808707999.JPG

Fatıma Muğniye: "İsrail, Şehid İmad Muğniye’den halen korkuyor"

"Muğniye şehadetinden sonra bile canlıdır, bana göre düşmanın halen onu bir tehlike olarak görmesinin ana sebebi, Muğniye’nin şehadetinden sonra gençler için açtığı yoldur."

17 Şubat 2015 Salı

İNTİZAR - Tesnim Haber Ajansı'nın, şehadetinin 7. Yıldönümünde İmad Muğniye'nin kızı Fatıma Muğniye ile gerçekleştirdiği röportajın ikinci ve son bölümünü sizler için yayınlıyoruz:

-Hacı İmad Muğniye'nin şehadetinin üzerinden yedi yıl geçmesine rağmen, Siyonist rejim halen onu kendileri için bir tehdit olarak görmekte. Zira babam, Hizbullah içindeki farklı yapılanmaların tek bir kişinin kontrolünde olmasına karşıydı, çünkü yetkilerin hepsini kendisinde bulunduran kişi düşmanın eline geçtiğinde veya çatışmalarda öldüğünde çok zor durumda kalınabilirdi. Bunun için babam ve Hizbullah diğer üst düzey yetkilileri, askeri, siyasi ve kültürel yapılanmaların bir kişinin kontrolünden ziyade, faliyetlerin sağlam bir zeminde devam etmesi için Direniş'in farklı tabanlarına yaygınlaştırılması tezini savunurlardı.

Şehid Muğniye gençler için sadece bir asker ve savaşçı olgusu oluşturmamıştı, o, gençler için yalın bir asker profilini çizmemişti, onun için bir genç, sadece bir savaşçı değildir, belki aynı zamanda teknolojik ve kültürel alanlarda da faliyet gösterir.

Arkadaşlarımdan biri, nişanının ilk günlerindeki bir hatırasını bana şöyle anlatmıştı: “Yeni nişanlanmıştık ki, İmad Muğniye'nin şehadet haberi geldi. Bir gün nişanlım geleceğe dair hayallerini bana anlatırken şunları demişti: İmad Muğniye, siyasi ve askeri olarak gençlere efsanevi bir olgu olduğu gibi onun, bir kültüre dönüşmesini de çok arzuluyorum.”

Muğniye şehadetinden sonra bile canlıdır, bana göre düşmanın halen onu bir tehlike olarak görmesinin ana sebebi, Muğniye'nin şehadetinden sonra gençler için açtığı yoldur.

Şehid Muğniye, şehadetinden 10 gün önce askerlerden birine tavsiyesi

-Babam, vasiyet adına yazılı bir şey bırakmadı, doğrudan nasihat ve tavsiyede bulunan biri de değildi. Ailenin bir ferdi olarak, babamın bizleri bir araya toplayıp özelikle bizlere nasihat ve tavsiyelerde bulunduğunu hiç hatırlamıyorum. Belki işinden dolayı olsa gerek böyle bir imkân hiç olmadı. O, bir şey anlatmak istediğinde kendi konumunu göz önünde bulundurarak dolaylı bir şekilde bizlere birşeyler anlatırdı.

Babam not ettiği her şeyi, daha sonra imha ederdi, güvenlik kurallarına çok dikkat ederdi. Bunu yapmakta da haklıydı, çünkü sürekli takip ediliyordu. O, şuna inanıyordu, her yazılı not, geriye bırakılmış bir eser demektir, geriye hiçbir ip ucunun bırakılmaması onun siyasi bakış açısından kaynaklanıyordu.

Bütün bunlara rağmen ondan bize kalan tek bir yazı bulabildik. Şehadetinden 10 gün önce, Direniş askerlerinden biri karşılaştığı bir sıkıntısını Şehid Muğniye'ye bir mektupla bildirmiş. Babam da karşılığında şu cümleyi yazmış: “Bu iş sabır gerektirir, zira sabır, ferahlığa açılan kapıdır.” Bana göre bu cevap, İslam ümmetinin içinde olduğu sıkıntılara bir vasiyet niteliğindedir.

İmam Hamanei ile görüşmem

-Geçen sene İran İslam Cumhuriyeti'nde “Gençlik ve Uyanış” adı altında bir konferans düzenlenmişti ve dünyanın bir çok ülkesinden bu konferansa katılım olmuştu. Bir çok İslam ülkesinde, halk hareketlerinin kıvılcımları ateşe dönüşmesinin ardından bu konferans tertip edildi, ben de Şehid İmad Muğniye'nin kızı olarak Lübnan gençlerini temsilen bir konuşma yaptım. Ve bu vesileyle İmam Ali Hamanei ile görüşme imkânı doğdu.

Ben bu konferansta şunları söyledim: Bugün İslam ülkelerinde zalim ve zorba idarecilere karşı oluşan halk hareketleri, Rahmetli İmam Humeyni'nin açmış olduğu yol ve gerçekleştirmiş olduğu İslam İnkılabı'nın eseridir. İslam medeniyetinin yeniden dirilmesi için, Öz Muhammedi İslam'ın tesis edilmesi gerekiyordu. Çünkü, öz güven, bilinç ve şuur olmadan dünya idareciliğini elde etmek zordur. İmam Humeyni (ra), bizlerde bu bilinci uyandırdı.

Bizler büyük bir heyecan ve iştiyakla daha iyi bir geleceğin tesisi için gayret sarfedeceğiz ve gelecek günler bizlere neler gösterecek hep beraber beklemekteyiz. Her halukar da şunu da unutmamak gerekir, şehitlerin kanı daha iyi bir geleceğin garantisidir.

Cihad Muğniye şehadet yolunda

-Cihad, hayat dolu bir gençti, ben ve o, bacı kardeşten öte iki dost gibiydik. O, babama söz vermişti, onun yolunda yürüyeceğine dair. O, Şehid İmad Muğniye'nin oğlu olduğunu ilan ettiği günden beri şehadet yoluna adımını atmıştı.

Cihadın şehadeti yeniden ayağa kalkış ve dirilişti, biz bunu, onu ebedi istirahatgahına kadar uğurlayan yaşıtlarının gözlerindeki iştiyakta gördük. Ve zafer böyle kazanılır. Zafer sadece tarihe yazılmakla veya gelecekte kazanmakla olmuyor. Zafer, bir camianın yüreğinde biriktirdiği dini ve ahlaki değerlerin neticesinde ortaya çıkan bir kazanımdır.

Babaya kavuşma sözü

-İmad Muğniye'nin şehadetinin üzerinden yedi yıl geçmesine rağmen, ben ona şunu söylemek istiyorum: Senin tebessümüne müştakım, hiç birimiz evde senin tebessümlerini unutmadık. Bir vatandır senin tebessümlerin, Cihad'ın kavuştuğu gibi bir gün biz de kavuşacağız o vatana. Ve hepimiz sana bu sözü veriyoruz.

Çev. Muhammed Bakır

 

 

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar