Yahudi medyası Hizbullah'ı suçlarken İsrail'in Lübnan'a yardım şovunu öne çıkarıyor

İNTİZAR - İsrail'in resmi açıklamaları ve medyası, Salı günü Beyrut'ta yaşanan felaketin ardından 3 temel noktaya odaklandı: 

Bunlardan birincisi, işgal devletinin Beyrut limanında yaşanan felaketle uzaktan yakından ilişkisi olmadığı konusu oldu. Resmi açıklamalarda patlama olayından sonra töhmetten sıyrılmak için çok hızlı bir sürecin başladığı dikkat çekti.

İsraillilerin açıklamalarında yoğunlaşan ikinci noktada ise İsrail'in yasalarında Lübnan'ın düşman ülke olarak kabul edilmesine rağmen Yahudi devletinin Lübnan'a yardım etmeye hazır olduğu vurgulandı.

Üçüncü ve belki de en önemli nokta ise, tüm Yahudi medyası Lübnan Hizbullah'ını patlama ile ilişkilendirmeye çalıştı. Bu bağlamda, Suudi Arabistan krallığına bağlı olan "El-Arabiya" televizyon kanalından bir haber aktarıldı. Patlamadan kısa süre sonra bahsi geçen televizyon kanalı son dakika haberi geçerek Beyrut patlamasıyla ilgili verdikleri ilk bilgilerde olayın Hizbullah'ın silah deposunda gerçekleştiğine işaret etti.

"El-Arabiya" televizyon kanalının bu haberi İsrailli medya organlarına dayandırdığı iddiasında bulunmasına rağmen, Yahudi medyası ne dolaylı olarak ne de doğrudan olayın Hizbullah'ın silah depolarını hedefleyen bir saldırıdan kaynaklandığını belirtti. Yahudi medyası siyasi kaynaklardan İsrail'in Beyrut limanında gerçekleşen patlamayla ilişkisi olmadığına yönelik açıklamaları aktardı.

Beyrut'ta gerçekleşen patlamanın ana başlıklarına ışık tutan Yahudi medyası İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Salı akşamı Lübnan'a insanı ve tıbbi yardım sağlamak konusunda doğru söylediğini belirtti. Haberlere göre Netanyahu Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Shabat'i BM elçisi Nikolai Mladenov ile iletişim kurarak İsrail'in Beyrut'a yardım etmeye hazır olduğunu bildirmekle görevlendirdi.

Aynı şekilde İsrail Güvenlik Bakanı da Salı akşamı bir açıklama yaparak siyasi ve uluslararası unsurlar aracılığıyla Lübnan'a yardim etmeye hazır olduklarını duyurdu. Güvenlik Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi'ye göre yaklaşık bir buçuk yıl önce İsrail felaket yaşayan ülkelere düşman ülkeler bile olsa yardım etmeyi sağlayan bir mekanizma oluşturmaya başladı.

Tel Aviv ile bağlantılı geniş kaynaklar yardım hareketlerinin ev sahibi ülkenin anlaşmasına dayandığı ancak bu durumdaki müdahalenin Fransa, Almanya ve UNİFİL gibi uluslararası bağlantıların aracılığıyla sağlandığını vurguluyor. Buna göre bu durumda İsrail'in ayrıcalığının Lübnan'a coğrafi yakınlığı ve kolay ulaşabilmesi olduğu belirtiliyor. Lübnan Genel Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim, Salı akşamı Beyrut limanında meydana gelen dev patlamanın patlayıcı malzemelerden kaynaklandığını söyledi.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Edri resmi twitter hesabından yayınladığı mesajında İsrail'in Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının Lübnan'a patlamadan dolayı insanı ve tıbbi yardım sağlamaya hazır olduğunu duyurdu.

Edri İsrail'in Lübnan'a güvenlik, politik ve uluslararası tarafların aracılığıyla insanı ve tıbbi yardım sunmaya hazır olduğu ve bu alanda uzmanlık sahibi olduklarını iddia etti. Edri son yıllarda dünyanın dört bir yanına çok sayıda insanı yardım göndermelerinin bunu kanıtladığını öne sürdü.

2010 yılının Aralık ayında Carmel yangını patlak verdiğinde İsrailli tüm analistlerin İsrail hükümetine yangını kontrol altına alma, dondurma ve kurtarma çalışmalarındaki ihmal ve eksikliklerinden dolayı öfkelerini dile getirdiği dikkat çekmişti.

Analistlere göre yangını söndürmek için araçlar suistimal edilmişti.

İsrail Başbakanı Netanyahu o dönem kişisel olarak bazı ülkelere yönelerek yardım istedi. Yani bugün Lübnan'a yârdım teklif eden o "büyük ülke" o dönem Kıbrıs, Türkiye, İngiltere, Fransa ve Rusya'ya sığınarak ulusal felaketi kontrol altına alabilmek için yardım istedi. Müttefiki olan Amerika'dan dünyanın en büyük uçağını kiralayarak yangını kontrol etmek için yarım milyar dolar da kira ücreti ödedi.