russia-syria-arms-reu-670.jpg

Suriye’nin İsrail’e cevabının taşıdığı sürprizler

Direniş Ekseni'nin de şu anda yeteneklerini geliştirme sürecinde mümkün olduğu kadar yüksek bir şekilde savaşa hazırlanmak ve, İsrail saldırılarına uygun olmayan cevaplar vermekten uzak durmaktan başka seçeneği yoktur. Burada esas nokta cevap verme kararının zamanlaması ve mekânıdır.

13 Mayıs 2020 Çarşamba
İNTİZAR - İsrail Suriye'deki Orduya ve müttefiklerine ait bölgelere yönelik tekrarlanan saldırılarını artırdı. Bu saldırıların sürecinin Suriye savaşı yılları boyunca şahit olduğumuzdan daha fazla hızlandırılmasıyla birlikte, saldırı alanı da Suriye'nin güneyinden kuzey ve doğuya doğru genişletildi. Hedefine ulaşmadan önce düşürülen ve sayısı bilinmeyen hücum füzeleri dışında bu saldırılara herhangi bir cevap verilmemesi dikkat çekti.
 
Peki, Suriye Arap Ordusu ve müttefiklerinin benimsediği, İsrail'in saldırılarına cevap vermeme stratejisinin nedeni nedir? Uygun bir cevap olması için bu stratejide değişiklikler görecek miyiz?
 
Aslında, herhangi bir saldırıya verilecek uygun cevap, BM'ye şikayet ederek diplomatik ya da askeri operasyonlar yoluyla elde edilir. Ne var ki bizler uzun yıllardır İsrail'in BM, Güvenlik Konseyi ve uluslararası yasaların ötesine geçen ihlallerinin meşru kabul edildiğinden bahsediyoruz. İsrail bu yaptıkları Suriye'de, Lübnan'da, işgal altındaki Filistin'de, herhangi bir Arap ülkesinde ya da Arap olmayan ülkelerde kabul görecek nitelikte değildir. Bahsi geçen uluslararası örgütlerin, Siyonist rejimin yaptıklarına göz yuman yaklaşımı tarihsel olarak iyi bilinmektedir. Bu nedenle İsrail'in saldırılarına verilecek en uygun cevabın askeri yol olduğunu söylüyoruz.
 
Uygun askeri cevabın unsurları, bombalarla verilecek yerel cevaplar ile Suriye, Lübnan ve Akdeniz üzerinden fırlatılacak saldırı füzeleri arasında gidip geliyor. Cevabın Suriye'nin işgal edilmiş Golan topraklarına uzanması da olasıdır. Bir yandan, Suriye'nin işgal altındaki bu stratejik bölgesi neredeyse daima saldırıları başlatmak için uygun platform ve sabit bir temel oluşturmaktadır. Diğer yandan, uygun bir askeri cevap, işgal edilmiş Filisin topraklarındaki Siyonist bölgelerin benzer şekilde hedeflenmesi yoluyla da verilebilir.
 
Her iki durumda da, düşmanın askeri yetenekleri ve gelişmiş yetenekleri ile Direniş Ekseni'nin Suriye'deki yetenekleri arasındaki büyük farkla ilgili göz ardı edilemeyecek bir askeri teknik boşluğu vardır. Özellikle de İsrail'in taktiksel ve stratejik bombardıman uçakları askeri teknik seviyesinde dünyada bir ilk olarak kabul ediliyor. Bu durum, caydırıcılık ve korku denklemine doğru yalnızca İsrail'in saldırılarına cevap vermekle ilgili olan bir çatışmaya gitmeyi gerekli kılıyor. Yani bu da, düşmanı saldırılarını durdurmak zorunda bırakacak, caydırıcılıkta kabul edilebilir bir denge oluşturacak nitelikli silahlar ve cephaneye sahip olmayı ve aktarmaya dayanır. 
 
Yetenekler arasındaki bu fark göz önüne alındığında, Direniş Ekseni'nin Suriye'de boyun eğdiğini söylemek mümkün değildir. Zira Direniş, İsrail tarafından belirlenen değil, kendi seçtiği doğru zamanda uygun cevabı hazırlamak için sürekli çalışmalarını ve hazırlıklarını sürdürüyor. İsrail, gasıp rejimin içerisinde, bölgesel ve uluslararası düzeylerde hesaplar yapmaktadır. 
 
Bu noktada, Direniş Ekseni'nin Suriye'deki savaşı İsrail'in saldırılarına cevap vermeye yönelik başlıyor. Direniş, İsrail'i caydıracak kapasiteye sahip nitelikli silahlar elde etmek, bu silahları toplamak, depolamak ve donatmayı esas alıyor. Bu silahlar arasında karadan karaya, karadan denize füzeler ya da insansız hava araçları yer alıyor. Direniş Ekseni'nin Suriye ve çevresinde yaptığı şey budur. 
 
Direnişin bu hazırlığı açık savaş kapsamında ilk olarak, aşılamayacak önemli bir aşama olarak kabul ediliyor. Uygun olmayan bir zamanda çalışılmamış bir cevaptan kaynaklı kendiliğinden gelişen bir eylem gerçekleştirilemez. İkinci olarak ve belki de en önemlisi, kapsamlı bir savaşa girebilmek ya da en azından düşmanı caydıracak bir savaşa girebilmek için bu hazırlığın etkili ve tam olması gerekiyor. 
 
Buradan hareketle, bugün Suriye'de yaşananlar düşman İsrail ile Direniş Ekseni arasındaki fiili bir savaş olarak kabul edilebilir. Bu savaşın unsurları, bir yandan Direniş Ekseni'nin nitelikli silahlarını aktarmak ve depolanması olarak düşündükleri ya da şüphelendikleri her şeyin sürekli İsrail'in şiddetli bir şekilde hedeflenmesine dayanmaktadır. Öte yandan ise, Direniş Ekseni'nin caydırıcılık denklemini ve korku dengesini tamamlamasında katkı sahibi olan her şeyin biriktirilmesine dayanır.
 
Operasyon açısından, belki de Direniş Ekseni misilleme öncesindeki süreci uzatırken nitelikli yeteneklerini daha büyük ve etkili bir şekilde donatıyor ve İsrail'i cevabı beklerken yaşadığı endişe halini sürekli canlı tutmaya çalışıyordur. 
 
Bu doğrultuda İsrail'in geniş bir çatışmanın patlak vermesi riskine rağmen Suriye'de ya da çevresinde şüphelendiği noktaları hedeflemekten başka bir seçeneği yoktur. Çünkü Suriye'de özel yeteneklerini yığması, Direniş Ekseni'nin savaşında asıl aşama olarak görülüyor. İsrail istihbaratının verilerine göre, bu saldırıların tekrarı ve devamına şahit olacağız.
 
Diğer yandan, Direniş Ekseni'nin de şu anda yeteneklerini geliştirme sürecinde mümkün olduğu kadar yüksek bir şekilde savaşa hazırlanmak ve, İsrail saldırılarına uygun olmayan cevaplar vermekten uzak durmaktan başka seçeneği yoktur. Burada esas nokta cevap verme kararının zamanlaması ve mekânıdır. 
 
ŞArel Ebi Nader 
Kaynak: Al-Alam
Çeviri: Merve Soydaş 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar