pic-46057-1601300914.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Suriye İsrail'in saldırılarını görmezden geliyor: İran'ın planı mı zaafı mı?

Suriye İsrail'in saldırılarını görmezden geliyor: İran'ın planı mı zaafı mı?

İsrail çeşitli zamanlarda Suriye'nin bazı bölgelerine saldırılar düzenledi ve saldırıları medyada yutturmaca ve propaganda izledi. Siyonist rejimin saldırıları ve bu saldırıların son birkaç yıldır tekrarlanmasının ardından, bazıları Şam'ın onlara neden yanıt vermediğini soruyor.

11 Ekim 2020 Pazar
İNTİZAR - Şam, Suriye'nin terörist gruplarla mücadele ederken aynı zamanda bu saldırıların İsrail rejimi ile teröristler arasındaki işbirliğini gösterdiğine inanıyor. Siyonist rejimin saldırıları ve bu saldırıların son birkaç yıldır tekrarlanmasının ardından, bazıları Şam'ın onlara neden yanıt vermediğini soruyor.
 
Bu soruya vericek cevabın bazı yönleri şu anda ifade edilemese de, birkaç noktaya dikkat çekilebilir:
 
1- Şu anda başta Suriye olmak üzere Direniş Cephesi'nin önceliği, Suriye'nin ulusal güvenliğine yönelik ana tehdit olarak görülen terörist gruplardan ülkeyi kurtarmaktır. Bu nedenle Suriye ordusu ve direniş grupları, artık Siyonistlerin aralıklı saldırılarına yanıt vermek için değil, İdlib'i kurtarmak için ellerinden geleni yapmalıdır.
 
2- İran ve Direniş Cephesi bu saldırılara geniş coğrafi ölçekte cevap verme kabiliyetine sahip olup, isterlerse herhangi bir saldırıya her an cevap verebilirler ve bu eylem kesinlikle zamanı geldiğinde yapılacaktır. Ancak bu konunun yanı sıra Şam ve Tahran bölgedeki mevcut duruma ve hassasiyetine dikkat etmekte, diğer konulara öncelik vermektedir.
 
3- Bölgedeki Direniş Cephesi iç içe geçmiş bir ağdır ve kökleri bölgeye yayılmıştır. Bu, Direniş Cephesi'nin tepkilerini belirli bir bölgeyle sınırlamamasına ve bunu işgal altındaki Filistin dışındaki bölgelerde yapmasına neden olacaktır.
 
4- Siyonistlerin istediği ve arzuladığı şey, terörle mücadele sürecini yavaşlatmak için Suriye'de savaşın çeşitli cephelerini açmak, Suriye topraklarında terör unsurlarını canlı tutmaktır. Suriye içindeki herhangi bir yeni çatışma yeni bir savaş cephesi yaratacak ve bu da teröristlerin ülke içinde yeni saldırılar düzenlemeye yönelik yaygın faaliyetlerine yol açacaktır.
 
Siyonist rejime iyi düşünülmemiş veya duygusal bir tepki, Tel Aviv'in tam olarak istediği şey olabilir. Bu durumda Suriye ordusu iki farklı cepheyle karşı karşıya kalacak; halbuki Suriye'deki terörist faaliyetlerin sona ermesiyle birlikte Suriye direniş güçleri ve ordusu, Siyonistlerin eylemlerine daha rahat cevap verecektir.
 
5- Göz ardı edilen önemli nokta, Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik saldırılarının Direniş Cephesi'nin stratejik ve hayati alanlarına yönelik bir saldırı olmadığıdır. Aslında bu saldırılar, güçten yoksun sadece bazı bölgeleri, bazen de tesis ve ekipman bulunmayan sığınakları hedef aldı. Çok az insan bu noktaya dikkat ediyor, ancak saldırıların esas olarak stratejik ve caydırıcı olmaktan ziyade medya malzeme oluşturmak ve İsrail kamuoyunu ikna etmek için tasarlandığı anlaşılıyor. Öte yandan bu saldırılar, Direniş Cephesi'nin operasyonlarına müdahale etmeyen hedef ve alanlarda gerçekleştiriliyor.
 
6. Tel Aviv, bir Hizbullah veya İran gücü mensubunun şehit olmasına neden olan her saldırının, her zaman olduğu gibi, kesinlikle bir yanıt alacağının farkındadır. Dolayısıyla stratejik derinliği fazla olmayan ve caydırıcılığı medyada ilan edilenden çok daha düşük olan İsrail, oyunun sınırlarını biliyor. Dolayısıyla, böyle bir düşmana bu stratejik derinlik ve caydırıcılık yeteneği ile karşılık vermek, düşünüldüğünden daha kolay ve erişilebilirdir. Bu nedenle Direniş Cephesi'nin bu rejimin saldırılarına farklı zamanlarda cevap verebileceğini bilmek önemlidir.
 
7. Direniş Cephesi'nin artık İsrail'in teşvik ettiği veya dayattığı öncelikler değil, kendi öncelikleri var. İran ve Direniş Cephesi ülkeleri için önemli olan, direnişi destekleyen ülkelerde güvenliği sağlamak ve güçlü bir hükümet kurmak, istikrara kavuşmak ve halkına hizmet vermeye devam etmektir. Bu istikrar, güvenlik risklerinin önlenmesi ve gerçekleşmesi halinde Direniş Cephesi'ne yönelik herhangi bir tehdit olasılığını ortadan kaldıracak bir hükümetin kurulması için Direniş Cephesi'nin politikalarıyla uyumludur. Bu nokta, basit olmakla birlikte, büyük önem taşımaktadır.
 
8. İsrail'i en çok rahatsız eden şey kimlik krizidir ve işgal altındaki bölgelere yapılacak herhangi bir saldırı, rejimi tersine göç gibi sayısız kimlik sorunuyla karşı karşıya getirecektir. Bu zaaflar, Direniş Cephesi için oldukça elle tutulur gerçeklerdir.
 
Genel olarak İsrail'in Suriye'nin farklı bölgelerine yönelik saldırılarının muktedir oluşundan kaynaklanmadığı, aksine Direniş Cephesi'nin artan statüsü karşısında gösterdikleri baskı ve çaresizliklerinden kaynaklandığı söylenebilir. Çünkü Direniş Cephesi'nin şu anda işgal altındaki Filistin sınırında, herhangi bir propagandaya veya algı oluşturmaya ihtiyacı yok  ve Siyonistler bunun anlamını gayet iyi biliyorlar.
 
Mohammadreza Farhadi
ParsiPolicy 
 
 
 
--------------------------------------------------------------------------------------
Mohammadreza Farhadi , Batı Asya'ya odaklanmış İranlı bir analisttir.
 
Bu makale ilk olarak Fars News'de Farsça'da yayınlandı.
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar