İNTİZAR - 10 /Mayıs/ 2017 tarihinde, yani yaklaşık sekiz ay önce, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İmam Hüseyin (a.s.) üniversitesinde askeri mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşmada, düşmanın bugün sahnelemek istediği planlarına dikkat çekmişti. Bu gün yaşananların daha iyi anlaşılması ve inkılap aklının olaya hakimiyetinin tespit edilmesi açısından bu konuşmada Rehber tarafından yapılan tespitlere dikkat çekmek faydalı olacaktır.
Bu konuşmanın özet metni:
Düşman neyin peşinde?
Düşmanın üç hedefi vardır.
-
Kısa dönemli (vadeli) hedefi
-
Orta dönemli hedefi
-
Ve uzun dönemli hedefi vardır.
1- Düşmanın kısa dönemli hedefi, ülkenin güvenliğini bozma, ülke de fitne ve kargaşa çıkarmaktır. Allah' a ham olsun ki, İslam cumhuriyetinin sahip olduğu bu büyük iftiharı yok etmek istiyorlar.
Kargaşa içinde bir bölge ve buhranlı bir dünyada güvenli bir bölge oluşturmanın İran İslam Cumhuriyetinin iftiharlarından biridir. Bu güvenliğin mesuliyetini, müdrik halk ve ülke yetkililerinin, bilinçli ve şuurlu bir şekil de meseleleri güncel takip etmeleri sayesinde tahakkuk bulmuştur.
2- Düşmanların orta vade de hedefinin ülke ekonomisi ve halkın geçimidir. Düşmanın planı gereğince ülke ekonomisi gelişmemeli, halkın geçimi aksamalı, iş ve üretim canlanmamalı, ülke de işsizlik bir bela ve afet olarak yaygınlaşmalı ve sonunda halk, geçim sıkıntılarından dolayı İran İslam cumhuriyeti ve İslam nizamına karşı umudunu kaybetmelidir.
Bu düşmanın bariz bir hedefidir. Bunun peşindedirler, gayret sarf etmektedirler, bunun için planlar yapmaktadırlar. Bunları ülkemiz de uygulayabilmek için, kendi deyimleriyle fikir/düşünce odaları kurmaktadırlar. Bu peşin de oldukları onların orta vadeli hedefleridir.
3- Düşmanın uzun vadeli hedefi ise İslam nizamının kendisidir. Bir zamanlar aleni bir şekilde İslam nizamı ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyorlardı. Sonra baktılar ki bu söylem kendi zararlarınadır. Çünkü, bunu yapamazlar, yapamayacaklarını bildiklerinden, kendi taraftarları ve onlara bağlı satılmış ülkeler nezdinde rezil olmamak için de, söylem değiştirdiler, onun yerine; “İslam Cumhuriyetinin davranış değişikliği" ile İslam nizamına karşı koymak istiyorlar.
Ben o zamanlar ülkenin değerli yetkililerine dedim ki; Beyler! Dikkatli olun, “İslami nizam değişikliği ile İslam Cumhuriyetinin davranış değişikliği” arasında hiçbir fark yoktur. Davranış değişikliği şu demek değildir ki daha önce sabah yedi de iş geliyorduk şimdi ise saat yedi buçukta veya altı buçukta gelelim. “Davranış değişikliği” yani; İslam, İnkılap ve İmam'ın yolundan gidiyorduk, şimdi ise zaviye değiştirelim, tedrici surette önce 20 derece, sonra 45 derece, sonra 90 derece ve daha sonra 180 derece bir açı çizip, onlara doğru hareket etmektir. Onların istedikleri “davranış değişikliği” budur. Bu da, İslam nizamının ortadan kaldırılması anlamına gelir ki, bu onların uzun vadeli hedefleridir.