ipek-yolu-ve-turkiye.jpg

Suriye İpek Yolu'nda ABD’nin çıkarlarını nasıl yok edecek?

Sözün özü, çıplak kovboylar bugün Suriye'den Mezopotamya, İran ve Çin'e kadar bu topraklarda kök salan medeniyet beşiği olan tüm insani uygarlığını soyup soğana çevirmek istiyor. Başta Direniş Ekseni olmak üzere bölge halkının çabaları ise, kanserli hücrenin (örümcek yuvası) söküp atılmasından sonra İpek Yolu'nun Akdeniz kıyılarına ulaşması zorunluluğuna odaklandı.

29 Nisan 2019 Pazartesi

İNTİZAR - Geçmişte Doğu Asya'daki Pekin'den, özellikle Tahran – Bağdat – Şam bölgesine kadar uygarlıkların başkentleri arasında uzanan eski İpek Yolu'nun güncel halinden söz ederken, Amerikan liderliği ve üvey evladı İsrail'in ümitsizce çırpındığı girişimlerine bakmadan edemiyoruz. Yapay varlık (İsrail), tarihi ve stratejik açıdan hayati öneme sahip olan bu yolu engellemek için tüm insanlık medeniyetini yitirdi.

Bağdat – Şam yolunun kapatılması, bölgedeki stratejik komşuların (İran, Irak ve Suriye) ekonomik ve politik kalkınmanın yanı sıra, işgalcilere karşı mutlak bağımsızlık ve özgürlük gibi meşru amaçlarına ulaşabilmelerini engellemek için Amerika'nın sarf ettiği olağanüstü çabanın göstergesidir.

Birkaç yüzyıllık tarihi olan ve on milyonlarca toprak sahibinin kafatasları üzerine kurulan Amerika özellikle Suriye ve Irak'ta tüm tarihi medeniyetleri yok etmeye çalışıyor. Amerika bu eylemlerine, Suudi Arabistan ve BAE ile birlikte oluşturdukları tekfirci terör gruplarını dev bir askeri silah olarak kullanarak, İran, Bağdat ve Şam'dan oluşan üç başkentin iletişim yollarını yok etme girişimleri ile devam etti.

Özelde, tüm cesareti ile tekfirci terör gruplarına ve çürümüş hurafelerine meydan okuyan İran – Irak direnişi, genelde ise Filistin ve Golan'ı özgürleştirme çabalarını tamamlamak için Lübnan'dan İran'a uzanan Direniş Eksenine karşı, İpek Yolu'nun doğusu Suriye'de kesildi. Ne var ki Amerika'nın Suriye'ye dayattığı bu sekiz yıllık çaba, arkasında bıraktığı büyük bir yıkıma rağmen başarıya ulaşamadı. Amerika ve tekfirci grupların ittifakı, bu tarihi yolun küçük bir kısmında birkaç kilometreyi (Fırat'ın doğusu) Suriye – Irak sınırına kadar kapatmaktan öteye gidemedi.

Buseyna Şaban'ın açıklamaları

Bunun yanı sıra, Suriye Cumhurbaşkanlığı Siyasi Danışmanı Buseyna Şaban, Çin'in Suriye'ye “Yeni İpek Yolu” ve “Bir Kuşak, Bir Yol” projesi çağrısının, Amerikan yaptırımları ve ABD'nin başka ülkelerin içişlerine müdahale politikalarına meydan okuma olarak kabul edildiğini söyledi. Şaban açıklamasına şöyle devam etti: “İpek Yolu, Suriye, Irak ve İran'dan geçmezse İpek yolu olmaz. Suriye, tarihi ipek yolunun temelini oluşturmasından dolayı bu zirvedeki konumuna sahip oldu.”

Buseyna Şaban, Amerika'nın El-Rukban sığınmacı kampında kadınlar ile çocukları tutuklaması, El-Tenef bölgesinde teröristleri koruması ve Suriye topraklarının bir kısmını işgal etmesi gibi eylemlerinin, eninde sonunda kendilerine tehlikeli bir şekilde geri döneceğini kaydetti.

Her durumda, İsrail bölgenin en büyük kaybedeni olacaktır

Askeri uzmanlar ve analistler, Washington ve Tahran arasında herhangi bir askeri karşılaşmaya doğru bir sürüklenmenin sonucunda, İsrail varlığının bölgenin en büyük kaybedeni olacağını, Golan Tepelerinin ise, Direniş'in cevabından uzak olmadığını vurguluyor. Şam – Bağdat yolu üzerinde kontrolü sağlamak için iki eksen arasındaki kızgın yarış devam ederken, tüm gözler El-BuKemal'de patlak vermesi beklenen hararetli savaşa çevrildi.

Bununla eş zamanlı olarak, Rus Haber Ajansı Tass'tan aktaran kaynaklar Tel Aviv'in, Suriye'nin doğusundaki savaşlardan uzak olmayacağını ve burada savaş kızışırken baskıyı arttırmak amaçlı Suriye'ye yönelik füze provokasyonlarının artabileceğini belirtti. Haberde ayrıca, Şam, Bağdat ve Tahran arasındaki ulaşım yollarının açılmasını engellemek için İran ve Suriye güçlerini dağıtma girişiminin gerçekleşebileceği ifade edildi.

Geri çekilmek mi, yoksa yenilgiyi gizlemek mi?

Amerika Birleşik Devleti'nin, Başkanı Donald Trump tarafından yapılan bir açıklama ile askeri birliklerinin bölgeden çekildiğini duyurması, yenilginin ve Vahhabi tekfirci IŞİD ve diğer radikal unsurların ABD tarafından görevlendirildiğinin en büyük kanıtıdır.

Suriye Savunma Bakanı yardımcısı El-İmad Mahmud El-Şava, İdlib'de uzlaşı hakkındaki görüşlerini şu sözlerle açıkladı: “Teröristlerin İdlib'den geri çekilmesi etrafında anlaşmaya varmayı umuyoruz. Ancak, İdlib ve diğer bölgelerin Suriye'ye geri döneceğinden ve savaş ya da barış yoluyla bölgenin temizleneceğinden eminiz. Hiçbir askeri ve siyasi eylemin belirli bir zamana bağlanması mümkün değildir. Özellikle askeri eylemler, gizli planlarlar çerçevesinde gerçekleşir.”

El-Şava, Amerika'nın Suriye'den geri çekilmesi hakkında ise şu açıklamalarda bulundu: “Amerikan tarafı, yılbaşında Suriye topraklarından geri çekileceğini açıkladı sonra bu açıklamasından geri döndü. Tüm bunlar, Amerika'nın bölgedeki yenilgisini örtbas etme çabalarıdır. Amerika'nın bölgeden çekilmesi, yenilgiyi gizlemek ve mevcut teröristleri desteklemek için bölgedeki varlığının en büyük kanıtıdır.”

Sözün özü, çıplak kovboylar bugün Suriye'den Mezopotamya, İran ve Çin'e kadar bu topraklarda kök salan medeniyet beşiği olan tüm insani uygarlığını soyup soğana çevirmek istiyor. Başta Direniş Ekseni olmak üzere bölge halkının çabaları ise, kanserli hücrenin (örümcek yuvası) söküp atılmasından sonra İpek Yolu'nun Akdeniz kıyılarına ulaşması zorunluluğuna odaklandı.

Bu sırada, İran ve Direniş Ekseni ekonomik ablukanın sıkılaştırılması, Amerika'nın yasakları ve petrol savaşı ile birlikte bölgedeki gelişmelere ve tehlikeli değişimlere hazırlandı. İran'ın Devrim Muhafızları'nın liderini değiştirerek, “İsrail'i varlık âleminden silmek” söyleminin sahibi olan General Hasan Selami'yi ataması, belki de yeni aşamaya hazırlığının göstergelerinden biridir.

Kaynak: İuvmpress
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar