“Halep'te çocuklar öldürülüyor ve kadınlarımız tecavüze uğradı ha uğramak üzere” diyenler...
Son kaç gündür sabahtan akşama 24 saat kesintisiz olarak “ah Halep ah” diye sahte gözyaşı dökenler...
Çocuk ölümlerini ve kadınların tecavüze uğraması ihtimalini dert edinenler...
Sosyal medyada Arakan'dan, Filistin'den, Yemen'den veya Sio-emperyal çetelerin egemen oldukları dönemde işledikleri vahşetleri Halep'te İran'ın işlediği vahşetlermiş gibi paylaşanlar...
Tv ekranlarında ağlama duvarına ağlayan Yahudileri andıran koro şeklinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak milleti münafıkça kandırmaya çalışanlar...
‘Muhacir' ve ‘Ensar' kelimelerini ağızlarına sakız yapanlar...
Namuslu Müslüman kadın ve kızların namusları uğruna ölüme gideceklerini beyan edenler...
O televizyon kanalından bu televizyon kanalına güya Halep'i anlatma derdiyle koşturanlar...
“Halep, kadın, çocuk ve ölüm laflarını duyunca psikolojimiz bozuldu” diyenler...
Halepli kadın ve kızları düşündüklerinde yemeden içmeden kesildiğini söyleyenler...
Halepli çocuklar denilince uykularının kaçtığını iddia edenler...
Halepli kadın ve çocukları ne pahasına mal olursa olsun yalnız bırakmayacaklarını haykıranlar...
Halepli kadın ve çocukları kendi namusu ve evlatları olarak gördüklerini beyan edenler...
Sizlerin bu beyan, iddia, söylem ve eylemlerinize bakınca inanın midem bulanmakta...
Şimdi bu mide bulantısına sebep olan bir kaç yüzsüzlüğūnüzü ortaya koyacak, iftira niteliği olmayan durumunuza göz atalım mı..!?
İftira ise iftira deyin, iftira değilse daha çok insanın bu durumlara düşmemesi için susun lütfen.
Milyon dolar kazanmasına rağmen, 12 saat Suriyeli çocukları 15, 20 lira yevmiye ile çalıştıran gözü aç, midesi dolu hak yiyiciler, ne yüzle Halep'te çocukları düşündüklerini iddia edebilir!?
50 TL karşılığında 18 yaşındaki Suriyeli kızları kirleten 60 yaşındaki namus yoksunları, ne yüzle Halep'te kadın ve kızların tecavüze uğrayacaklarına dair endişe duyabilir!?
90 yaşına gelmiş, ağzında diş kalmamış, yolda yürüyecek takati kalmamış, baston yardımıyla yürüyen ihtiyar oldukları halde, güya kötü yola düşmesini engellemek amacıyla 20 yaşındaki Suriyeli kıza dini nikâh kıyanlar ne yüzle Halepli kadın ve kızların namuslarını namusları gibi bileceklerini ispat edip ‘Ensar' ve ‘Muhacir' edebiyatını yapabilir!?
Yurtdışından daha doğrusu Fas'tan “kadın ithal edenler”, ne yüzle Halep'teki kadın ve kızların ırzını düşünüp, bu sıkıntıdan dolayı rahatsızlandıklarını söyleyebilir!?
Zengin, mal mülk sahiplerine 18 yaşındaki kızları peşkeş çekenler, ne yüzle namus bekçiliği rolüne soyunabilir!?
İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Bursa'da, Antep'de, Adana'da, Mersin'de savaştan kaçan Suriyeli kadın ve kızların barlarda, diskolarda, oteller de ticaretini yapanlar, namuslarını kirletenler, o mağdurların bedenleri üzerinden para kazananlar ve bu duruma müdahale etmeyenler, ne yüzle Halep'te kadın ve kızların akıbetini ağızlarına alabiliyor!?
Yaşadıkları ülkelerde okul, hastane, kurslarda Lut kavmini bile geride bırakacak derecede pis fiiliyatlarda bulunan, daha körpecik erkek çocuklarına tecavüz edenler, ne yüzle güya Halep'te kadın tecavüzleri varmış gibi feveran edip olmadığı halde böyle bir şeye karşı çıktığını iddia edebilir!?
Resmi nikâhları altında bulunan eşlerine, çocuklarının annelerine ihanet edenler, ne yüzle Halepli çocuk ve kadınlar hakkında endişe sahibi olduğunu iddia eder!?
Kuytu köşelerinde, tatil beldelerinde, Uzakdoğu ülkelerinde dış görünümü güzel ve alımlı bayanlara yenik düşüp, oturup kalktığı bayanın dinini, hasta olup olmadığını hatta evli mi bekâr mı diye dert edinmeyen zinakarlar, ne yüzle Halep'teki kadınlar hakkında endişesini beyan eder, bir de bu kadınların Sünniliğini öne çıkarır!?
Başkalarının namusunu malını mülkünü kendine helal kılanlar, ne yüzle Halep'te kadın ve çocukların hayatından endişe ettiklerini söyler!?
Sio-emperyal çetelerin Halep'te 12 yaşındaki çocuğu tavuk keser gibi keserken gözleri kör, dilleri lal, kalpleri zift kesilenler, ne yüzle Halep'te çocukların öldürüldüğü iddiası ile buna karşı olduğunu söyler!?
Bu kış aylarında yalınayak ve çıplak sokaklarda, caddelerde, anayollarda, ışıklarda buldukları çöplerle ısınmaya çalışan kadınların, aç Suriyeli çocukların yanında lüks aracıyla, elinde son model telefonuyla, klimanın sıcağında ‘Medine'ye varamadım' ilahisi eşliğinde çocuklarla yüz yüze gelmeden fotoğrafını çekip son sürat gaza basan ahlaksızların, ne yüzle Halepli çocukları düşündükçe yemeden, içmeden ve uyumaktan kesildiklerini söyleyebiliyorlar. .?
Şimdi sizlerin Halepli çocuk ve kadın edebiyatını yapma hakkınız nasıl olur..!?
Yakılıp yıkılmasına, yerle bir olmasına, harap ve viraneye dönmesine, hayalet bir şehir olmasına…
Açlıktan ölümlerin yaşanmasına, beton yığınlarının arasında kaybolmuş çocuk cesetlerine, annesiz babasız ortada kalıp ülke ülke sokaklarda yaşayan çocukların oluşmasına…
Bedenlerini satmak zorunda kalan, fuhşa zorlanan, çöplerde ekmek toplayan, genç yaşta dul kalan kadınların oluşmasına sebep olan sizlerin…
Bu bağırışları, sahte gözyaşları, namus anlayışları, vicdan azabı çektiğiniz yalanları samimi olmayan tavır ve davranışlarınız ortada sırıtıyor.
Gerçeklerle yüzleşme cesaretiniz olmadığından Halep'i çarpıtmayla, görüntüleri değiştirmeyle, hakikatleri gizlemeyle, olayları ters yüz etmeyle tam da Kuran'ın deyimiyle ........* dediği eylem ve tavırlara denk düşen davranışlar içindesiniz.
Halep'te çocuk ölümleri ve tecavüze uğramak (öyle bir şeyin olmadığını olamayacağını bilmenize rağmen) üzere olan kadınlarla ilgili konuşmalarınız, yazmanız, görüntü ve resimler paylaşmanız; Allah'ın rızasını kazanmaya yönelik bir çalışma ve gayretin ötesinde, egemen güçlerin rızasını kazanmak üzere ve onların gözüne girme için hak sahibi olmaya dönük arayış sebebiyledir.
Bu yöndeki paylaşımlarınızın takip edildiğini bildiğinizden ve ona göre hassasiyet gösterdiğinizi (ki öyledir) biliyoruz.
Yalnız sizin bilmediğiniz ya da bilip de es geçtiğiniz bir gerçek daha söz konusu. O da takip mekanizması sadece egemen güçlerin elinde değil, aynı zamanda ilahi bir mekanizmanın takibi de var. Ve o takipten kurtuluş mümkün değildir.
Paylaşımları egemen güçleri memnun etme yerine İlahi gücün rızasını kazanma yönünde kullananlar kârlıdır ve onlardır hakikatin yolunda yürüyenler.