theresa-may-erdogan-fotograflari-ingilizleri-cildirtti-qsZb7m.jpg

İngiltere'nin Türkiye planı: Rusya ile doğmakta olan ittifakı, oluşmadan yok etmek

Amerika'nın yeni başkanı Donald Trum'ın politikalarının oluşturduğu belirsizlik sebebiyle ön almak üzere İngiltere'nin yeni başbakanı Theresa May'ın etkilemeye çalıştığı, oluşturmakta olan yeni dünya dengeleri üzerinden Türkiye ile ilgili de bir takım planları var. Bu plan gereği en öncelikli hedef; Türkiye ile oluşmakta olan Rusya ittifakının oluşmadan yok edilmesi.

4 Şubat 2017 Cumartesi
İNTİZAR - Amerika Birleşik Devletlerin'de gerçekleşen son seçimlerde ortaya çıkan beklenmedik sonuçlar ile birlikte gelen yeni başkan Donald Trump'ın hızlı bir şekilde hayata geçirdiği uygulamaların oluşturduğu belirsizlikler İngiltere'inin yeniden öne çıkmasına işaret eden emarelerin belirmesine sebep oldu. İngiltere Başbakanı Theresa May bu süreçte hızlı bir dış seyahatler silsilesi gerçekleştirdi. Önce ortaya çıkan bilinmezliklerden telaşa düşen başını Suudi Arabistan'ın çektiği körfez krallıklarıteskin ettiği bir seyahat gerçekleştirdi. Daha sonra da Amerika'ya ve ülkesine uğramadan Türkiye'ye gerçekleştirdiği bir seyahati oldu. İngiltere'nin sömürgeci, geçmişi ister istemez 'yine neyin peşinde' sorusunu gündeme taşıyor. 
 
Bu gün dünyada gelinen noktada başını şimdiye kadar başını Amerika'nın çektiği Batı'nın adı konulmamış bir yenilgi süreci yaşadığı ortada. Belki söz konusu sürecin başlangıcını bu günlerde seneyi devriyesini yaşadığımız 11 Şubat 1979'da gerçekleşen İran İslam İnkılabı olarak tespit etmek yerinde olacaktır. Tam da bu sebeple sömürgeciliğin, emperyalizmin baş aktörleri olan Amerika ve İngiltere'nin yaşamış oldukları konu edilen yenilgi sürecini tersine çevirmek için ortaya koyacakları politikalar karşısında rasyonel tespit ve tercihlerde bulunmak gerekiyor.
 
Yıllarca Batı ile aynı takımın bir oyuncusu olarak iş görmüş Türkiye'nin gelinen bu yola ayrımında vereceği kararın rasyonel bir karar olması ve gerçeklerle uyum içinde olan bir tercihte bulunması önem arzediyor. Bu günlerde İngiltere'nin eli ile Batı'dan gelen tekliflerin cezbediciliğine kapılmak, kurulan yeni dünya dengelerinde tamamen devre dışı kalmak, 'Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmak' gibi bir sonuçla karşı karşıya kalmayı getirebilir.
 
Batı, İran İslam İnkılabı gerçekleştiği günden beri bu inkılabı yok edebilmek için bir çok farklı yöntem denedi. Batı Asya'daki bir çok İslam ülkesi Batı'nın bu operasyonlarında bölgesel bir ortak olarak hep İslami İran'ın karşısında yer aldılar. Türkiye'de bu denklemde Batı ile birlikte ve İslami İran'a karşı olmayı tercih etti. Fakat ülke içinde bir damar İslami İran'ın ortaya koyduğu performasın getirdiği yeni dünya dengelerini fark ederek Batıya kaşı oluşan bu dengelerin tayin ettiği yeni ittifakların içerisinde olunabileceği fikrine yakın durdu. Bu noktada Batı Türkiye'deki 'İslamcı' kanadı genetiği ile oynayarak kullanma yoluna gitti. 'İslamcı' kanat da Batı ile anlaşarak yıllardır hayalini kurduğu iktidarı gerçekleştirebilecek olmanın cazibesi ile ortaya çıktı.
 
Suriye meselesi ile zirve yapan bu ortaklığın bir neticeye ulaşamayacağı anlaşılınca, Astana süreci ile Türkiye'deki mevcut iktidar Batı ile ortaklığında sona gelmekte olduğunu da ortaya koymuş oldu. İşte bu noktada, yenilen Amerika'nın yenilgi psikolojisi ile ortaya koyduğu tutarsız politikalarının meydana getirdiği belirsizliklerin etkisini kırmak ve yeniden sahneye dönmek isteyen İngiltere'nin hatırı sayılır tekliflerinin Türkiye'deki, ciddi siyasi enerji yoksunluğu yaşayan mevcut iktidarın başını döndürmesi ihtimali mevcuttur. 
 
Bu çerçevdeki tespitlere denk düşen Thierry Meyssan'ın aslı El-Vatan (Suriye)'da, çevirisi Osman Soysal tarafından Voltairenet'te yayınlanan "Bayan May'in gülücükleri" başlıklı yazıyı ilginize sunuyoruz...
 
 
Bayan May'in gülücükleri
 
Hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir. Washington'daki yönetim değişikliği Müslüman Kardeşlerin ve oluşturduğu bütün cihatçı grupların ortadan kaldırılması sonucuna yol açacaktır. Yeni Başkan daha bir hafta geçmeden IŞİD'i gerçekten yenme yöntemine ilişkin bir Memorandum yayınladı. Öte yandan ABD'nin müttefikleri, kendi paylarını almayı iyi öğrendikleri bir politikadan 180 derecelik geri dönüşe çok da kolay katılma niyetinde değiller.
 
Birleşik Krallık, Brexit ile birlikte önüne çıkan çeşitli seçenekleri değerlendirmektedir: ya yükselen ekonomik güç Çin'e yaklaşmak ya da yeniden Anglosakson birliğine oynayarak ABD ile bir dünya direktuvarı kurmak. Olası sorunlar: Çinliler İngiliz sömürgeciliğine dair çok kötü hatıralara sahiptir ve Hong Kong'a « tek ülke, iki sistem » mutabakatını artık daha fazla sürdürme niyetinde olmadıklarını gösterirlerken, ABD'liler askeri emperyalizmleri yerine geçecek bir ticari dağıtım ağı ikame etmeyi ummaktadırlar.
 
Donald Trump Londra'nın davetini şimdilik reddederken, Başbakan Theresa May hemen Atlantik ötesine koştu. Philadelphia'da Cumhuriyetçi seçilmişlerin önünde yaptığı ilginç konuşmada, her iki Devletin ortak tarihini ve Commonwealth'ın (Britanya İmparatorluğu'nun diğer adı) uluslararası etkinliğini yani kısacası Başkan Trump ile birlikte 80'li yıllarda Batı dünyasına hakim olan Reagan-Tatcher çiftini yeniden oluşturmaya hazır olduğunu anımsattı.
 
Başbakan, Başkan Trump ile birlikte verdiği görüntülerde etrafa gülücükler saçtı. Bunun karşılığında ev sahibi tarafından, görev süresinde ilki olacak bir karşılık ticaret anlaşmasını duyurmasıyla ödüllendirildi. Öte yandan bu anlaşma ancak Birleşik Krallık Avrupa Birliği'nden çıktığı zaman yürürlüğe girebilecek, yani iki yıldan erken değil.
 
Muhatabını ikna ettiğinden emin olmayan Bayan May dış gezisini Türkiye ile sürdürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde, beklendiği üzere karşılıklı ticaretin geliştirileceğini açıkladı. Ama ziyaretinin asıl konusu bu değildi. Tartışmaların özü Londra ve Ankara'nın birlikte, Avrupa Birliğinden dışarıdan nasıl yararlanabileceği üzerineydi.
 
Ama her şeyden önce, geçen 15 Temmuz'da gerçekleştirilen ve aslında CIA tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öldürülmesi girişiminden ibaret olan berbat darbe girişimi sırasında demokrasiye sahip çıktığı için diktatörü kutlamakla işe başladı. O dönem, tavrını ilk değiştiren ve « Hukuk Devletinin » zaferini kutlayan İngiliz Büyükelçisi olmuştu.
 
Foreign Office'in son düşüncesi, Türkiye'ye özel ekonomik haklar tanıyarak Kıbrıs sorununu çözmektir. Böylece Ankara, Birliğe üye olmadan Avrupa orta pazarının nimetlerinden yararlanabilecektir. Ve Londra'ya, Brexit sonrası Birlik ile ticaret yapmayı sürdürmesi için bu ayrıcalığı kullanma imkanı tanımaktadır. Gerçekten de çok kurnazca olan bu düşünce, çok iyi niyetli görünmemekte ve Bayan May'ın Brexit'in pazarlığını yapmak için Brüksel'den beklediği güveni vermemektedir.
 
Theresa May, iki taraf arasındaki sekülerlik alanındaki karşıtlığa karşın, Rusya ve Türkiye arasındaki yakınlaşmadan kaygı duymaktadır. Astana görüşmelerinin amacının Suriyelilerin bakış açılarını uzlaştırmayı değil ama Türkiye'ye Şam'a yönelik bir ilk adım atma imkanı vermek olduğunu anlayan Bayan May, doğmak üzere olan bu ittifakı bozmaya çalıştı. Onun gözünde asıl sorun, Erdoğan'ın onunla uzun süre savaştıktan sonra Devlet Başkanı Esad'ın yanaklarını öpmeye hazırlanması değil ama bunu büyük rakibi Rusya'nın etkisiyle yapmasıdır.
 
Suriye konusunda, eğer Ankara cihatçıların kontrolünü kendisine bırakırsa, Londra Kürtlere karşı mücadelesinde ona yardımcı olabilir; bu öneri « Amerikalılara » yapılanla tamamen çelişmektedir. Ama önemli değil, nasıl olsa bu, muhataplarına göre farklı söylemlerde bulunmak ve zamanla neyin işe yaradığını ya da yaramadığını görmeye dayanan « Perfidious Albion »'un (İngiltere için kullanılan iki yüzlü anlamına gelen deyim-ç.n.) tarihi alışkanlığıdır.
 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar