Reçete belli: NATO'dan (Amerikan ekseninden) çıkalım!

Kemal Kemahlı

1656 kere okundu
12 Haziran 2017 Pazartesi
273-9882-c6eb6ea5yazi.jpg
Bismillah.
 
Katar için geçen gece hükümete yakın bazı aktivistler tarafından Taksim'de basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın ardından ellerinde Katar ve Türkiye bayrağı olan vatandaşlarımız araç konvoyuyla Üsküdar’a hareket etti. Anlaşılan o ki, Katar konusunda tansiyon düşmezse hükümet bir süre meydanları hareketli tutacak.
 
İşte tam burada bendeniz önemli gördüğüm bir hususa dikkat çekmek istiyorum: Suriye'de iç savaş başladığında başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde belli STK'lar tarafından neredeyse her gün eylem yapıldı. İnsanların duyguları coşturuldu. Devrim masalları okundu. Fakat sonuçta ne oldu? Ak Parti daha ilk başta yapması gerekeni şimdi yapmaya başladı, Rusya ve İran'la masaya oturdu. Yani NATO (Amerika) ekseninden uzaklaştıkça Suriye'de çözüme yaklaşıldı.
 
Mısır'da halkın seçtiği meşru cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye darbe yapıldığında Türkiye yine hareketlendi. Neredeyse aylarca her gün meydanlarda Rabia mitingleri yapıldı. Devletin en üst yöneticileri yaptıkları rabia işaretleriyle Firavun Sisi'ye karşı İhvan'ı açıkça destekledi. Fakat sonuçta ne oldu? Samimi duygularla meydanları dolduran milletimizin enerjisi boşaltıldı. RABİA İŞARETİ de Tek Devlet Tek Millet Tek Vatan ve Tek Devlet'e dönüştürüldü. Şu anda Mursi'yi ve İhvan'ı hatırlayanımız var mı? Devlet yöneticilerimiz de dahil olmak üzere.
 
Bu arada milletimizin Mavi Marmara davalarının hükümetin eliyle düşürülmesi konusunda yaşadığı hayal kırıklığına hiç değinmek istemiyorum. Çünkü o konudaki yaramız daha da derin. ‘One Minute’ çıkışının içinin nasıl boşaltıldığını hepimiz gördük.
 
Rusya krizinde de hatırlayacağınız gibi ilk önce Moskova’ya karşı estik gürledik. Hükümete yakın medya öyle bir yayın yaptı ki, neredeyse Moskofa sefere çıkacaktık. Fakat Rusya ambargo kartını açtıktan sonra turizm ve ihracat gelirlerimiz düşmeye başlayınca, Putin’den özür dilemek zorunda kaldık.
 
Şimdi bu sefer de yine aynı hataya düşmeyelim! Tamam, güzel, sokaklara çıkalım, Katar'ı Suud-i Amerika'ya yedirmemek için bağıralım çağıralım. Hamasi nutuklar atalım, 5 bin Mehmetçiğimizi Doha’ya gönderelim. Peki, ya sonra? Bu işin sonu da Suriye, Mısır, Mavi Marmara ve Rusya  gibi olmasın sakın! Birkaç ay sonra Suud ve ABD ile stratejik ortak olduğumuzu hatırlamak zorunda kalmayalım!
 
Onun için diyorum ki; esasında reçete belli! Türkiye'nin önünde tarihi bir fırsat var. 15 Temmuz hain FETÖ darbesinden sonra kaçırdığımız fırsatı tarih önümüze yeniden çıkardı. O tarihlerde siz değil miydiniz ‘Bu darbenin arkasında ABD var diyen’? Gelin! Türkiye'nin NATO (ABD) ekseninden ve AB sevdasından vazgeçtiğini ve yönünü tamamen İslam Dünyasına (D8'e) ve Asya ülkelerine (ŞİÖ-Şangay İşbirliği Örgütü'ne) döndüğünü ilan edin! Bu iş bitsin! 15 Temmuz gecesi aziz milletimizde bu iradeyi görmediniz mi? Daha neyi bekliyorsunuz? Yoksa ABD, Siyonist İsrail ve İngiltere hem payeleriyle birlikte Türkiye'yi de bölecekler, tehlike kapımızda, farkında değil misiniz?
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar