Sembolik dönem çocuklarının özellikleri ben merkezlidir. Bu, bütün yaşam alanına yansır. Kendilerinin algıları dışında bir bakış açısı olduğunu anlayamazlar. Kendisini evrenin merkezinde görür, o olduğu için diğerleri de vardır. Onun istediği doğru olan şeydir.*
Oyunlarda bütün oyuncakların istediği her an elinin altında olmasını, istediğinde verilmesini ister.
Bu yaştaki çocuk, evreni kendi beğenileri üzerine kurar. Eğer o gezmek istiyorsa, evin diğer üyelerinin de bunu istiyor olmaları dışında bir ihtimal yoktur. O acıktığı zaman herkes acıkır, o doyduğu zaman da herkes doymuş olur.
NOT: Cümlelerin başına iktidarı, cemaati, muhalefeti vs. ekleyerek de okuyabilirsiniz; bu durumda yetişkinlere şirin görünen çocukça davranışlar değil, salt nefisle hareket eden, doymak bilmeyen, nereden geldiğini ve nereye gideceğini unutan, kendini müstağni zanneden insandır söz konusu.
Çocuklar özellikle duygularını ifade ederken sembollere çokça başvurur. Aynı durum çocuklara bir gerçekliği ifade eden yetişkinlerin de baş vurduğu bir yöntemdir.
Bu yaşta sembolik oyun sıkça görülür. Sembolik oyunlar aracılığıyla çocuklar, çatışmalarını ortaya koyabilir ve dengelerini sağlayabilirler.
İslami camianın büyük kısmının da artık kutsadığı devlet babanın gözde çocukları da cicim aylarını, beraber kardeşçe oynadıkları güzel günleri geride bıraktı. Bu geleneğin yabancısı olmadığı iktidar uğruna kardeş kavgasına başladılar. Kendilerini ifade için benzetmeler kullanmaları da kaçınılmaz doğal olarak. Şu gerçekliğin de altını çizmekte fayda var, kavga alanı yetişkinlerin çizdiği sınırları taşmamalı, taşmıyor da.
İktidar, cemaati daha iyi tanımlamak için matematikten yararlanarak literatüre paralel yapı kavramını kazandırdı.
Biz de olan biteni matematikten yararlanarak ifade etmeye çalışalım.
İKTİDARIN MATEMATİĞİ
80 küsur yıllık rejimi değiştirdiğini en azından zımnen iddia eden AKP iktidarını A, diğer iktidarları B ile ifade edersek;
A fark B kümesi
İki küme elemanlarının şekilsel bir farkı söz konusu. A kümesi elemanları kendi yaşam alanlarını oluştururken B kümesinin elemanlarından farklı olarak büyük, gösterişli camiler yapmayı ihmal etmiyor. Hatta camileri ve AVM’leri birleştirerek yeni bir tarz da oluşturdular. B kümesi elemanları giyim kuşamda modern, batı kültürü çizgileri kullanırken, A kümesi elemanları bu modern çizgiyi başörtüsü ile tamamlıyor. Gayet lüks yaşam alanları, AVM’ler, otomobiller, uçaklar… bir iki İslami söylemle, birkaç fakiri doyurmakla vs. normalleştiriliyor, hatta dünyevileşme özendiriliyor. A kümesinin elemanlarının dünyaya olan aşırı bağlılıklarının karşı taraflara verdiği mesaj şu; bu zemin üzerinde her türlü pazarlığı yapabiliriz.
A Birleşim B Kümesi
İktidar, iktidar olması hasebiyle her zaman haklıdır. Kendi zengin sınıfını, medyasını, STK’sını oluşturmada, devlet imkanlarını kullanmada, yakınlarına dağıtmada, kadrolaşmada hiçbir ahlaki kural gözetmez.
Milyonlarca yoksul, sosyal yardımlarla geçinen on milyonlarca kişi, güvencesiz çalışanlar, doymak bilmeyen zengin zümrenin aç gözlülüğünün sonucu binlerce ölümlü iş cinayetleri.
Sermaye gruplarıyla yakın ilişkiler, zenginleri önceleyen, halkın ekseriyetini öteleyen yaklaşım, insani olmayan liberal ekonomik politikalar, tüketimi olabildiğince teşvik eden, özendiren ekonomik programlar her iki kümenin birleşim kümesi.
A kesişim B kümesi
Rejim esasen iki temel üzerine kurulmuştur. Bu iki temel dokunulmazdır ve hiçbir iktidar bu alanlarda tasarruf hakkına sahip değildir.
Türklük ve batı ile ilişkiler.
İktidar ve ilişkileri bu iki temele sıkça vurgu yapıyor. Türkiye’nin batı dünyasının bir parçası olduğu, topraklarının esasen NATO toprakları olduğu gerçeği sık sık vurgulanarak dokunulmaz alanlara olan saygı sık sık dillendiriliyor, biat tazeleniyor.
Mısır’da Suud, İsrail, ABD destekli darbeye karşı duruşun simgesi olan Rabia’nın Erdoğan tarafından nasıl da tek devlet, tek millet, tek dil ve tek vatana evrildiğini gördük.
Sonuç
Sonucu da matematikle bağlayalım; AKP iktidarı ve ilişikleri ile diğerleri sadece elemanları farklı, işlevleri aynı olan iki denk küme. Her iki küme de emperyal güçlerin, sermaye gruplarının, kurumların, kuruluşların oluşturduğu global kümenin alt kümeleri.
*(Gardner, 1982; Slavin 1988; Bjorklund, 1995)