47274-imad.jpg
  • Anasayfa» 
  • Güncel Haberler»
  •  Amerika ve İsrail'in en tehlikeli “terörist” diye 30 yıldır aradığı Hizbullah'ın stratejik aklı: Talal Hamiye

Amerika ve İsrail'in en tehlikeli “terörist” diye 30 yıldır aradığı Hizbullah'ın stratejik aklı: Talal Hamiye

Siyonist medya kurumu, Hizbullah liderlerinden Talal Hamiye hakkında geniş bir rapor yayınladı. Raporda, Washington tarafından hakkında önemli bir bilgi getirerek yakalanmasına yardımcı olacak kişiye, 7 milyon dolar para teklif edilen 58 yaşındaki Talal'ın, 80'li yıllarda Beyrut Havaalanı'nda sıradan bir idari memurluktan, Hizbullah'ın en önemli askeri yetkililerinden birine dönüşmesi yer aldı.

12 Ocak 2019 Cumartesi

Tel Aviv: Hizbulah'ın stratejik aklı Talal Hamiye, dünyanın en tehlikeli “terörist”i olduğu için 30 yıldır ABD ve İsrail tarafından aranıyor

İNTİZAR - İsrail'in yarı resmi televizyon kanalı (Kan), Hizbullah liderlerinden Talal Hamiye hakkında geniş bir rapor yayınladı. Raporda, Washington tarafından hakkında önemli bir bilgi getirerek yakalanmasına yardımcı olacak kişiye, 7 milyon dolar para teklif edilen 58 yaşındaki Talal'ın, 80'li yıllarda Beyrut Havaalanı'nda sıradan bir idari memurluktan, Hizbullah'ın en önemli askeri yetkililerinden birine dönüşmesi yer aldı. Siyonistler tarafından hazırlanan raporda, Hizbullah'ın yurtdışındaki “terör” faaliyetlerinden sorumlu olan askeri lideri Hamiye'nin, “910” rakamı ile bilinen Lübnan dışındaki operasyonları yürüten operasyon birimine liderlik ettiği varsayıldı.

1992 yılında gerçekleşen Buenos Aires saldırısını planlamakla suçlanan Hamiye, aynı zamanda Tayland'ın başkenti Bangkok'taki İsrail Büyükelçiliği binası içerisinde kendisini patlatarak intihar saldırısı düzenlemeyi planlayan, ancak operasyonu uygulamak üzereyken son anda kararını değiştirerek vazgeçen intihar saldırganının arkasında yer almakla suçlanıyor.

Hizbullah'a bağlı yurt dışındaki uyuyan hücreler ile Güney Amerika, Avrupa, Afrika, ırak ve Körfez ülkelerinde düzenlenen operasyonların yürütülmesinden sorumlu olması hasebiyle, Hamiye'nin Hizbullah'ın Lübnan dışındaki gizli operasyonlarının büyük kısmının arkasındaki isim olduğu ve dünya çapında düzenlenen suikast operasyonlarında etkin rol üstlendiği düşünülüyor.

1950'li yılların sonlarında dünyaya gelen, Ebu Cafer lakaplı Talal Hamiye, Cebel-i Lübnan ilinin Badaba beldesindeki Burc l-Barajine Filistin kampında faaliyetlerine başladı. Lübnanlı liderlerden biri tarafından hazırlanan özel bir makalede, Talal Hamiye uzun boylu, güçlü kuvvetli ve sakallı biri olarak tanımlanıyor.

“STOP910” sitesinde yayınlanan, “910 birimi sorumlusu” başlıklı makale, Talal Hamiye'nin İranlı istihbarat unsurları ile yakın bağları olduğu, dikkatle hazırladığı saldırılarının yürütülmesi için sahada onlarla işbirliği içerisinde çalıştığı ve karmaşık operasyonları yürüten bir gölge adam gibi hareket ettiği vurgulandı. Ayrıca, aile bireyleri ve kısıtlı arkadaş çevresi dışında sosyal hayattan uzak yaşadığı ifade edilen Hamiye'nin, restoranlara gitmekten kaçındığı ve özellikle Beyrut'ta çalışma ortamları dışındaki mekânlarda sıkı güvenlik kuralları uyguladığı kaydedildi.

Makaleye göre, benimsediği sade hayat tarzından dolayı, bazen dış görünüşünü önemsemeyen basit bir adam gibi görünüyordu. Sigara, alkol ve kahve içmekten kaçınarak, sağlık durumunun iyi olmasını sağlayan bir yaşam tarzı benimseyen Hizbullah lideri, genellikle yıpranmış kıyafetler giymeyi tercih ederdi.

MOSSAD eski Başkan Yardımcısı Ram Ben-Barak, İsrailli yarı resmi televizyon kanalında (Kan) yaptığı konuşmada, Talal Hamiye'nin Hizbullah tarafından yürütülen “terör” operasyonlarının beyni olduğunu ve "küresel terörizm" konusunda uzman olduğunu söylerken, Hamiye'nin dünyanın en tehlikeli "terörist"lerinden biri olabileceğini öne sürdü. Eski MOSSAD yetkilisi konuşmasının devamında, “Bu adam, Ortadoğu dışındaki İsrailli ve Batılı hedefleri vurmak için Hizbullah içerisinde dış operasyonlar birimini kuran ve yöneten kişidir” sözlerini kullandı.

Diğer yandan, İsrail televizyonu yayınladığı raporda, Amerikan istihbaratının Hamiye hakkındaki görüşlerine yer verdi. Bu bağlamda CIA sözcüsünün; “Hizbullah'ın Amerika topraklarındaki faaliyetlerini yakından ve sıkı bir şekilde takip ediyoruz” ifadeleri raporda yer aldı.

Hem Washington, hem de Tel Avivli güvenlik kaynaklarından aktarılarak hazırlanan raporda, son dönemde Amerikan istihbaratının, Hizbullah'ın Amerika'da terörist bir alt yapı oluşturmak için bir takım girişimlerde bulunduğunu gözlemlediği belirtildi. Dolayısıyla Hamiye ve oluşturduğu şube, tekrar gündeme alınarak Batı ve İsrail istihbaratının arananlar listesine eklendi.

Hamiye'nin şehid İmad Muğniye'nin yardımcısı olarak yola başladığını vurgulayan kaynaklar, 1983 yılında Beyrut'ta Amerikan piyadelerine karşı düzenlenen ve çoğunluğu Amerikalı ve Fransızlardan oluşan 305 askerin ölümüne yol açan saldırıya katıldığını bildirerek, Hamiye'nin o zamandan bu yana Amerikalılar tarafından arandığını öne sürdü.

Bunun yanı sıra, İsrailli televizyon kanallarında konuşan bir Siyonist analist, Hamiye'nin Hizbullah'ın stratejik aklı olduğu, ancak iç operasyonlara müdahale etmediğini vurgulayarak, Lübnan dışındaki operasyonların yürütülmesi ile ilgilendiğini ifade etti. Analist, 1985 yılında gerçekleşen Amerikan uçağının kaçırılması operasyonuna da Hamiye'nin, şehid İmad Muğniye'nin yardımcısı olarak katıldığını iddia etti. Siyonist araştırmacı, Hamiye'nin daima şehid Muğniye ile birlikte olduğunu, operasyonları birlikte planlayıp yürüttüklerini de sözlerine ekledi.

Bahsi geçen televizyon raporu, Talal Hamiye'nin İran'ın desteği ile 1992 yılında Arjantin'in Buenos Aires kentinde bir askeri operasyon düzenlediğini öne sürdü. Televizyonda ne ismi ne de görüntüsü yayınlanan İsrailli bir General, Abbas Musavi suikastından sonra Hamiye'nin, yurt dışındaki hedeflerini vurarak İsrail'den intikam almaya karar verdiğini söyledi.

Kaynaklar, İsrail istihbaratının Hizbullah içerisinde derin bir şekilde sızdığının Hamiye tarafından fark edildiğini iddia ederek, Şubat 2008 tarihinde düzenlenen İmad Muğniye suikastının, Hizbullah liderlerinin davranışlarının değişmesine yol açtığını öne sürdü. Bahsi geçen İsrailli General, Hamiye'nin bir sonraki suikastın hedefi olacağını ve tam bir gizlilik içerisinde hareket etmesi gerektiğini kavradığını belirtti.

MOSSAD'ın eski Başkan Yardımcısı Ben-Barak ise, Hizbullah'ın Hamiye'ye Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinden uzak durmayı emrettiğini, kendisi ile ilgili arama yaptıklarında tek kelime dahi bulamadıklarını, aynı şekilde Hizbullah'a ait el-Menar televizyon kanalına dahi herhangi bir röportaj vermediğini kaydetti. İsrailli yetkili, Hamiye'nin Hizbullah'ın gölge adamı olduğunu ifade etti.

Ben-Barak konuşmasına şu sözleri ekledi: “Hizbullah ve İran, Muğniye suikastının arkasında MOSSAD'ın olduğunu öğrenince, 910 biriminin olanaklarını arttırma ve Hamiye'yi bu birimin sorumlusu olarak atamaya karar verdiler.” Ben-Barak, Televizyon programında kendisine yöneltilen; “MOSSAD suikasta ne kadar yakındı?” sorusunu cevaplamayı reddetti. Diğer yandan Ben-Barak, Hamiye'nin mükemmel bir iş çıkardığını ve üzerine düşen görevlerin tamamını başarıyla yerine getirdiğini kabul etti.

Ayrıca İsrailli General Amerikalıların, kendilerine karşı bir operasyona karışan herkes hakkında bilgi topladıklarını ve çemberi daraltarak Talal Hamiye'ye suikast düzenlemek istediklerini, ilerleyen yaşına rağmen hala İsrail'de suikast listesinde yer aldığını belirtti. Raporun sonunda, MOSSAD'ın eski Başkan Yardımcısı, İsrail istihbaratının istediği herkese ulaşabileceğini ileri sürdü.

Zuheyr Andraos
Kaynak: Ray el-Yevm
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar