iran-islam-devrimi-lideri-humeyni-nin-olumunu-6118194_o.jpg

İran İslam Cumhuriyeti’nde liderlik ve liderin konumu

İran İslam Cumhuriyeti anayasasında hatta veliyi fakih ve toplumun lideri seçim yoluyla belirlenir. ...liderlik de İran İslam Cumhuriyeti nizamında dini demokrasi simgelerinden biri sayılır. İran İslam Cumhuriyeti'nde lider olarak seçilen kişi İslamî ilimlerde birinci dereceden alim ve siyasi ve sosyal meseleleri bilen, güçlü yönetici ve iyi tedbir eden biri olmalıdır.

19 Haziran 2017 Pazartesi
Liderlik İran İslam Cumhuriyeti nizamında özel konumu bulunan bir mevkidir. İran İslam Cumhuriyeti dini demokrasi üzerinde inşa edilen bir nizamdır. Bu nizamda islamiyet, cumhuriyetin yanında yer almaktadır.
 
Öte yandan liderlik de İran İslam Cumhuriyeti nizamında dini demokrasi simgelerinden biri sayılır. İran İslam Cumhuriyeti'nde lider olarak seçilen kişi İslamî ilimlerde birinci dereceden alim ve siyasi ve sosyal meseleleri bilen, güçlü yönetici ve iyi tedbir eden biri olmalıdır.
 
İmam Humeyni (k.s.), İslamî hükümet ve velayeti fakih alanının birinci dereceden teorisyeniydi. Aslında İmam Humeyni'den (k.s.) önce bazı ulema ve İslam bilginleri arasında seçkin şahsiyetler İslamî hükümet ve velayeti fakih konusunda görüş beyan etmişti, fakat bu büyük İslam alimlerinden hiç biri İmam Humeyni (k.s.) gibi İslamî hükümetin teorisyeni makamında bu görüşü hayata geçirme fırsatı bulamadı. Şii fıkhına göre İslam dininin insanı beşeri erdemin doruk noktasına ulaştırmak başta olmak üzere hükümet ve devlet gibi yaşamının tüm boyutları için programı vardır.
 
İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a.) sadece vaaz etmek ve bazı ahlaki faziletleri öğretmek ve insanları bu rezilliklerden uzak durmaya davet etmek için mebus olmadı. Hz. Muhammed (s.a.a.) son ilahi resul olarak beşeriyeti cahillikten ve putperestlikten kurtarmak ve tevhide davet etmek ve barış, adalet ve dostluğa dayalı bir toplum inşa etmek için gönderildi.
 
Allah Resulü (s.a.a.) uzun mücadele ve bir çok yakınını ve arkadaşını kafirler ve müşriklerle savaşta kaybettikten sonra Mekke'den Medine'ye hicret etti. İslam Peygamberi (s.a.a.) Medine'de ilk uygulaması, İslamî hükümeti kurmaktı. Allah Resulü (s.a.a.) Medine'de rihlet ettiği güne kadar on yıl ikamet etti. Resulullah efendimizin (s.a.a.) Medine'de on yıllık iktidarı mükemmel ve her türlü kusurdan arınmış bir insan olarak Müslümanlara İslamî talim bakımından bir deniz kadar maarif miras bıraktı.
 
İslam Peygamberi'nin (s.a.a.) söz ve ameli, Kur'an'ı Kerim'le beraber İslam dininin yeryüzünde hayat sona erip kıyamet koptuğu ana kadar geçecek süre içerisinde beşeriyete sunduğu dinamik fıkhın temellerini oluşturur. Kuşkusuz Allah Resulü (s.a.a.) bisetinden sonra ümmeti için planları olduğu gibi vefatından sonrası için de Kur'an'ı Kerim gibi İslam'ın ebedi mucizesinden başka Ehli Beyt'ine (a.s.) sarılmanın beşeriyetin tek kurtuluş yolu olduğunu buyurdu. Kuşkusuz beşeriyete sonsuza dek yol gösterecek olan bir kitap öğretmensiz ve müfessirsiz olamaz. Nitekim Sakaleyn hadisine istinat eden Şii Müslümanlar 'İmamet'in gerekliliğine ve imamların masum olduğuna ve tüm zamanlarda imametin devam etmesi gerektiğine inanmaktadır. Sakleyn hadisinin Allah Resulü'ne (s.a.a.) ait olduğu Şii, Sünni tüm Müslüman alimlerin üzerinde mutabık olduğu bir hadistir.
 
Sakaleyn hadisinin bir bölümünde Allah Resulü (s.a.a.) şöyle buyuruyor:
 
«...إِنِّی تَارِک فِیکمْ أَمْرَینِ إِنْ أَخَذْتُمْ بِهِمَا لَنْ تَضِلُّوا- کتَابَ اللَّهِ عَزَّ وَ جَلَّ وَ أَهْلَ بَیتِی عِتْرَتِی أَیهَا النَّاسُ اسْمَعُوا وَ قَدْ بَلَّغْتُ إِنَّکمْ سَتَرِدُونَ عَلَی الْحَوْضَ فَأَسْأَلُکمْ عَمَّا فَعَلْتُمْ فِی الثَّقَلَینِ وَ الثَّقَلَانِ کتَابُ اللَّهِ جَلَّ ذِکرُهُ وَ أَهْلُ بَیتِی‏...». 
 
... ve ben sizin aranızda iki şey bırakıyorum ki eğer onlara sarılırsanız, asla sapmazsınız. Bunlardan biri Allah'ın kitabı ve diğer Ehli Beytim olan ıtretimdir. Ey insanlar duyun, ben size söyledim, siz havuz kenarında bana geleceksiniz, o zaman ben de sizden iki değerli yadigarıma nasıl davrandığınızı soracağım, yani Allah'ın kitabını ve Ehli Beytimi.
 
Bu arada bir çok ayet ve hadise istinaden Allah Resulü'nün (s.a.a.) Ehli Beyti damadı Hz. Ali (a.s.) ve sevgili kızı Hz. Fatıma (s) ve bu çiftin evlatlarıdır.
 
İslam Peygamberi (s.a.a.) son Hac  ziyaretinde Medine dönüşü sırasında Gadir-i Hum adında bir bölgede Müslümanların büyük toplantısında Hz. Ali'nin (a.s.) elini kaldırdı ve o hazreti İslam ümmetinin liderliği ve önderliğini yapmak üzere peygamberin halifesi ve halefi ilan etti.
 
Gerçi İslam Peygamberi (s.a.a.) rihlet ettikten sonra o hazretin vasiyetine uyulmadı. Ancak Allah Resulü (s.a.a.) Müslümanlara kurtuluş yolunu gösterdi.
 
Hz. Ali (a.s.) ve Hz. Fatıma'dan doğan 11 evlat yaklaşık 250 yıl boyunca adeta parlayan bir meşale gibi İslamî toplumu sapmaktan korudu ve kurtuluş yolunu gösterdi. İslam Peygamberi'nin (s.a.a.) 12. Torunu Hz. Mehdi (a.s.) bir süreliğine gözlerden kayboldu ve ne zaman Allah teala izin verecek olursa, yeniden zuhur edecek ve dünyada adaleti inşa edecektir.
 
İslam inkılabının önderi İmam Humeyni (k.s.)  Kur'an'ı Kerim ayetleri ve Ehli Beyt (s.a.) rivayetlerine istinat ederek, velayeti fakih tezi çerçevesinde Hz. Mehdi'nin (a.s.) gaybeti döneminde İslam ümmeti kendi haline bırakılmadığını  ve bu dönemde İslam alimleri ve önde gelen büyükleri masum imamın gaybeti döneminde İslami toplumu hidayete erdirmekte anahtar rol ifa edeceklerini ispat etti.
 
İmam Ali'den (a.s.) bir rivayette de şöyle okumaktayız: "Yüce Allah ulemadan zalimin zulmü ve mazluma reva görülen acılara karşı sessiz kalmama sözü almıştır."
 
İmam Humeyni (k.s.) bu teze dayanarak 2500 yıllık saltanat rejimine karşı ayaklandı ve İslam İnkılabı zafere kavuştuktan sonra İslam Cumhuriyeti nizamını dini demokrasi temelinde inşa etti ve bu nizamı İslam İnkılabı düşmanlarının her türlü komplosuna karşı yönetti.
 
İmam Humeyni'nin İslam İnkılabı'nın ilk yıllarında ifa ettiği rolü, daha çok denizde fırtınaya kapılan bir geminin dümeninin başına geçen kişinin rolüne benziyordu. Gerçekte inkılabın ilk günlerinde yaşanan siyasi krizler, ayrılıkçı hareketler, iktisadi yaptırımlar, askeri tecavüz gibi durumların her biri herhangi bir inkılabı çökertmeye yetecek kadar ağırdı. Ancak İmam Humeyni eşsiz liderlik anlayışı ve halkın da yeni yeni kurulan İslamî nizama destekleri bu gemiyi güvenli limana götürmeyi başardı.
 
Öte yandan İmam Humeyni'nin (k.s.) İslam Cumhuriyeti nizamını yönetmekte eşsiz rolü düşmanların arasında İmam rihlet edince, İslam İnkılabı'nın da işi biter gibi bir düşünce ve kanaat oluşturmuştu. Nitekim İslam İnkılabı'nın İmam Humeyni'den (k.s.) sonra geleceği de bir çok İslam İnkılabı dostunun da kaygısına yol açmıştı.
 
İmam Humeyni'nin (k.s.) dirayeti ve hidayeti ile İran anayasasında öngörülen sistemin sayesinde İslam İnkılabı büyük ve eşsiz bir lideri kaybetmenin doğurduğu tehlikeli süreci de başarı ile geride bırakmayı başardı.
 
İran İslam Cumhuriyeti anayasasında hatta veliyi fakih ve toplumun lideri seçim yoluyla belirlenir. Bilgeler Meclisi, üyeleri halk tarafından ve İslamî ilimlere vakıf alim insanların arasından seçilir. Gerçekte Bilgeler Meclisi liderin icraatını gözetleyen ve yeni lideri seçen bir kurum olarak varlığı, İran'da hiç bir zaman lider boşluğu yaşanmasına müsaade etmedi. Bilgeler Meclisi 1989 yılında İmam Humeyni (k.s.) rihlet ettikten 24 saat gibi çok kısa bir süre içerisinde büyük bir karar aldı ve bu karara göre o dönemde cumhurbaşkanlığı görevini yürüten İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İmam Humeyni'nin (k.s.) halefi olarak seçildi.
 
Gerçekte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei'nin İslamî nizamın lideri olarak seçilmesi, İmam Humeyni'nin (k.s.) İslam İnkılabı'nı zafere götürmekte eşsiz rol ifa etmesine rağmen İslam Cumhuriyeti nizamına on yıl liderlik yaptığı dönemde nizamı kişiye bağımlı olmayacak şekilde temelini attığını ortaya koydu. Nitekim nizam temelini atan bu büyük insanı kaybettiğinde de hiç bir tehlikeye maruz kalmaksızın hayatına ve yoluna devam etti.
 
Öte yandan Ayetullah Hamanei'nin yeni lider olarak seçilmesi İslam İnkılabı'nın dost düşman, tüm muhataplarının İmam Humeyni'den (k.s.) sonraki akibeti hakkındaki kaygılara son noktayı koymuş oldu.
 
Gerçi İmam Humeyni (k.s.) rihlet ettikten sonra da İslam İnkılabı'na yönelik düşmanlıklar devam etti, fakat Hz. Ayetullah Hamanei büyük bir dirayet ve akılcılık örneği sergileyerek inkılabı sürekli geliştirdi ve dini demokrasi nizamı çerçevesinde doruk noktasına doğru ilerlemesine katkı sağladı.
 
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei'nin 28 yıllık liderlik döneminde İran'da yerel seçimler, parlamento seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi çeşitil seçimler en coşkulu biçimde düzenlendi ve her seçimde halk coşkulu katılımı ile tüm dünyaya demokrasi dersi verdi ve düşmanların komplolarını etkisiz hale getirdi.
 
İran'da son seçimler 12. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Bu seçimlere katılım oranı ise %73 olarak gerçekleşti. Üstelik bu seçimler Ortadoğu gibi gergin ve içinde bulunan bir çok rejim demokrasi nedir bilmezken İran'da huzur ve tam güven içinde düzenlendi.
 
Gerçekte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei emsalsiz dirayeti ile ülkenin siyasi istikrarı ve güvenlik şartlarının en uygun düzeyde olması yönünde attığı adımlarla İslam İnkılabı ve İran İslam Cumhuriyeti'nin yücelmesinde her zaman önemli rol ifa etmiştir.
 
Parstoday
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar