İmam Muhammed Bakır hazretlerinin nakline göre sevgili peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır: “Komşusu aç iken tok yatan bana iman etmemiştir. Bir beldede aç geceleyen birileri varsa kıyamet günü Allah o belde halkının yüzüne (rahmet nazarıyla) bakmaz.” (Kuleyni: Usulü Kafi; c: 2, sh: 1075 3755. Hadis)
Hak bütün ibadetlerimizi, hassaten bu günlerde tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları, yaptığımız yardımları, okumaları ve Hak rızası için gerçekleştirdiğimiz tüm eylemlerimizi yüce dergahında kabul buyura…
Eksiğimizle, noksanımızla, hatamızla, yanlışlarımızla, günahlarımızla sevaplarımızla, acizlikle sunduğumuz kulluğumuzla nihayet Mübarek Ramazan ayı sonuna geldik.
Malumdur ki Ramazan bayramı arefesinde hali vakti yerinde müminlerin Fıtra (Fitre) sadakası vermeleri üzerlerine farzdır. Bu Konuda İmam Cafer Sadık efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Namazın tam ve kâmil olması nasıl ki Peygamber ve Ehli Beyt’ine salavât getirmeye bağlı ise, orucun da tam ve kâmil olması fıtra zekâtını vermeye bağlıdır.”[1]
‘Fıtra sadakası-zekatı hangi şartlarda, kime nasıl, ne zaman, ne kadar verilir’ ilmihalin konusu olduğundan ilgilenen kardeşleri o tarafa yönlendirir biz asıl konuya dikkat çekmek isteriz.
Birçokları sanırlar ki Fıtra-Fitre’yi verdiğimde işim bitiyor, görevimi yerine getirmiş oluyorum…
Asla…
Kellâ…
Hayır, hayır, milyonlarca kez hayır…
Fıtra sadakası verebilmek için insanın çevresinde, yaşadığı yerlerde Fıtra düşecek fakir-fukara, garip-gurabayı bilmesi tanıması gerekir doğal olarak. Bunu bilmenin de yolu araştırma yapmak ve bir zemin yoklamasından geçiyor.
Dolayısıyla Fıtra vermek, yazımızın başında aktardığımız rivayette belirtilen ‘Hak’kın yüzüne bakmayacağı kimselerden’ olmamak için müminin çevresindeki muhtaçları araştırma, bilme, tanıma ve Fıtra ile bir başlangıç yaparak onları düşkün durumdan kurtarmaya adım atmaktır.
Fıtra ile Fıtrat aynı kökten gelir ki, Fıtrat; doğal, organik, insanca yaşayabilmek, yaratılışa uygun ortamdır. Demek oluyor ki mümin başlangıcını belki Fıtra sadakası ile yapacağı keşifle beldesine, şehrine, mahallesine, çevresine duyarlı olacak, toplumunda fıtrata uygun olmayan bir perişanlıkla yaşam mücadelesi veren garibanların elinden tutacak ve onları fıtratlarına döndürmeye uğraşacaktır.
Ve bunu Ramazan sonrasında unutacak değil, yıl boyu sürdürecek, seneye ömrü vefa ederse yeni okumalarla bu Fıtrat’a döndürme, mazlumların, mağdurların, kimsesizlerin, yoksulları, yetimlerin, muhtaçların elinden tutmaya devam edecektir.
Aksi halde komşumuz aç iken tok yatan ve Hak’kın rahmetinden uzak kalanlardan oluruz.
Ömür boyu FITRAT üzere yaşamak ve yaşatabilmek ümidiyle…
[1]- Men lâ yahduruhul fakîh: c: 2, sh: 119, Tehzîb: c: 1, sh: 181, 379, İstibsâr: c: 1, sh: 343, Vesâilüş Şîa: c: 6, sh: 221.