israil alarmda.jpeg

İsrail kırmızı alarma geçti

İran, Hizbullah'ın hassas füze cephanesi oluşturmasına yardım ettiği, bu desteğin hassas füzelerle İsrail'in vurulmasına zemin hazırladığı ve bu tehlikenin Siyonistler tarafından kırmızı alarm durumu oluşturduğu belirtildi. 28 Ekim'de İran'ın saldırıları korkusuyla çok sayıda İsrail elçiliğinin alarma geçmesi ile birlikte bu gerginlik halinin daha da belirginleştiğini gösterdi.

4 Aralık 2019 Çarşamba

İNTİZAR - Tel Aviv'deki Begin-Sedat Stratejik Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan bir araştırma, Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeydoğusunda girdiği savaşın, İran'ın bölgede ilerlemesine izin verdiğini öne sürdü. Araştırmaya göre, bu savaş İran'ın yeni saldırı yetenekleri edinmesinin önünü açarken, bölgeyi de daha fazla istikrarsızlığa sürükledi. Bu savaşın İsrail güvenlik kurumunun İran'ın İsrail'e saldırı planları ile ilgili korkularını artırdığına işaret eden araştırma, İsrail rejiminin gözünden bakıldığında Suriye'deki gelişmelerin, İran'ın saldırı faaliyetlerinin nitelikli bir şekilde artması sebebiyle güvenlik durumunun kesin bir şekilde bozulmasına yol açtığını gösterdi.

Tahran'ın, İsrail'e karşı askeri üsler inşa etmek, füze ve İHA'lar fırlatmak için Suriye'deki iç savaşın sonuçlarını kullandığını iddia eden rapor, bu çabaların iki yıldan fazla süredir devam ettiği, bugün İsrail'e saldırı tehdidinde bulunduğu ve bu durumun İsrail'deki gerginliği en üst düzeye çıkardığına dikkat çekti. İran'ın aynı zamanda Hizbullah'ın hassas füze cephanesi oluşturmasına yardım ettiği vurgulanan raporda, bu desteğin hassas füzelerle İsrail'in vurulmasına zemin hazırladığı ve bu tehlikenin Siyonistler tarafından kırmızı alarm durumu oluşturduğu belirtildi.

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nün artan faaliyetlerini takip eden İsrail'in, bu durumu engellemek için Kuzey cephesinde alarm durumuna geçtiğini ortaya koyan Araştırma, Yahudi Cannes televizyonuna göre geçtiğimiz 28 Ekim'de İran'ın saldırıları korkusuyla çok sayıda İsrail elçiliğinin alarma geçmesi ile birlikte bu gerginlik halinin daha da belirginleştiğini gösterdi.

General Süleymani'nin başlıca planlarından birinin İran'ı Suriye'ye bağlayan bir kara geçidi oluşturmak olduğuna işaret eden araştırma, eğer sınır geçişlerini kontrol etmeyi başarırsa Tahran'ın Irak üzerinden Suriye ve Lübnan'a kara silahları, milisler ve birtakım teçhizatları konvoylarla gönderebileceğini öngördü. Washington tarafından desteklenen ılımlı Kürt özerk bölgesinin çöktüğünü söyleyen araştırma, bu durumun İranlıların yeni bir oluşum kurabilecekleri anlamına geldiği şeklinde değerlendirdi.

Begin-Sedat Enstitüsünde hazırlanan diğer bir çalışma ise, Türkiye'nin Suriye'deki savaşının Esad yönetiminin egemenliğine zarar verdiğini ve dolayısıyla İran'ın çıkarlarını zedelediğini öne sürdü. Çalışma, Ceyşul İslam ve Ahrar Eş-Şebab gibi çok sayıda Sünni Selefi cihatçı grubun Türkiye'nin girişiminde aktif rol aldıklarına, bu cihatçı milislerin bazılarının El-Kaide ile bağlantılı olduğuna ve Şiilerin menfaatine düşman olduklarına dikkat çekti.

Diğer yandan, Ulusal Güvenlik Konseyi Eski Başkan Yardımcısı ve Begin-Sedat Enstitüsünde araştırma görevlisi olan Orna Mizrahi, “İşin sonunda İranlılar, Türkiye'nin girişinden duydukları rahatsızlıktan daha çok Amerikalıların Suriye'nin kuzeyinden çekilmesinden memnuniyet duyacaklar” ifadesini kullandı.

Askeri Araştırma Birimi (AMAN) eski Başkanı General Yossi Kuperwasser ise, Suriye'nin kuzeydoğusunda Amerika'nın bıraktığı boşluğu, İran'ın doldurabileceğine değinerek, bu durumun İran'dan Lübnan'a kara koridoru oluşturmanın önünü açacağı yorumunda bulundu.

Araştırma şu sözlerle devam etti: “İsrail, İran'ın bölgedeki faaliyetlerini yakından takip etmeye ihtiyaç duyuyor. Zira Ürdün, İran ekseni tarafından tehdit edilen bir ülke haline geldi. Gücünü artırmak ve Irak'ı Suriye'ye bağlayan yeni bir kara koridoru oluşturmak için çalışan İran, Haşimi Krallığına düşmandır. Çünkü Ürdün'ü İran'ın hırslarının ve İsrail'e karşı yürüttüğü stratejisinin karşısında bir engel olarak görüyor.”

Araştırma, bu unsurların İsrail'i kaçınılmaz olarak İran'ın genişlemesini engellemek için önlemler almaya iteceğini, ancak geçtiğimiz Eylül ayında Suudi Petrol alanlarını gelişmiş İHA'lar ile vuran İran'ın Siyonist rejime de çeşitli yollarla misilleme yapmaya gücü yettiği öngörüsünü ekledi.

İsrailli Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından hazırlanan çalışma, son olarak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun İran'ın füze geliştirme çalışmalarına dair açıklamalarına yer verdi. İran'ın bugün Orta Doğu'daki herhangi bir hedefi vurabilecek kapasitedeki hassas güdümlü füzeleri geliştirmeye çalıştığına değinen Netanyahu, bu füzelerin üretimi ve geliştirilmesinin İran'da yapıldığını ifade etti. Netanyahu şu sözleri kullandı: “Onlar hassas güdümlü füzeleri geliştirmeye çalışıyor. İsrail'e ulaşmak için, Yemen'e füze yerleştirmeye başladılar bile.”

Zuheyr Andraos
Kaynak: Raialyoum
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar