korona israil.jpg

Korona savaşı Siyonist rejimin varoluşsal krizini derinleştiriyor

Siyonist varlığın liderleri Beyaz Saray’daki efendileri gibi, korona salgının yayılmasının doğrudan girdikleri askeri savaşları ve dolaylı olarak girdikleri terör savaşlarının başaramadığı şeyleri kendilerine kazandıracağını zannediyordu.

16 Nisan 2020 Perşembe

İNTİZAR - Siyonist varlığın liderleri Beyaz Saray'daki efendileri gibi, korona salgının yayılmasının doğrudan girdikleri askeri savaşları ve dolaylı olarak girdikleri terör savaşlarının başaramadığı şeyleri kendilerine kazandıracağını zannediyordu. Yani, virüsün Direniş Ekseni'ne ulaşarak zayıflatacağını uman bu süper güçler, böylelikle bu ülkelerde bağışıklığı çökertmek ve virüs karşısında çökmeleri için salgının yayılması üzerine bahis oynadılar. Amerika'nın ekonomik ambargoyu sıkılaştırması ve tıbbi ekipman eksikliği gibi durumların neticesinde İran, Suriye ve Irak'ın yardım alabilmek için Amerika karşısında diz çökeceğini ve dolayısıyla Lübnan, Yemen ve Gazze'deki direnişin de Korona savaşında boğulacağını düşünüyorlardı.

İlk olarak, Siyonistlerin bahislerinin içi boş birer beklentiden ibaret olduğu vakit kaybetmeden ortaya çıktı. Beklenenin aksine bu mesele Siyonist liderleri korkutan bir durum ortaya koydu. Korona virüsü Direniş ülkelerini zayıflatmak yerine düşmanlarını da öldüren bir salgın haline geldi. Korona virüsü ile başarılı bir şekilde savaşan ve yayılma riskini azaltan Direniş ülkeleri karşısında, düşmanlarının zayıflığı ve yetersizliği bir kez daha gözler önüne serildi. Bu durum virüsün yayılmasını durduramayan Siyonistlerde derin endişe uyandırırken, varoluşsal kaygıları da günden güne büyütmeye başladı.

İkinci olarak, Direniş cephesi önleyici tedbirlerini aldığı için şimdiye kadar Korona virüsünün tehlikesinin yayılmasından en az zarar gören taraf oldu. Direniş ülkeleri, tıpkı işgal, sömürü, terör güçleri ve insanlık dışı ambargolara karşı girdiği savaşlardaki gibi korona virüsüyle savaşında da tüm bilimsel, tıbbi ve tedavi yeteneklerini seferber etti.

  • Çin'den sonra virüsün doğrudan yayıldığı İran İslam Cumhuriyeti, Amerika'nın tıbbi malzemeleri de kapsayan ambargosuna rağmen savaşa girme yeteneklerini kanıtladı ve bu savaşta Çin'den sonra ikinci örnek oldu. Virüsle mücadele yeteneğini gösteren İran, halkını bu tehlikeden kurtarmak için tün enerjisini kullanarak savaştı. Virüse karşı aşı geliştirmek için tıbbi çalışmalar yürütmekten de geri durmadı. Tüm bunlar sosyal sağlık sistemi kurmayı başaran bir devlet politikası benimseyen İran'ın öz yeteneklerini geliştirdiğini yansıtıyor.

  • Abluka ve teröre karşı sürdürdüğü ulusal savaş ile uğraşan Suriye de, hiç vakit kaybetmeden önleyici tedbirler alarak virüse karşı hazırlık seviyesini gösterdi. Suriye ulusal devleti bir kez daha sosyal yapıyı ve halkın sağlığını koruma ilkesine dayanan bir ülke olduğunu ve hala sağlık altyapısına sahip olduğu için virüsle savaşabileceğini gösterdi.

  • Siyonist düşman liderliğine güçlü bir tokat atan Hizbullah, sağlık, tedavi ve tıbbi ekip altyapısını seferber ederek sıkı bir sağlık sistemine sahip olduğunu kanıtlarken, yeteneklerini geliştirdiğini de göstermiş oldu. Aynı zamanda gelecekte patlak verebilecek herhangi bir askeri savaşa hazırlığını da gözler önüne serdi. Dolayısıyla Hizbullah'ın bu bağlamda verdiği açık mesaj, hem iç hem dış taraflara ulaştırılmış oldu.

  • Irak da Amerika'nın iç işlerine müdahale etmesinden kaynaklı istikrarsızlık ve Iraklı taraflar arasındaki çekişmenin devleti zayıflatması gibi çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Lübnan'daki Direniş gibi, Irak'ta da Haşdi Şabi güçlerinin temsil ettiği Direniş, Irak devletinin açığı ve eksikliklerini gidermek için tıbbi ve tedavi hizmetlerini sağlamak üzere seferber oldular. Bu durum da, Haşdi Şabi'nin terör ve Amerikan işgaline karşı savaşıyla aynı kapasitede Korona salgınına karşı savaşa girmeye hazır olduğunu ve Haşdi Şabi'nin bugün Amerikan güçleri ile üslerinden ülkeyi kurtarmak için ikinci ulusal savaşa girecek kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor.

  • Abluka altındaki Gazze Şeridi'nde ise, Direniş güçleri savaş konusundaki yetenekleri ve hazırlık durumlarını sergilediler. Gazze halkı kısıtlı imkânlar ve malzeme eksikliğine rağmen maske üretim atölyesi kurarak Korona ile savaşmak ve eksikleri kendi imkânlarıyla doldurmak konusunda örnek oldu. Gazze'de henüz bir virüs vakası kaydedilmese de (Refah yakınındaki hastanede yurt dışından gelen iki hasta dışında) Gazzeli mühendisler solunum cihazı üretmek üzere çalışıyor ve bu bağlamda ilk cihaz denemesini yaptılar.

  • Gazze gibi kuşatma altında olan Yemen de, saldırı güçlerinin virüsü yayma girişimlerini hesap ederek virüsle mücadele için hazırlık yapıyor. Beş yıldır acımasız bir savaş ve insanlık dışı bir abluka ile mücadele eden Yemen'de Ensarullah'ın kontrolü altındaki bölgelerde salgının yayılmamasının sebebi bu önlemlerdir.

Üçüncü olarak bu yazdıklarımıza karşı, Siyonist işgalinin varlık savaşının yarattığı kriz daha da kötüye giderek büyüyen bir çıkmaza giriyor.

  1. Siyonist rejimdeki günlük kaydedilen vaka sayısının yüksek olması Korona salgınını kontrol altına almak konusundaki başarısızlığını gösteriyor.

  2. Virüsün ekonomik ve sosyal düzeylerdeki olumsuz yansımaları, ekonomik gidişatın bozulmasına ve büyük maddi kayıplara yol açarken, bu durum da ekonomik çöküş endişesini beraberinde getirdi. Bu arada, salgından dolayı bugüne kadar yüz milyarlarca dolar kaybeden Amerika'nın yaşadığı ekonomik krizin tehlikesi giderek artıyor. Salgın günleri biraz daha uzarsa Amerika'nın kayıplarının trilyon dolarlara ulaşacağı görülüyor. Bu durum zorlukları artırıyor, çünkü ekonomiyi kurtarma girişimleri, krizin yayılması açısından ters sonuç verebilir.

  3. Korona savaşının Amerika'nın ekonomik, askeri ve siyasi düzeylerdeki rolünün gerilemesi ile sonuçlanacağından endişe ediliyor. Bu durum, büyük oranda Amerika'nın desteğine yaslanan Siyonist varlığa da kuşkusuz bir şekilde olumsuz yansıyacaktır.

  4. Tüm dünya ülkelerinin korona krizine karşı girdiği savaşın küresel düzeydeki sonuçlarından endişe duyulmaktadır. Yani bu, Amerika'nın tek taraflı hegemonyasının kırılması ve yeni çok taraflı uluslararası bir sistem üzerine kurulacak yeni dengelerin oluşması anlamına geliyor. Bu durum Amerikan hegemonyasının Siyonist rejimin düşmanlık politikaları ve yerleşim faaliyetlerine sağladığı korumayı zayıflatacaktır. Aynı zamanda uluslararası güç dengelerindeki bu değişim, bölgedeki gücünü artıran Direniş cephesinin de lehine yol alacaktır.

Tüm bunlar Siyonist rejimde hâkim olan varoluşsal endişenin artmasına sebep oluyor. Bazı analistler konu hakkında, uluslararası hava trafiğinin durmaması halinde, Siyonist rejimin yerleşimcilerinin geldikleri ülkelere geri dönüşünü gösteren büyük bir göçe şahit olacağımızı öngörüyor.
 
Hasan Hordan
Kaynak: Al-Binaa
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar