri) ya da Türkiye topraklarında verdiği desteği arttırması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Washington yönetiminden Suriye'den çekilmesi durumunda IŞİD ile savaş bahanesi altında Kürtlere verdiği tüm silahları geri alması ya da Türkiye'ye satması yönünde talepte bulunduğu söylentileri kulağımıza geldi.

***

Gelişen olayların iki ülke arasında bir çatışmaya varabileceği, bu parmak yarışı politikasının ya orta yolu bulan bir çözüm ile ya da Türk ve Amerikalı taraflar arasında bir takas ile sona erebileceği görüşünü savunanlar var. Bu takasın en belirgin maddesinin, ABD'nin Kürt müttefiklerinden ayrılması karşılığında, Erdoğan'ın Rus füzelerini almaktan vazgeçmesi olacağı söyleniyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın televizyon röportajları sırasında yaptığı açıklamalar, anlaşmayı sürdürmeye kararlı olduğunu gösteriyor.

Özelikle de kriz henüz başlangıç aşamasındayken, böyle bir seçeneği yorumlamak bizim için çok zor. Taraflardan birinin geri adım atma olasılığına dair hiçbir işaret görünmüyor. Bu bağlamda daha önce yaşanan benzer olayları göz önünde bulundurduğumuzda, Türk ve Amerikan müttefikleri arasında nihai ayrılığı önleyen bir "uzlaşı" sağlanabileceğini uzak görmüyoruz. Çünkü bu nihai ayrılık iki taraf için de ciddi sonuçlar doğurabilir. Amerika, Türkiye'yi kaybetmenin yol açacağı sonuçları kaldıramaz. Türkiye de Amerika ile çatışmaya girmek ve bu müttefikini kaybetmekten daima çekinmiştir.

Abdulbari Atvan
Kaynak: Ray el-Yevm
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar