“İnsanlardan bazıları da vardır ki; inanmadıkları halde Allah’a ve âhirete gününe inandık derler. Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa kendileri aldanırlar da farkında değillerdir.
Bunların kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Bu yalancılıklarından dolayı onlara acı bir azap vardır.
Onlara, ‘yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın’ dendiğinde, ‘yok canım biz ıslah etmeye, barışa uğraşıyoruz’ derler. Oysa onlar bozguncudurlar da farkında bile değildirler.” [Bakara; 8-12]
Şimdi Hak rızası için bu ayetleri bir kez daha okuyun, bir daha okuyun. Bir daha okuyun. Burada ayetin, ‘bozguncu’ olarak tanımladığı kimselerin özelliklerini vermesi ve Allah’a, Ahirete inandıklarını söyleyenlerden olduklarını beyan etmesi sizde ne gibi bir çağrışım yapıyor?
Ayeti okur okumaz aklınıza bölgesel ve küresel çapta kimler geliyor?
Şöyle bir sessizce düşünün lütfen…
En küçük dünyamız olan kendi iç dünyamızdan-aile çevremize, ev olarak yaşadığımız apartmandan-mahalleye, iş yerimize, ülkemize, komşularımıza, bölgemize ve nihayetinde yeryüzünün tamamına bir göz atalım…
Kimler hem Allah’ı sık sık dillerine doluyor ve kimler yine en çok bozguculuk-savaş kışkırtıcılığı yapıyorlar?
Kimler dindarlık maskesi ile geziniyor ve yine kimler daha fazla kapalı kapılar ardında yeryüzü teröristleri ile fingirdeşiyorlar?
Kimler barış, kardeşlik, sevgi sözlerini dillerinden bırakmıyorlar ve yine kimler komşu ülkelerin sicili bozuk, mahkeme kararları ile terörist oldukları belgelenmişlerini koruyup kolluyorlar?
Kimler ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barış istiyoruz diyor ve yine kimler yeryüzünün en zalim rejimi, en kaniçici vampiri ve en alçak yönetimi olan Amerika ile kolkola bölgeye ve dünyaya düzen vermeye çalışıyor?
Kimler Allah’tan, dinden, imandan, ahirete inandığından bahsediyor ve yine kimler tarihteki en acımasız zalimler olan Emevi, Abbasi, Osmanlı vs. düzenlerindeki tiranları, tağutları rahmetle ve hazretlikle anıyorlar?
Kimler haktan, hukuktan, adaletten, özgürlükten, eşitlikten, kardeşlikten, kul hakkından bahsediyor (hepsi Ahirete iman ile ilgili değerler) ve yine kimler adam kayırmakta, partizanlıkta, bizden-sizden bölücülüğü yapmakta, en ufak bir hak sözü bile söyleyene tahammülsüzlükte zirve yapmaktalar?
Kimler yetim malı edebiyatı yapıyor ve yine kimler diğer yandan deveyi hamuduyla yutuyor, ihaleler vb. yollarla malı götürüyor, dünyada ebedi kalacakmış gibi yığıyor, kamu malını aşırıyor ve yeryüzünde ekonomik-sosyal ifsad (bozgunculuk) yapıyorlar?
Kimseyi(e) bir açık adres ve isim vermedik… Kimseye(i) özel bir tarif yapmadık… Ancak öyle inanıyorum ki okuyucularımızın kahir ekseriyeti bu ayetlerde sanki isimler, semboller geçiyormuşçasına doğru adresleri tespit ettiler…
Nasıl ve neden?
Bu onikiden vuruş-görüş nasıl gerçekleşti?
Kapalı kapılar ardında, ‘bunlar şu kişilerdir’ diye birileri ile sözleşme mi yaptık? Asla ve kat’a..
Öyle ise bir gerçeklik gün kadar zahir demektir…
Hakk’ın ayetleri birilerini işaret ediyor. Öyle ki kalbi kör olmayanlar, gözlerini yummayanlar gerçeği görüyor ve biliyorlar…
Ey Ehli Beyt Dostu… ‘Sen burada şunları mı kast ediyorsun yoksa!’ diyenler bile neden o kendilerince düşündükleri kişileri kast etmiş olabileceğimi düşünmekteler…
Hani ne denmiş: “Yarası olan gocunur.” “Ateş olmayan yerden duman tütmez.” “Yakışmayan yakıştırılmaz.”
Anlıyorsunuz değil mi?
Kurân ve Ehli Beyt yolumuzun aydınlığı olsun…