islamivahdet-620x330.jpg

“İngiliz Şiiliği”, IŞİD ile mücadele edeceğine, kama ve sine vurmakla meşgul

"‘İngiliz Şiiliği’, İslam’ı, kama, sine vurmakla ve matem meclisleri düzenlemekle sınırlı tutmakta. Amerika da bunu kabul etmektedir. Geçmişte, Yezid, Şah ve Saddam da bunları istiyordu.”

10 Mart 2015 Salı

İNTİZAR – Emperyalistlerin piyonu olarak görev icra eden “İngiliz Şiiliği” hakkında bir konuşma yapan İnkılap Yüksek Kültür Şurası üyesi Hasan Rahimpur Ezğadi: “‘İngiliz Şiiliği' din ve mezhep tüccarlığı yapmakla, İslam için büyük bir tehlike arz etmektedir.” diyerek önemli bir konuya dikkat çekti.

“Amerikancı İslam ve Onunla Mücadele Yolları” isimli konferansta konuşan, Üstad Hasan Rahimpur Ezğadi; “‘İngiliz Şiiliği', yağlı sofralarda oturmakta, mezhep adına sofra sermekte ve bu sofralarda Ehlibeyt (as)'ın musibetlerini dile getirmektedir. Aslında  bu sofra, ‘İngiliz Şiiliği'nin din ve mezhep adına tüccarlığıdır ki, İslam için büyük bir tehlike arz etmektedir.” dedi.

İnkılap Yüksek Kültür Şurası üyesi Hasan Rahimpur Ezğadi konuşmasının devamında şunları söyledi: “İngiliz Şiiliği, Ehlibeyt (as) adına, musibet meclisleri tertibleyerek kama vurmayı  (ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak ile alnın üst kısmına vurarak kan akıtılır. Bu amel büyük Şia mercilerince haram kabul edilmiştir.) ve sine vurmayı teşfik ederken, Ehlibeyt (as)'ın ihlas, amel ve davranışlarından söz etmezler.”

“İngiliz Şiiliği”nın, bedava yiyiciler mezhebine benzeten Üstad Ezğadi; “Bu kişiler, müstehabları aslın yerine koyup, farzları ise kenara bırakmaktadırlar. Bu kişilerden bazıları medrese okuyup kendini her ne kadar taklid mercii olarak tanıtsalar da Amerika'nın istihbarat birimi olan CIA ile çalıştıklarını da biliyoruz. Allah Teala Kuran-ı Kerim'de, doğru alime büyük övgüler zikrederken, fasid alim için de sert sözler sarfetmiştir.” diyerek “İngiliz Şiiliği”nin aslında kimlere hizmet ettiğini vurguladı.

Rahimpur Ezğadi daha sonra sözlerine şu şekilde devam etti: “‘İngiliz Şiiliği', kendi menfaatlerine olan ayet ve hadisleri alıp, kendilerine ters düşenleri de tahrif etmektedir. Şeytan, insanı adım adım kendine doğru çeker, eğer dikkatli olunmazsa, zahid bir talebe ve alim bir tağuta dönüşebilir. Alimlikten uzaklaşarak, sermaycilerle oturup kalkanlar bilin ki fasid olmuşlardır.

‘İngiliz Şiiliği'nin diğer bir yöntemi de İslam'ı, liberallerin ve Batı'nın hoşuna gidecek şekilde tarif etmeleridir.

Müçtehid kendi zamanının sorunlarına karşı bilinçli olmalıdır. İslam'ın tümü ibadetten ibaret değildir, Kuran'ın yüzde 90'nı diğer meselelerden bahseder. Bazı insanlar, bir alim ne kadar münzevi olursa, o derece mukaddes ve bilgili olduğuna inanırlar. Bu büyük bir hata ve yanılgıdır.

‘İngiliz Şiiliği', İslam'ı, kama, sine vurmakla ve matem meclisleri düzenlemekle sınırlı tutmakta. Amerika da bunu kabul etmektedir. Geçmişte, Yezid, Şah ve Saddam da bunları istiyordu.”

Konuşmasının devamında özeleştiride de bulunan Üstad Rahimpur, toplumun içine düşmüş olduğu rahatsızlıkları dile getirdi: “Çarşı pazarlarımız İslam'ın rengini ve kokusunu yansıtmamaktadır. Acaba çarşı pazarımız, ne denli Fatimî ve Hüseynî'dir?  Bugün zindanlarımız, dolandırıcı, sahtekar  ve karşılıksız çek senet çeteleriyle dolmuş vaziyettedir. Boşanmaların her geçen gün arttığı bir topluma ‘Fatimî' bir toplum dememiz mümkün mü?

İmam Hüseyin (as) zamanında, gerçek Şiilerin sayısı 72 kişiydi. Şiilerin yüzde 99'u İmam Hasan (as) ve İmam Hüseyin (as)'a ihanet ettiler. Ve ihanetleriyle İmamlara şunu demeye getirdiler, ‘Siz gidin şehid olun bizler sizden sonra sizin için yas tutup sine vururuz.'

Gerçek Şii, Ehlibeyt haremini canları pahasına koruyan şehitlerdir ki, bugün cenazeleri omuzlarda taşındı. Bu kişiler Allah'ın evliyalarıdır ve maalesef onları kimse hakkıyla tanımamakta.”

Ustad Hasan Rahimpur Ezğadi sözlerinin sonuna doğru şu tespitlere de yer verdi: “Bugün tekfirci grup, Hz. Zeyneb (s.a)'nın mübarek kabrini tahrip etmekle uğraşırken, “İngiliz Şiiliği”, onlarla mücadele edeceği yerde, matem merasimleri tertipleyip kama ve sine vurmakla meşgul.

‘İngiliz Şiiliği'nin fıkhı sadece müstehaplarla sınırlıdır, Alevi Şiası'nın fıkhı ise, insanlığın tekamülü için beşikten mezara kadar bir programa sahiptir. Müstekbirler, fıkıh ve içtihadın sadece ameli boyutla sınırlı kalmasını isterler. Bazıları Peygamber Efendimiz'e yapılan hakaretler karşısında geceleri oturup düşmana bedua ve lanet  ettiklerini söyluyorlar, bunlara şunu söylemek lazım, eğer samimi iseniz geceleri oturup lanet edeceğinize, gündüz gidip düşmanla savaşın?! Böyle kimseler din sofrasının üzerine otururlar, ama din için bir defa dahi fedakarlıkta bulunmazlar.

İslam İnkılabı'yla birlikte milyonlarca insan Şii oldu, gerçek Şiilik amelde belli olur, lanet ve küfür etmekle, Vahdet Haftası'nı ‘Berat Haftası'na çevirmekle Şii olunmaz.

Din ve mezhep sadece, matem günlerinde siyah bayrak taşımak ve doğum günlerinde ise sokakları süslemek değildir. Evet bunlar güzel ve beğenilen şeylerdir. Ama din ve mezhebi bunlarla sınırlamak yanlıştır. Gerçek Şii, toplumda meydana gelen zülüm, fesat, dolandırıcılık ve sahtekarlığa karşı sesiz kalamaz, Ehlibeyt (as)'ın Şiası, Ehlibeyt (as)'ın kendisi gibi yaşamak zorundadır.”

Ustad Rahimpur Ezğadi, konuşmasının şu cümlelerle sonlandırdı: “Gerçek bir Müslüman, İslamî ahlak ve amele sahip olmalıdır. İslam toplumu sadece İslamî slogan toplumundan ibaret değildir. Gerçek Şia;  hakikat ve kurtuluş yoludur ki, ona özel tevecüh etmemiz gerekiyor.”

 

Çev. Muhammed Bakır

 

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar