İNTİZAR - İsrail'in Sefarad Hahambaşı Yitzhak Yosef, BAE'de bir Yahudi merkezini açmak için bir Arap ülkesine yaptığı ilk ziyarette Perşembe günü Dubai'ye gitti.
İsrailli Kikar Shabbat haber kaynağı, Yosef'in Arap ülkesini ziyaret ederek Dubai'de yaşayan Yahudi azınlığa sayıları önemli ölçüde arttığı için büyük ve yeni bir binanın açılışını yaptığını söyledi.
İbranice web sitesine göre Dubai, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Bahreyn ve Umman (Fars) Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinde Siyonizmin odak merkezi olmaya hazırlanıyor.
Cumartesi günü Dubai'de, 400'ü Arap şeyhliğini ziyaret eden İsrailli turist olmak üzere 500 Yahudi'nin katıldığı bir tören düzenlendi.
BAE'ye seyahat eden bu çok sayıda İsrailli, iki aydan daha kısa bir süre önce resmi olarak açıklanan siyasi normalleşmeyi takip ediyor.
Son iki ayda bazı İsrailli yetkililer Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret etmelerine rağmen, Dubai'de bir Yahudi kültür merkezi açmak, normalleşmenin tamamen siyasi olmaktan uzak olduğunu ve kültürel ve sosyal yönleri kapsayacak şekilde genişlediğini gösteriyor.
Dubai işgal altındaki başka bir Filistin mi olacak?
Dubai'de Yahudi kültür merkezi ve okulunun açılması, bu Arap ülkesinde büyük Yahudi nüfusu olmadığı ve söz konusu merkezin Yahudi azınlığın ihtiyaçlarını karşılamaktan daha fazlası, Basra Körfezin şeyhliklerinde İsrail'in uzun vadeli hedeflerine doğru atılmış bir adımdır.
Tarihsel olarak, Yahudilerin BAE'de uzun vadeli ve dikkate değer bir varlığı yoktur. ABD Amerikan Etüdleri ve Etnisite Bakanlığı tarafından 2019'da yayınlanan rakamlara göre, 150 hanenin altında yaklaşık 3.000 Yahudi çeşitli BAE şehirlerinde yaşıyor ve çalışıyor.
2020 yılında, geçtiğimiz yıllarda BAE'de, ilki Abu Dabi'de olmak üzere üç sinagogun faaliyete geçtiği belirtildi. Diğer ikisi Dubai'de açıldı.
Yine de, bu ülkedeki bu az sayıdaki Yahudi değişmedi. Ancak normalleşmeden sonra BAE'de ve ağırlıklı olarak Dubai şehrinde yaşayan ve çalışan İsraillilerin sayısının artması beklenmelidir.
İlginç olan nokta, İsraillilerin BAE'deki siyasi olmayan faaliyetlerinin hacminin tuhaf bir hızla artması.
Örneğin Arap ülkesinde yaşayan Yahudilerin beslenme ihtiyacını karşılamak için her hafta Yahudi tarzında kesilen bin paket canlı hayvan eti veya Koşer eti BAE'ye gönderiliyor.
Emirlik kaynaklarına göre, BAE'ye ihraç edilen Koşer türü gıda için et hacmi Mayıs ayından bu yana beş kat arttı. Bu, 2020'nin başından bu yana BAE'deki Yahudi nüfusunun ani artışı anlamına geliyor. Nüfustaki artış, Abu Dabi ile Tel Aviv arasında resmi normalleşme ilan edilmeden önce bile gerçekleşti. Sözde barış anlaşmasının ilanından aylar önce, Dubai'deki ve tüm BAE'deki Yahudilerin sayısı planlı bir şekilde arttı ve kısa süre önce Dubai'deki Khalifa Tower'da bir Koşer restoranı açıldı.
Raporlar ayrıca, Yahudiler için yeni bir okulun yaklaşık 40 öğrenciyle çalışmaya başladığını ve BAE'nin Yahudi öğrenciler için en az iki eğitim merkezi olanağı sağladığını belirtiyor.
İsrail'in BAE'deki kültürel ve sosyal aktivizmi koleksiyonu, Tel Aviv'in BAE'de ve özellikle de Dubai'de bölgesel ticaret merkezi olarak Yahudilerin varlığı için planlanmış bir taslağın olduğunu gösteriyor. Bu planlar hâlâ özveriyle takip edilmektedir.
Filistin topraklarının 1910'dan 1940'a kadar İsrailliler tarafından kademeli olarak mülk ve mal satın almakla ve tarım aktivitelerini başlatmakla yol alan işgali deneyimi, şimdi diğer Arap ülkelerinin önünde. İsraillilerin BAE'deki artırılmış faaliyetleri bazı soruları gündeme getiriyor: BAE başka bir Filistin mi oluyor? İsrail'in BAE'deki altyapısal kültürel ve dini faaliyetleri, daha fazla sayıda İsrail nüfusu için ve belki de Emirliklerdeki ve belki de diğer Arap monarşilerindeki on binlerce kişi için uzun vadeli planlamadan başka bir anlam ifade ediyor mu?
Bu eğilim devam ederse, önümüzdeki yıllarda ve kısa vadede, BAE, şehirlerinde önemli sayıda İsrailli gurbetçiye şahit olacak. Filistin işgali sürecini göz önünde bulundurursak, İsraillilerin ikamet ve iş yerlerindeki artış, bu Arap şeyhliğinin ev güvenliğine en büyük tehdidi oluşturuyor.
Al Waght