İNTİZAR - İsrail Başbakanı Benamin Netanyahu'nun Perşembe günü 'X' kanalında yayınladığı ve ABD üniversitelerindeki öğrenci protestolarını kınadığı, antisemitik olarak nitelendirdiği, 1930'ların Almanya'sına benzettiği ve bastırmak için zorlayıcı tedbirler talep ettiği videodaki kadar sıkıntılı halde hiç görmemiştim.
Netanyahu ABD'yi iyi tanıyor. Vietnam Savaşı, Güney Afrika'daki apartheid devleti ve ABD'deki ırk ayrımcılığı gibi ırkçı rejimi sona erene kadar öğrenci protestolarındaki patlamanın durmayacağını biliyor. Oradaki öğrenci isyanlarının, amaçlarına ulaşana kadar devam eden bir geçmişi var.
Netanyahu en büyük başarısının, İsrail'in işgal altındaki Filistin'de gerçekleştirdiği katliamları eleştirenlere karşı yalan ve aldatmacaya başvurarak ve 'Anti-Semitizm' kılıcını kaldırarak, mega milyon dolarlık geniş 'hasbara' ağı aracılığıyla ABD kamuoyunu etkileme becerisi olduğunu düşünüyor.
Şimdi ifade özgürlüğünü engelleme konusundaki olağanüstü başarısının gözlerinin önünde çöktüğünü görüyor. ABD üniversite kampüslerindeki protestolar, Gazze Şeridi halkının kararlılığı ve fedakarlıkları sayesinde en önemli başarısını yerle bir ediyor.
Netanyahu ve genel olarak Siyonist hareket, bu büyüyen öğrenci isyanından - ve bunun ABD içinde ve ötesinde Avrupa ve başka yerlere yayılma ihtimalinden - bir dizi iyi nedenden ötürü büyük endişe duyuyor.
- Columbia ve Harvard gibi ABD'nin seçkin üniversitelerinde başladı, bu da yeni nesil Amerikalı nüfuz sahiplerinin Siyonist propagandaya ebeveynleri ve büyükanne ve büyükbabaları kadar duyarlı olmayacağı anlamına geliyor. İsrail'in davranışlarını protesto ettikleri için tutuklanan ve dövülen öğrenciler işçi sınıfı çocukları değil. Onlar kongre üyelerinin, iş adamlarının ve yönetici siyasi sınıfın oğulları ve kızları - Amerika'nın gelecekteki liderleri.
- Bu protestocular, kendisini sürekli olarak Nazizmin kurbanı ve düşmanı olarak sunan bir devlet tarafından Gazze Şeridi'ndeki Nazi benzeri uygulamalara karşı çıktıkları için Nazilere benzetilmelerini asla affetmeyecek ve unutmayacaklardır.
- Protestocular arasında Filistin bayrakları taşıyan ve kefiye giyen çok sayıda genç Yahudi Amerikalı da bulunuyor. Bu, Netanyahu ve benzerlerinin yüzüne güçlü bir tokattır ve Ani-Semitizm suçlamalarını apaçık bir şekilde çürütmektedir.
- Siyonistlerin geleneksel Batı ana akım medyası üzerindeki kontrolünün ve küresel anlatıyı İsrail'in lehine şekillendirme kabiliyetlerinin zayıflaması. Bu büyük ölçüde sosyal medyanın yaygınlaşmasından kaynaklanmaktadır. Facebook, YouTube, Google ve diğerleri gibi büyük sosyal medya platformlarının bu kontrole tabi olmaya devam ettiği doğrudur. Ancak daha fazla seçenek mevcut hale geldi. Ve bu platformlarda bile, çalışanlar tarafından İsrail yanlısı önyargılarına ve Filistin anlatısının bastırılmasına karşı protestolar oldu.
- Yahudiler de dahil olmak üzere ABD kamuoyunun genelinde, hükümetlerinin İsrail'in katliamlarına verdiği desteğin ABD'nin kendi çıkarlarını tehlikeye attığı, ülkeyi istenmeyen savaşlara sürüklediği ve vergi mükelleflerinin dolarlarını boşa harcadığı yönündeki farkındalık giderek artıyor.
- İsrail'in barışçıl öğrenci protestolarının bastırılması yönündeki talepleri ifade özgürlüğünü bastırmaya yönelik bariz bir girişimdir. Sadece herhangi bir yerde değil, Batılı siyasi sistemlerin dayandığı varsayılan değerlerin ve özgürlüklerin kilit kalelerinde de.
İsrail Güvenlik Bakanı Itamar Bin-Gvir'in ABD ve diğer Batılı ülkelerde Yahudi cemaatlerini ve kurumlarını korumak üzere silahlı milisler oluşturulması çağrısında bulunması, küstahlığın yeni bir boyuta ulaşmasına neden oldu. Kendi devletini kurup yaşatmak için en çok çaba sarf eden devletlerin anayasal ve güvenlik kurumlarına karşı utanmazca bir hakaret. Siyonist devleti 75 yıl boyunca destekledikleri için onları ödüllendirmek amacıyla içlerinde Siyonist mini devletler kurmak istiyor.
ABD'deki öğrenci protestolarının hem ülke içinde hem de ötesinde büyük bir değişimin habercisi olduğuna inanıyorum.
Abdulbari Atvan