indir 5.jpg

İmam Humeyni’nin düşüncesinde Amerika

İmam Humeyni'nin nazarında Amerika insanlığın ilk düşmanı, küresel zenginliklerin yağmacısı ve tüm dünyada yaşayan Müslümanlar ile İslam'ın en büyük düşmanıdır. Komplolarını gerçekleştirebilmek için şeytani entrikalar çevirmekte tereddüt etmeyen, özgürlüklerini çalmak için Müslümanların kanını emen bir komplocudur. ABD, dünyadaki tüm mustazaflar ve ezilmişlerin ilk düşmanıdır.

10 Haziran 2020 Çarşamba

İNTİZAR - İmam Humeyni'nin büyüklüğünü ve tarihi kişiliği tam olarak anlayabilmek için doğumundan ölümüne kadar hayat hikayesini okumak gerekir. Kendisini nesiller boyu unutturmayacak olaylara imza atan İmam, yaşadığı çağda kimsenin okuyamadıklarını okudu. Müstekbir güçlerin entrika ve gizli planlarının sergilendiği bir arenada, büyük güçlerin komplo ve politikalarını herkese anlattı. Yaşadığı çağın siyasi tarihini, siyasi coğrafyadaki değişimleri ve güç dengelerini okumadan ilk bakışta çağın ötesinde olduğu görülen bu İmamın büyüklüğünü anlamak mümkün değildir. Zira İmam bu çağda kurgulanmış işlerin gidişatını değiştirdi ve İngiltere'den Sovyetler Birliği'ne ve ABD'ye kadar büyük devletlerin sahip olduğu her şeye meydan okudu. O dönem gücünün zirvesinde olan ABD, İmam Humeyni'nin “Büyük şeytan” söyleminden sonra gerçek yüzü anlaşıldı ve tanındı. Özellikle de bu süper güç insan hakları, demokrasi, halkların özgürlüğü gibi sloganların arkasına saklanırken, halkların servetini yağmalayan, sömüren ve kendi çıkarları için kullanan bir yalancı olduğunu İmam Humeyni tüm dünyanın gözleri önüne serdi.

Düşman gücü Amerika

İmam Humeyni'nin şahsiyeti, başta Amerika olmak üzere küresel müstekbirlere karşı mücadele ve dünyanın dört bir yanındaki yoksullar, mazlumlar ve mustazafları savunmasıyla ön plana çıktı. 23 Ekim 1962 tarihinde, ABD'nin İran projesi olan Kennedy projesinin başlatılacağı öğrenildiğinden beri, bu konu hakkında insanları aydınlatmaya çalışıyordu. Bununla birlikte, Amerika'nın diplomatik dokunulmazlık yasasına karşı çıkan İmam Türkiye'ye sürgün edildi.

O dönemde İmam, Amerika hakkındaki şu gerçeği herkese ulaştırmaya çalışıyordu: Amerika, üçüncü dünya ülkelerindeki insanlara tepeden, küçümseyici ve aşağılayıcı bir bakış açısıyla bakıyor ve onlara yönelik acımasızca eylemlerin yapılmasına izin veriyor. Bu durum İslam Devrimi sırasında daha açık bir şekilde anlaşıldı. Bundan sonra İran ve Ortadoğu bölgesinin başına gelen tüm musibetlerin arkasından Amerika çıktı.

İmam, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin dünyaya karşı düşmanlık besleyen birer güç olduğunu düşünüyordu. İmam Humeyni'nin nazarında Amerika insanlığın ilk düşmanı, küresel zenginliklerin yağmacısı ve tüm dünyada yaşayan Müslümanlar ile İslam'ın en büyük düşmanıdır. Komplolarını gerçekleştirebilmek için kötü ve şeytani entrikalar çevirmekte tereddüt etmeyen, bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini çalmak için Müslümanların kanını emen bir komplocudur. ABD, dünyadaki tüm mustazaflar ve ezilmişlerin ilk düşmanıdır. 1964 yılında gerçekleştirdiği bir konuşma sırasında İmam Humeyni şöyle söylemiştir:

“Müslüman ülkeler dün İngiltere'nin ve ajanlarının pençesine düşmüştü. Bugün ise Amerika ve ajanlarının pençesindeler. Amerika İsrail'e ve kuyruklarına destek oluyor, İsrail'in Araplar ve Müslümanları evsiz bırakmasına yardım ediyor ve İslam ile Kuran'ı Kerîm'in yolundan uzak tutmak için çalışıyor.” (El-İmam dergisi cilt:10 sayfa:212)

Amerika'nın sorunu diğer halklara saygı göstermemesidir

İmam Humeyni'nin Amerika'ya yönelttiği şiddetli eleştirilere rağmen, ABD ilişkileri kesmeyi düşünmedi. Amerikalıların işlediği en büyük hata, İran'ı yapıcı bir şekilde ele almak yerine, zayıflatmak ve dolaylı yollarla yok etmeye çalışmasıdır. Bu bağlamda ekonomik ambargo başlatan Amerika, siyasi ilişkilerini resmen bitirmiş ve Tahran'da öğrenciler tarafından Amerikan casus yuvası işgal edildiğinde tamamen sona ermiştir. Elbette, İmam Humeyni Amerika tarafından İran'a dayatılan ekonomik ambargoyu, İslam Cumhuriyeti'nin kendine güvenmesi ve öz yeterlilik yolları aramasına yol açtığı şeklinde yorumlamıştı.

Bu dünyadaki savaşlar ve suçların temelinin Amerika'ya dayandığını her mecrada söyleyen İmam, bir keresinde şu açıklamada bulundu:

“Halkımız, İslam dünyası ve mustazaflar, Allah-u Teâla'nın Kur'an-ı Kerîm'in ve aziz İslam'ın düşmanlarına karşı düşmanlık etmekten gurur duyuyorlar. Onlar çirkin ve uğursuz hırslarına ulaşmak için hiçbir ihanet ya da suçu işlemekten çekinmezler. Alçakça hedeflerine ulaşabilmek uğruna ne dost tanırlar ne düşman. Bunların başında Amerika gelir. Bu terör devleti, küresel müttefiki olan Siyonistlerle birlikte dünyanın dört bir yanında savaşın fitilini ateşlemiştir.” (El-İmam Dergisi Cilt:21 Sayfa: 398)

Washington ile ilişki kurulabilir mi?

İmam Humeyni'nin siyasi düşünce yapısının temel dayanaklarından biri de, anayasada bu manada geçen hegemonya ve boyun eğişe karşı durmaktı. Bundan dolayı bu bakış açısı, hegemonyanın karşısında durmak ve ister Amerika tarafından olsun ister başka bir devlet tüm boyun eğişlere karşı çıkmayı gerektiriyor.

İmamın düşünce yapısındaki diğer esas dayanaklardan biri de dürüstlük ve çeşitli ülkelerle ilişkiler kurmaktı. Bu sebeple Amerika ile ilişki kurulması hegemonyası altına girmemek ve ABD'ye boyun eğmemek şartıyla gerçekleşebilir. Aslına bakarsanız, İmam Humeyni, Amerika'nın politikasının gelişmekte olan ülkelerle karşılıklı saygı temelinde kolaylıkla düzenlenemeyeceğini bilmesine rağmen, Amerika ile ilişkisi kurt ile koyunun ilişkisine benzemektedir. Çünkü İmam, uluslararası ilişkilerin olumlu yönde değişeceğini umduğu için kendi şartları yerine getirildikten sonra Amerika ile de ilişkilere geri dönüşün kapısını açık bıraktı:

“İnsancıl olmadıkça ve ellerini adaletsizlik üzerinden çekmedikçe Amerika ile ilişkimiz olmayacaktır.” (El-İmam gazetesi Cilt:19 Sayfa: 95)

Amerika kontrolünün bir kısmını ekonomi ve medya yoluyla dayatıyor

İmam, Amerika'nın gücünün bir kısmının medya olduğunu söylüyordu:

“Bu medya, ABD'nin hırslarını gerçekleştirebilmek için korkuyu kalplere yerleştirebilmek üzere kullanılıyor. Birçok insan korkuya kapıldıktan sonra sahayı terk ederek olup bitenlerle ilgisi olmayan korkaklar oldu. Güçleri korkulan derecede olmasa da, bu halkların korkusundan yararlandılar. Ne var ki İran halkı, bu denklemin dışında kaldı ve bu düzeni bozdu.”

İmam, Amerika'nın kontrol alanının bir kısmının ise ekonomik politika olduğunu vurguluyordu. Dünya halkının paraya müptela olduğunu ve pratikte onlara yeni bir kölelik türü dayatıldığını belirten İmam Humeyni, para ve güç bağımlısı olan halkların günlük hayatlarında ekonomik karar alma yetilerini kaybettiklerini düşünüyordu.

İnsanları rahat ettirmenin en uygun yolu

Tüm bunlara binaen, İmam Humeyni baştan beri halkları süper güçlerin politikalarına karşı rahata erdirmek ve kurtarmak için uygun yolları belirledi. Bu, Amerika'nın haksız hükümetinden uzak durmak ve onu ortadan kaldırmaktır. Buna dair İmam Humeyni bir konuşmasında şöyle söylemiştir:

“Dünya'nın Amerika'yı yok etmesi gerekiyor. Aksi takdirde Amerika var olduğu sürece, bu musibet dünyayı ezmeye devam edecektir. Amerika dünyanın pek çok yerinde savaş fitilini ateşlemiştir ve hala birçok bölgede devam eden savaşların da arkasında durmaktadır. Amerika ve büyük güçler dünyayı tehdit ediyor ve silahları azaltma yalanlarıyla dünyayı kandırıyorlar. Bundan dolayı bizlerin bu küresel güçler karşısında elimizden gelen her şeyi yapmamız ve sesimizi yükseltmemiz gerekiyor.” (El-İmam Gazetesi Cilt: 17 Sayfa 84)

Dr. Ali Matar
Kaynak: El-Ahad
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar