İNTİZAR - Lübnan Hükûmeti, bölgesel değişkenlerin etkisiyle 9 ay süren bir sendelemenin ardından, aydınlığa çıktı.
Lübnan'da günlük politikanın kurallarının işaret ettiği gibi, bu sendeleme yolsuzlukların gölgesi altında acı bir ekonomik gerçeklik yaşayan Lübnan'ın kalkınması için harekete geçiren bir motivasyon işlevi gördü. Lübnan halkının birtakım siyasi ayrıntılar hakkında ihtilafa düşmesine rağmen, halk üç ana konu hakkında tam bir fikir birliği sağlamış durumda. Bu konular:
1- Ekonomik yolsuzluk ve yaşam koşulları
2- Sivil barış
3- Düşman İsrail
Düşman İsrail'i caydırma ve Lübnan'ı koruma zorunlulukları arasında hiçbir fark yoktur. Bu görüş, Lübnan'da ordu, halk ve Direniş'e dayanan altın denklem formülünü gözeten yeni bakanlığın açıklamasında bildirilmiştir. Belki de, Lübnan'da Devlet Başkanı Mişel Avn'ın iktidardaki varlığı ve Hizbullah ile müttefiklerinin mevcut denklem üzerindeki ısrarı, Bakanlığın geçtiğimiz aylarda olduğu gibi konuyu aylarca askıda bırakmak yerine, bildiri yayınlamasını hızlandırdı.
Aslına bakarsanız bu durum, ABD'nin “yüzyılın anlaşması” gibi bölge üzerine tasarladığı projeleri için yeni bir mağlubiyettir. Her ne kadar, Amerika Direniş'in üzerindeki yasal engelleri kaldırsa da, ulusal bir görev olmaktan önce meşru bir hak olan bu galibiyet, Birleşmiş Milletler anlaşmasında da yer aldığı gibi tüm dünya halklarına verilen yasal bir haktır.
Kuşkusuz yeni hükûmet, yaptırımlara işaret eden ABD cephesini rahatsız etti. Aynı şekilde Netanyahu da, yeni hükûmeti “Hizbullah Hükûmeti” olarak göstermeye çalışarak bu rahatsızlığını ifşa etti. Ne var ki bu iddia, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah tarafından derhal yalanlandı. Özellikle de Hizbullah'a ait bakanlıkların Sağlık Bakanlığı, Spor Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı ile sınırlı olduğuna dikkat çekildi.
Ne var ki, ABD ve arkasındaki İsrail'in suçlamaları, herhangi bir bakanlık veya kurum ile bağlantılı değil, Seyyid Nasrallah'ın bir konuşmasında belirttiği gibi, altın denklemin formülünün Lübnan sahasında sağlam bir şekilde temel atması ile ilintilidir. Bu ulusal uzlaşma formülünün, Lübnan'da bir iç savaş ve mezhep fitnesinin önünü alması durumunda 1975 yılında olduğu gibi Lübnanlıların çoğunluğunun diğer taraflara güven kartı sunmasını sağlayacağı iddia ediliyor.
Washington'un öncelik listesindeki ilk madde, Hizbullah'ı Direniş seçeneğinden uzaklaştırmaktır. Dolayısıyla, Amerika'nın Suriye'de yaptığına benzer bir şekilde, terörist grupları destekleyerek Lübnan içerisinde Hizbullah'ı işgal etmeye niyeti vardır. Buna karşın, Hizbullah ile bazı Lübnanlıların feraseti, Amerika'nın söz konusu hedefine ulaşmasını engelliyor. Aksine bu tehditler Hizbullah, Özgür Yurtsever Hareketi ve çok sayıda Lübnanlı partiyi, 6 Şubat denklemi tarzında bir formüle doğru iten en önemli teşvik unsuru oldu.
Gerçek şu ki, bölgesel bir zafer kazanan Hizbullah, müttefikleri ile birlikte, Özgür Yurtsever Hareketi ile varılan uzlaşı gibi sivil barışı güçlendiren büyük başarılara imza attı. Bu sayede Hizbullah, Lübnan içerisindeki müttefikleri, rakipleri ve çok sayıda akım için iyi bir çığır açtı. Aynı şekilde düşman İsrail ile süregelen savaşta da, nitelikli başarılar elde etti. Öyle ki İsrail, Lübnan'a karşı herhangi bir hamle yapmadan önce durup binlerce defa hesap yapar hale geldi.
Lübnan'ın maruz kaldığı ekonomik tehditler, üç kısma dayanıyor. Bunlardan birincisi, güvenlik, ikincisi yaşam koşulları, üçüncüsü ise yolsuzluk ile mücadele alanındadır. Güvenlik cephesinde, yeni bakanlığın açıklaması, tehditler karşısında Lübnan'ın bağışıklığını güçlendiriyor. Doğu cephesindeki terör tehdidi ve IŞİD hilafeti, art arda düzenlenen operasyonların ardından tarihe gömüldü. Güney cephesinde ise, ordu ve arkasındaki halk ile Direniş, her türlü saldırıya karşı koymak için tam donanımlı bir şekilde hazırlanmış durumdadır.
Altın denklem, aynı zamanda Lübnanlıların beklediği umut ışığı olan Akdeniz'deki petrol denklemi için de geçerlidir. İsraillilerin bu konudaki açgözlülükleri ise, gökyüzünde parlayan güneş kadar net bir şekilde görülmektedir.
Yaşam koşulları konusuna gelince, Hizbullah Sağlık Bakanlığından son seçimler sırasında Lübnan halkına ve kamuoyuna verdiği sözleri vakit kaybetmeden yerine getirmesini istedi. Eski bakan, görevinin sona ermesinden bir saat önce sağlık ücretlerini yüzde 50'den fazla bir oranda düşürdü. Bu adımın, Hizbullah lideri Seyyid Nasrallah'ın, Sağlık Bakanlığının tüm Lübnanlılar için hizmet edeceği ve insanların fiyat pahalılığından dolayı hastane kapılarında hayatını kaybetmesinin kabul edilemeyeceğine dair açıklamasının üzerine gelmesi dikkat çekti.
Seyyid Hasan Nasrallah'ın iç gündem hakkındaki her konuşmasında vurguladığı yolsuzlukla mücadele dosyasına gelirsek, bu Lübnanlıların önündeki en karmaşık dosyadır. Bu alanda geniş bir deneyime sahip olmayan Hizbullah, diğer partilere kıyasla hükûmet arenasındaki en yeni parti olmasıyla birlikte, Washington'un bu dosyayı başarısız kılma girişimleri ile de karşı karşıya kalmıştır.
Ancak buna rağmen, Lübnanlılar bu dosyanın çözüme kavuşması konusunda büyük umutlar beslemektedir. Özellikle de Hizbullah'ın, yolsuzlukla mücadele için Lübnanlıların çıkarları doğrultusunda herkes ile işbirliğine yönelmesi umutları arttırmıştır.
Hizbullah'ın İsrail'e karşı direnişi, hiçbir zaman Lübnan'da diğer kesimleri göz ardı ederek tek bir sınıfı müdafaa etmekle yetinmedi. Hizbullah'ın başarısının sırrı budur. Hizbullah'ın 6 Şubat 2006 anlaşmasından istediği şey budur ve bugün de ekonomik düzeyde ve yolsuzluk ile mücadele konularında bu misyonunu uygulamak istiyor. Tüm bunlar Lübnanlı gençlerin ümitlerini güçlendiriyor.
Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş