25643-timthumb.jpg

Ahir Zaman Müminleri Güçlü Olmalarına Rağmen Mazlumdurlar…

Rivayetlerde müminlerin zuhur anına kadar mazlum olacağı geçiyor. Nitekim Hizbullah hareketinin mazlumiyeti de aslında ya onu çok suçladıklarından ya da değerini bilmemelerinden kaynaklanıyor. Ancak Hizbullah’ın mazlumiyeti sadece değerinin bilinmemesinden dolayı değildir elbette, o bunların yanı sıra ağır hakaretlere, alaya ve küçümsenmelere de maruz kalıyor ve bu Zuhura kadar da devam edecektir.

4 Aralık 2015 Cuma

İNTİZAR - Sanat ve medya mezunu gençler tarafından ‘'Sanat ve Kahramanlık Matemi'' programları son 10 yıldır olduğu gibi bu yılda Muharrem ayı boyunca Hüccetil İslam Üstat Ali Rıza Penahiyan'ın konuşması ve diğer etkinlikler kapsamında düzenlendi. Hüccetil İslam Üstat Ali Rıza Penahiyan'ın buradaki konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz.

Üstat Penahiyan'ın Hüner Ve Kahramanlık Yasının 11. Döneminde Yaptığı Konuşması

Bazen Batılın Sabırsızca İfşa Olması, Zuhurun Gerçekleşmesinin Ertelenmesine Neden Olur/Erbain Yürüyüşü İçin En Kötü Komplo IŞİD Saldırısı Değil İç Kavgadır/Fitne Çıkarmak İstiyorlar/ Erbain Ziyaretinde Hoşgörülü Olmalısınız

Erbain yolu boyunca sizin akidelerinize ve düşüncelerinize karşı olan ve hatta size küfür eden kişilerle karşılaşabilirsiniz. Hatta siz bunların siyasi ve istihbarat örgütleriyle bağlantı içinde olduklarını biliyor olsanız dahi dikkatli olun! Erbain zamanı sabrın ve hoşgörünün zirve yaptığı bir vakittir. Bu yönde fitne çıkarmak isteyebilirler. Nitekim geçen yılda gereksiz yere kavga çıkarma zeminini oluşturmuşlardı. IŞİD'in ve teröristlerin Erbaine saldırması, onların yapabileceği en iyi iş değildir. Aksine onların yapabileceği en iyi iş, iç karışıklık çıkarmaktır.

Hak Talep Edenlerin İktidardaki Görevleri Daha Zor Ve Daha Karmaşıktır/ Bazen Batılın Sabırsızca İfşa Olması, Zuhurun Gerçekleşmesinin Ertelenmesine Neden Olur

Hakkı arayanlar mazlum olduklarında, görevleri daha açık ve işleri de daha rahattır, fakat iktidara geldiklerinde vazifeleri daha zor ve daha karmaşık bir hale gelecektir. Nitekim bizler iktidar konumuna geçtiğimizde, bir kahramanlık oluşturmak istersek eğer, genellikle gaflet ettiğimiz bazı unsurlara karşı daha dikkatli olmalıyız. Örneğin hakkı söylememiz gerekiyor ve karşımızda da batıl bir akım var bu durumda hakikati söylemek için karşı tarafı ne kadar ezebiliriz? Bu bizim işimizi daha da zorlaştırıyor.

İnsan haklı olduğunda ya da hak ondan yana olduğunda sabırsızca konuşmamalı ve bunu ifşa etmemelidir. Hatta batılı açığa çıkarmanın dahi, bir takım usulü, yeri ve zamanı vardır ve bizlerin de bu olgunluğa erişmesi gerekir. Zira şükrün hakkı sabırdır ve bizler bu hakkı yerine getiremezsek eğer, Mevla'mız teşrif etmez ve Zuhur da ertelenmiş olur.

Herkes ‘'belaya sabretmenin'' ‘'nimetlere şükretmekten'' daha yüce olduğunu düşünür. Çünkü şükredenin hiçbir şey yapmadığını ve onun yeterince nimeti olduğunu söylüyorlar. Halbuki olay bundan çok daha ötedir. Zira bu rivayetlerde de geçer,  Tıpkı İmam Seccad (as)'ın buyurduğu gibi: ‘'Nimete şükretmek, belaya sabretmekten daha yücedir.''

الشُّکْرَ عَلَى الْعَافِیَةِ خَیْرٌ مِنَ الصَّبْرِ عَلَى الْبَلَاء؛

 Dolayısıyla hak ve güç nimetini istemek, sabır ister. İktidar ve güç dönemindeki sabır da yine şükür dönemindeki sabırla aynı kabul edilebilir.

Ahir Zaman Müminleri Güçlü Olmalarına Rağmen Mazlumdurlar/ Çok Donanımlı Olmamız Gerekir

Müminlerin Zuhur gerçekleşene kadar mazlumiyet içerisinde olacağı rivayetlerde geçer. Hizbullah Hareketinin mazlumiyeti ise ona söyledikleri bu sözlerden dolayıdır. Hizbullah Hareketinin mazlumiyeti onu çok suçladıkları ve değerini bilmedikleri içindir. Ancak sadece bununla da sınırlı değildir zira Hizbullah, değerinin bilinmemesinin yanı sıra ağır hakaretlere, alay edilmelere ve küçümsenmelere de maruz kalıyor. Dolayısıyla bu durum Zuhur gerçekleşene kadar devam edecektir.

Ancak şimdi sizler bu mazlumiyetin yanında bir gücün de oluştuğunu görüyorsunuz. Hatta İnkılap karşıtı olan birisi dahi İranlı bir komutanın bölgedeki tüm zalimleri ve uşakları titrettiğini duyduğu zaman seviniyor. Elbette bu güç hakkı gösteriyor, fakat böyle bir güç şimdi dahi bir mazlumiyet içerisindedir. Onların her ikisi de yan yanadırlar. Bizlerin iktidar alanına girmesi için bu dönemi donanımlı bir halde geçirmesi gerekir yani çok donanımlı insanlar olmalıyız.

 Yeteri Kadar Hoşgörüye Sahip Olmazsak Eğer, İktidar Dönemine Layık Olamayız

Bizim bölgesel gücümüz kesindir ve bizler hâlihazırda küresel bir gücün eşiğinde bulunmaktayız. Bu koşullarda, nasıl yeni vazifeler edinmemiz gerekir? Sadece inanmak yeterli değildir. Bizler gaflet içerisinde olanları gaflet uykusundan uyandıracak ve onları hakka çekecek hoşgörü ve sabra sahip olmazsak eğer, o zaman hak yoluna ve iktidar dönemine de layık değilizdir. Bizler hakkın çoğunluk olduğu dönemde bir açıdan azınlıkların gurbetin zirvesinde davrandıkları gibi davranmalıyız.

Bu rol ahir zamanda çok hassas olacaktır. Çünkü yiğitler hakkı gücün zirvesinde görüyorlar ve nitekim kendileri de gücün doruğundadırlar. Bu mükemmel bir birleşimdir ve insanlarda bunun farkındadırlar. Resulü Ekrem Efendimiz şöyle buyuruyor: ‘'Cehennem ateşinin haram kıldığı kimseyi size söyleme mi ister misiniz? O samimi, yumuşak ve merhametli kimsedir. Allah bu insanları cehenneme sokmayacaktır.''

اُخْبِرَنَّکُمْ عَلى مَنْ تَحْرِمُ النّارُ عَلَیْهِ غَداً، عَلى کُلِّ هَیِّنٌ لَیِّنٌ قَریبٍ سَهْلٍ؛ ارشاد القوب

Hazretin Güçlü Yarenlerinin Hakkında Haksız Bir Şekilde Konuşsanız da Onlar Sizin Hakkınızda Haksız Bir Şey Söylemeyeceklerdir/Bunu Uygulamamız Gerekir

Yani bizler ahir zamanda ne kadar çok ilerlersek, O Hazretin güçlü yarenleriyle de o kadar çok karşılaşırız, çok donanımlı insanlarla.  Peki, donanımdan kasıt nedir? Çok yumuşak biridir o, siz onu zehirleseniz de o sizi zehirlemez. Onun hakkında haksızca konuşsanız da o sizin hakkınızda haksız bir şekilde konuşmayacaktır. O mazlum güçlüdür. O gücünün zirvesinde olmasına rağmen mazlumiyeti kabul etme donanımına sahiptir. Bunu uygulamamız ve elde etmemiz gerekir. Ve bunu diğerlerine de bir kültür olarak ispatlamalıyız. O halde güç nedir? Birlikte olması gerekir ve zor iştir de. Ahir zaman destanlarını yazanlar kimlerdir? Onlar yiğitliklerinin birleşimi bu ikisinden ibaret olan kimselerdir.

Bugün ki İmtihanlarımız Kişileri İnkâr Ve Kabul Etmede, Kat-î Olmamak Ve Aşırıya Kaçmamaktır

Gerçekten, İmam Mehdi (as) kimi arıyor? Yani bizim İmam Mehdi'ye verecek 313 tane adamımız yok mu? Elbette meselenin bundan ibaret olmadığı açıktır. Bizlerden büyük bir donanıma sahip olmamızı istiyorlar ve günümüzdeki imtihanlar da zaten bu nedenledir. Bunlar takva karşısında tek bir kelime dahi konuşmamamıza, boş konuşmamamıza, kimseyi suçlamayacağımız ve insanları inkâr ve kabul etmede kat-î olmamamıza neden olacak donanımlardır.

Öte yandan Batı medeniyetinin, çekici bir dış görüntüsü vardır ve nitekim bu çekici dış görünüş,  insanlığı aldatmıştır. Tolerans, insanlara fırsat vermek ve tıpkı buna benzer çekicilikler yerini yıkılmaya bırakıyor, çünkü artık bunları uygulayamıyorlar. Müminlerin davranışlarında mevcut olan hakikatleri gösterme sırası ise,  şimdi bizlerdedir. Bu bizim gücümüzdür. Bizim gücümüz buradandır. Dünyadaki insanlar bizi tanıyorlar. Batılılar şimdi bizlerin karikatürünü çizmek isteseler eğer, IŞİD'i çizerler. Ve bununla , ‘'bunlar böyledirler'' demek isterler. Hâlbuki bizler böyle değiliz. Onlarla aramızda çok mesafe vardır. Bizler bunu göstermedik.

Erbain Yürüyüşünde Hoşgörülü Olun/ Erbain Yürüyüşü İçin En Kötü Komplo IŞİD Saldırısı Değil İç Kavgadır/Fitne Çıkarmak İstiyorlar

Erbain yolu boyunca sizin akidelerinize ve düşüncelerinize karşı olan ve hatta size küfür eden kişilerle karşılaşabilirsiniz. Hatta siz bunların siyasi ve istihbarat örgütleriyle bağlantı içinde olduklarını biliyor olsanız dahi dikkatli olun! Erbain zamanı sabrın ve hoşgörünün zirve yaptığı bir vakittir. Bu yönde fitne çıkarmak isteyebilirler. Nitekim geçen yılda gereksiz yere kavga çıkarma zeminini oluşturmuşlardı. IŞİD'in ve teröristlerin Erbaine saldırması, onların yapabileceği en iyi iş değildir. Aksine onların yapabileceği en iyi iş, iç karışıklık çıkarmaktır. 

Ne Kadar İlerlerseniz İşleriniz O kadar da Zorlaşır Daha Çok Sabırlı Olmanız Gerekir

Sizler eğer bir günahkârla ya da sapkın bir kişiyle artık onun bu taraflara uğramayacağı bir şekilde konuşursanız, şeytan bu duruma çok sevinecektir. Sizler burada şeytana karşı dikkatli olmalısınız, onu sevindirmemelisiniz, bu oldukça zor bir iştir. Tabiatın gelişmesi ve tekâmül etmesi de bu nedenledir. Tekâmülün ve gelişmenin insan için sonsuz olduğunu ve biraz ilerlemesiyle işlerinin kolaylaşacağını söylemenin bir manası yoktur, aksine ne kadar çok ilerlerseniz işleriniz o kadar çok zorlaşır. Kesinlikle bu böyledir. ‘'Bu meclise yakın olanın, belası daha çok olur.'' Dolayısıyla ilerleyen herkesin, sabrının da artması gerekir.

 

Çev: Gülden Koşaca

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar