Rusya ne mi yapıyor? Gelin anlatayım

Fehim Taştekin

2138 kere okundu
8 Ekim 2015 Perşembe
fehimtastekinn_200x200.jpg
Leyleklere selam olsun!
 
Rusya dedi ki uçuşa yasak bölge istiyordun, al sana uçuşa yasak bölge! Angajman kurallarını uçan kuşlara kadar genişletenlere kalan birkaç bardak üst üste soğuk su içmek! Ancak soğutur!
 
Hevesler kapasitenin üzerine sıçramaya görsün! O zaman uluslararası alanda her duvara tosladığında "Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın" demekten başka elinden bir şey gelmez ve kendi kifayetsizliğinle başbaşa kalırsın.
Şimdi afallamış halde soruyorlar: "Rusya'nın niyeti ne?"
 
Önce 'Sadece IŞİD'i değil Fetih Ordusu'nu da vuruyor' diye ters köşe oldular. Rusya ardı ardına Türkiye'nin hava sahasına girince de "Hava sahamızı ihlal ediyor, tehlikeli bir oyun oynuyor" diye NATO'nun kapısını çalıyorlar.
 
 
Rusya ne mi yapıyor?
 
Rusya sadece hava sahasını ihlal etmiyor, uçaklarındaki radar kilitlerini ve karadaki füze savunma sistemini devreye sokarak Suriye hava sahasınını tekeline alıyor. Yani senin 4 yıldır müttefiklerine hadi gelin oluşturalım diye bastırdığın uçuşa yasak bölgeyi fiilen kendi inşa ediyor. Senin binlerce TIR silahla tahkim ettiğin silahlı gruplar için istediğin güvenli bölge uygulamasını Rusya bu grupları temizlemek için yapıyor. Sen yabancı bir ülkede silahlı milislerle hukuk dışı bir vekalet savaşı verirken Rusya bütün bunları uluslararası hukuk açısından meşru bir güç olarak yani Suriye'yi BM'de temsil eden Şam yönetiminin izniyle yapıyor. Burada uluslararası hukuk Rusya'dan yana.
 
Ha hava sahasıan girilmesi ve F-16'ların radar kilidiyle tacizi! Evet egemenlik haklarının ihlali. Lakin uluslararası dostlarımıza bu konuyu açtığımızda gülümsüyorlar: "Siz her gün Irak hava sahasını ihlal etmiyor musunuz?"
Sakın "Bizim gerekçemiz sağlam, biz terörle mücadele ediyoruz" demeyin, zira Rusya da aynı argümanı kullanıyor.
 
 
Rusya Başka ne yapıyor?
 
Suriye'deki vekalet savaşı aynı zamanda Rusya'nın Ortadoğu'daki çıkarlarına karşı açılmış bir cepheydi. Rusya şimdi Ortadoğu'daki müttefikini sağlama alıyor yani kendi çıkarlarını koruyor. "Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için" sloganı Kuzey Atlantik şövalyelerinin tekelinde değil ya. Rusya ile Suriye arasındaki ortak savunma anlaşmalarının nakaratı da bundan gayri değil.
 
Rusya ne yaptı? Türkiye’nin 2012’de düşürülen Türk jetine misilleme olarak Suriye ordusunun sınır bölgelerinde operasyon yapmasını engelleyecek şekilde ilan ettiği angajman kurallarıyla oluşturduğu koruma rejimini yıkmış oldu. Sonuçta Türkiye daha önce Suriye'ye ait bir uçak, bir helikopter ve bir insansız hava aracını düşürerek ciddiyetini gösterdiği angajman kurallarını Rus uçaklarına uygulayamadı. Angajmanın ciddiyeti kalmadı. Artık geçmiş olsun, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Uçan kuş bile olsa, kim Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını ihlal ederse, gereken müdahalede bulunulur” cümlesini bir 'gülümsetme butonu' olarak masanıza iliştirebilirsiniz. Sınır aşan leyleklere  de selam olsun!
 
Ankara'nın korktuğu senaryo lojistik, militan ve silah desteğini Türkiye üzerinden alan silahlı grupların sınırlarımıza süpürülmesiydi. Rusya bunu yapacağını da gösterdi. Sadece IŞİD ve Nusra değil Körfez-Batı destekli tüm silahlı gruplar hedef listesinde. Ruslara göre sahada ılımlı grup kalmadı. Yani iki nota yedi ve NATO'dan uyarı geldi diye kendini tutmaya niyeti yok.
 
Rusya demiş oldu ki Suriye içindeki operasyonlar Türkiye sınırlarına kadar genişleyecek. Tam da hükümetin endişe ettiği gibi Rus operasyonlarından kaçışlar başladı. Mesela Rus bombardımanın başlamasının ardından 1 Ekim’de 15 militan sırt çantalarıyla birlikte Suriye-Türkiye sınırında Turfanda köyünden Han Yolu’nu takip ederek Antakya istikametine geçiş yaptı. Bölge sakinleri jandarmaya haber verdi, daha sonra bu kişiler askerler eşliğinde kayıplara karıştı.
 
Yine 3 Ekim’de Yayladağı tarafından Türkiye’ye geçiş yapan bir otobüs saat 23.00 civarında Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Harbiye semtinde bir otomobile çarparak durdu. Ön ve arka plakaları farklı olan otobüs ve içindekiler şüphe çekti. Otobüsten inen kişiler çantalarını alıp sokaklara dağılmaya başlayınca halktan müdahale geldi. ‘Cihatçılar Harbiye’de’ dedikodusuyla olay yerinde kalabalık arttı. Olay yerine gelen polis yolcuları bir okula götürerek koruma altına aldı. Daha sonra takviye güçler gelip kimliği belirsiz bu kişileri bölgeden uzaklaştırdı.
 
Rusya’nın Halep, İdlib ve Rakka taraflarına baskıyı arttırdıkça Hatay, Kilis ve Gaziantep taraflarına doğru bu türden militan akışı kaçınılmaz olarak yaşanacak. Yani gidiş yolları dönüş yollarına dönüşecek.
 
Rusya daha ne yapıyor? Batılı muhataplarına yani NATO'ya "Yeter" diyor. Batı yakasından gelen Rusya'nın nüfuz ve çıkar hamlelerine yönelik oyunların intikamını alıyor. Ardı ardına, kararlı ve soğuk. 2008'de Gürcistan üzerinden Kafkasya'da açılan savaşta dirsek çıkıp Güney Osetya ve Abhazya'yı tanıması ilk yanıttı. İkinci intikam 2014'te Ukrayna'da alındı. Kırım tekrar Rusya'nın egemenlik alanına döndürüldü. Suriye üçüncüsü.
 
Rusya, ABD'nin Avrupalı müttefikleriyle domine ettiği dünya siyasetinin sürdürülemeyeceğini göstermek için fırsatları kaçırmıyor. Batılı hasımlarına bir nevi "Afganistan'da batırdınız, Irak'ı cehenneme çevirip çekip gittiniz, Suriye'yi terör üretme çiftliğine döndürdünüz, sıranızı savdınız çekilin, oyun sırası bende" diyor. Dikkat edin dünyanın uyanan devi Çin de 'hard power' tarafını görünür kılmaya çalışırken Rusya'nın Ortadoğu'ya dönüş hamlesine sessiz sedasız eşlik ediyor.
 
Özetle Suriye artık küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir şov sahnesi.
 
 
 
 
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar