Başlık hayli iddialı, farkındayım.
Bu bir istihza ya da abartı değil. Bilakis bir tespit.
Yıllardır yaşanılagelen ve merkezinde Kürtlerin yer aldığı her olay bu tespiti doğruluyor.
Herkes Kürtlerin bu kudretinin farkında.
Kürdofobia sahipleri, Kürt düşmanları, Kürt rantçıları vs…
Farkında olmayan tek zümre ise Kürtler…
Çocukluk ve gençlik yıllarımda Azerbaycan, Doğu Türkistan, Moro-Eritre, Bosna, Afganistan için kalpleri iman ve cihad heyecanıyla çarpan “ümmetçi kardeşler” söz konusu Kürtler olunca hep sessizliğe gömüldüler.
Bu sessizlikleri onları nasyonal sosyalistler, Kemalist sistem sahipleri ve ırkçı tayfaların tarafına savurdu.
Roboski trajedisi yaşandı. Yüreği paramparça anneler yürek parçalarını battaniyelere sararak katırlar ve traktör kasalarında taşıdılar. 24 saat haberleştirilmedi. Yüksek rakımların tepkilerinden sonra gündem olmaya başladı.
Kerhen gündemleşti ama yine yüksek rakımların zaviyesinden bakıldı.
'Ama’lı, 'fakat’lı , 'lakin’li , 'zira’lı cümleler eşliğinde tragedya metinleri düzdüler sağolsunlar!
Yüreklere fiyat biçildi. Hatta “ederinden fazlası” bile verildi “imanlı” efendilerimizce.
Lutfettiler; minettarız!
Gözümüzün içine batarcasına geliyorum diyen ve gelen Kobani İnsanlık Dramı yine tüm kesimleri bir araya getirdi.
İktidar: “Onlar bizi dinlemedi, Esad ile işbirliği yaptı. Ektiler ve biçtiler.”
Milliyetçiler: “IŞİD PKK ile savaşıyor, yesinler birbirini .”
İslamcılar : “Suriye Devrimine ihanet ettiler, şartları kendileri hazırladı.” dediler…dediler…dediler…
Oh olsun demeyiz dediler ama aslında gözlerimizin içine baka baka “ohh” dediler!!!
Dünyanın öteki ucundaki Myanmar’a “ailece” seferber olan yufka yürekli anneler;
Rabia Meydanında katledilenlere gözyaşı döken şefkatli babalar;
Her acının karşısında hüngürdeyen merhamet timsali ağabeyler…
Söz konusu bu ülkenin kanlı canlı akrabası olan Kobani’li Kürtler olunca;
Kobani bizim iç işimiz değil, Kobani ile ne alakamız var?, Biz onlara zamanında dediydik dinlemediler…
İşte “Kürt Kudreti” zıt kutupları böyle birleştiriyor!