201705250618511851.jpg

İran ve Katar’a karşı Suudi – BAE Koordinasyon Konseyi

Cidde şehrinde düzenlenen Suudi Arabistan – BAE Koordinasyon Konseyi ve yöneticileri, yani Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Veliahtı Muhammed bin Zayed, “büyük düşman” İran ve “küçük düşman” Katar devletlerine karşı iki ülkenin ittifakını güçlendirmek için bir araya geldi. Bu yeni konsey bir füzyon birliğinden daha azını, konfederasyonun ise fazlasını oluşturuyor.

10 Haziran 2018 Pazar

İNTİZAR - Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde düzenlenen Suudi Arabistan – Birleşik Arap Emirlikleri Koordinasyon Konseyi tarafından düzenlenen ilk toplantının, Körfez krizinin ilk yıldönümüne denk gelmesinin bir tesadüften ibaret olduğuna inanmıyoruz. Çünkü bu konsey ve yöneticileri, yani Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Veliahtı Muhammed bin Zayed, “büyük düşman” İran ve “küçük düşman” Katar devletlerine karşı iki ülkenin ittifakını güçlendirmek için bir araya geldi.

İlk toplantısını düzenleyen bu konsey, 44 ortak stratejik projenin oluşturulması için 60 anlaşmaya imza attı. Anlaşmalar, güvenlik, askeri sanayi, petrol ve gaz alanlarında altyapı ile iki ülke arasında ticari entegrasyonu sağlamak için iç ve dış yatırımları kapsıyor. Körfez İşbirliği Konseyine fırlatılan "şefkatli bir kurşun" olarak değerlendirilen bu toplantı, işbirliği konseyi ülkelerinden iki ülkeye “kapalı” ve dolayısıyla diğer 4 ülkeye de yasaklanmış olarak geldi. Bu yeni konsey bir füzyon birliğinden daha azını, konfederasyonun ise fazlasını oluşturuyor.

***

Bahsi geçen Koordinasyon Konseyi'nin en belirgin özelliği olan “kararlılık stratejisi”, iki ülkenin 3 yıl iki ay önce Yemen'de girdiği “Kararlı fırtına” operasyonunu hatırlattı. Bilindiği üzerine operasyon, trilyon dolarlara vardıran yerel kaynaklara ve yıllık 700 milyar dolara varan petrol, doğalgaz ve diğer alanlarda ihracata dayanıyor. Bu, eğer izin verilirse bölgede büyük bir askeri güce dönüşmeye çalışan büyük bir ekonomik güç ile karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor.

Bu konseyde elbette fakirlere yer yok. Burada söz konusu olan ülke, Suudi Arabistan ve BAE tarafından es geçilen Bahreyn yönetimidir. Ne şimdi, ne de gelecekte Bahreyn'in bu konseye katılması için herhangi bir davette bulunulmadı. Konseyde aynı zamanda, Katar ile yaşanan krizde ve Yemen savaşında “ tarafsız” kalan Kuveyt ve Umman Krallığı gibi ülkelere de yer bulunmuyor.

Bu yeni konseyin en önemli adımının, Katar ile anlaşmazlığı tırmandırmak ve bu ülkeye karşı uygulanan boğucu ambargoyu sıkılaştırmak olması bekleniyor. Aynı zamanda, İran'a karşı öngörülen gelecekte, rejimin değişmesi için ABD'nin gireceği herhangi bir savaşta odak noktası olacak ekonomik, siyasi ve askeri bir Körfez uzantısı oluşturması ihtimali de uzak görülmüyor.

Katar'ın Rusya'dan “S-400” füzesi satın alma girişiminin, Suudi Arabistan Krallığı tarafından protesto edilmesi, Suudi Arabistan'ın Fransa'yı ve ardından Fransa yoluyla Rusya'yı seçerek bu anlaşmada ileri gidilmesine karşı uyarıda bulunması ve teslim edilmesi halinde bu füze sistemlerini bombalama tehdidi, bu yeni konseyin belki de Amerika'nın desteğiyle hâlihazırdaki ve geleceğe dair hedeflerinin göstergesidir.

“Savaş konseyi”, iki ülkenin ekonomik işbirliğini oluşturmaktan ziyade, bölgede yeni bir küresel güç olmayı amaçlıyor. Peki, bu hedefini gerçekleştirecek mi? Siyasi ve ticari boykotun başarısızlığının ardından, Katar'a karşı bir askeri cephe açılacak mı? Açılırsa bu ne zaman olacak? Katar'ı izole etmek ve Arap yarımadası ile kara bağlantısını sona erdirmek için Selva kanalını kazma projesi gerçekleştirilecek mi?

Tüm bu soruların cevabını, önümüzdeki aylara, hatta yıllara bırakıyoruz. Ancak, bu konseyin tehlikeyi büyük oranda tırmandıracak ve endişeyi arttıracak bir adım olduğunu açık bir şekilde söyleyebiliriz… Dolaylı ya da doğrudan hedeflenen körfez ülkelerindeki endişe ile bu konsey belki de bölgedeki ittifakların dengesi kökten değiştirecektir…

Abdulbari Atvan
Kaynak: Ray el-Yevm 
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar