Olması kaçınılmazdı ve oldu. Suudi maskeli Siyonist İslam düşmanlığı Yemen operasyonu ile bir kez daha yüzünü gösterdi.
Amerika, İsrail ve sadık köpekleri Suudilerin tavırları anlaşılır da olaya mal bulmuş mağribi hevesiyle atlayan sultanheveslere ne oluyor?
“Arap Baharı” projesiyle hedeflenen ve Suriye ile somutlaştırılan Direniş Ekseni’ni kuşatma ve çökertme planları fiyaskoyla sonuçlanmakla kalmadı; etkisizleştirilmek istenen İran ve Hizbullah’ın güçlenmesi ve nüfuz alanlarının genişlemesi ile sonuçlandı.
İran’ı kuşatma hedefiyle yola çıkan Amerikan köpeği Suudilerin planı ters tepti ve kendileri kuşatma altında kaldılar. Bütün çabaları ve desteklerine rağmen Suriye’de burunları sürtülünce deli danaya döndüler ve çılgın bir operasyona başvurdular. Bahreyn tecrübesinden cesaret aldıkları anlaşılıyor. Ancak hesap edemedikleri çok şey var. Bu savaş Suudi hanedanı için sonun yakın olduğunu gösteriyor.
Bahreyn’de silahsız bir halk kitlesini tanklarla geçici süreyle bastırmak kolaydır. Ancak ciddi bir toplumsal – farklı toplum kesimlerinden – desteğe ve ciddi silah gücüne sahip olan Ensarullah Hareketini bastırmak o kadar kolay olmayacaktır. Bu savaş hem Yemen için hem Suudiler için yıkıcı sonuçlara gebedir. Yenilgiyle büyüyen zafer kesinlikle Suudi'nin olmayacaktır. Bunların unuttuğu çıplak bir gerçek vardır:
Bütün hesap yapanların üstünde bir hesap yapan daha vardır ki asla hesabında şaşma yoktur!!!
Yıllardan beri Ortadoğu’nun liderliği hülyaları ile yatıp kalkan, Siyonist işbirlikçiliğini ‘anti Siyonizm maskesi’ ile perdeleme gayretindeki çok gömlekligiller de içlerindeki kini kusmanın fırsatını yakalamışken heyecanla ortaya atlayıverdiler.
Olur ya bir kemik parçası elde etme umudu doğmuş yine. Belki de boğazlarına takılmış Suriye kemiğini çıkarma fırsatı bulunur kuruntusu da var serde.
Yıllardır tüm planlarının merkezine koydukları mezhepçiliklerini kamufle edecek kılıf dahi bulamayan; IŞİD gibi ucubelerin – ki Ümmete tarihin en büyük zararını verirken Siyonizme de en büyük desteği veriyorlar – yaratıcısı ve destekçileri utanma ve haya damarları çatlak vaziyette sağa sola saldırıyorlar.
Ya bunlar kendilerini çok zeki , milleti de kör ve sersem sanıyorlar ya da ahmaklıkları öyle bir sarmal haline gelmiş ki tüm iz’anlarını kör etmiş ve kendilerini tanıma yetilerini yitirmişler.
Ucube yaratıklarınız ve maskesiz suratınız olan IŞİD, Kobani ve Irak’ta yenildikçe iç kanamalarınız suratlarınıza vuruyor. Üstüne Yemen halkının dayanışma zaferi gelince gerçekten ‘Tahammül sınırlarını zorlayıcı olmuştur.’
Ama şunu unutmayınız ki ‘yırtınsanız da , çatlasanız da’ adalet zulme galip gelecektir. Bu İlahi Vaad’dir. Bundan şüpheniz olmasın!
Allahım! Gücünle mazlumları destekle; düşmanın keskin kılıcını körelt; kalabalıkları ile zalimleri yalnız kıl; mazlumları ve hak sahiplerini üstün kıl; mazlumlara yöneltilmiş okları sahiplerine geri çevir; öfkeleri ve kinleri dinmemiş vaziyette onları defet; neye uğradıklarının şaşkınlığıyla onlara parmaklarını ısırt; askerleri dağılmış şekilde geriye dönüp kaçmalarını sağla;onları hazırladıkları tuzak çukurlarına tepetakla düşür; kazdıkları uçurumlara kendilerini yuvarla; azgınlıklarından sonra kendilerini zelil kıl; tükürüklerini yutamaz hale getir onları; tükürüklerini boğazlarını düğümleyen düğüme çevir.
Allahım! İmdadını umarak, hemen icabet edeceğine güvenerek, rahmetinin gölgesine sığınanın ezilmeyeceğini, desteğini arkasına alanın korkusu olmayacağını bilerek seni çağıranlar, ey Allahım, kudretinle onları zalimlerin şerrinden koru.
Allahım! Felaket bulutlarını yolunda mücadele edenlerin üzerinden kaldır; nimet yüklü bulutları üzerlerine yağdır; rahmet ırmaklarını üzerlerine akıt; musibetlerin gözünü kör et ve üzüntü perdelerini üzerlerinden kaldır. Amin!*
*İmam Zeynelabidin ;Sahife-i Seccadiye , 49. duadan uyarlanmıştır.