İNTİZAR - “Mazlumların Seyyidi, özgürlükçülerin önderini anma meclisleri; akıl ordusunun cehalete, adaletin zulme, emanetin hıyanete ve İslam hükümetinin tâğut hükümetine galebe çalış meclisleridir. Bu meclisler ne kadar sık ve görkemli yapılırsa Aşura'nın kanlı bayrakları, mazlumun zalimden intikam alacağı günün gelip çatacağının bir alameti olarak daha da yükseklere asılacaktır.”
“Masum İmamlar (a.s.) ve özellikle mazlumların Seyyidi, şehitlerin önderi Hazret-i Eba Abdullah (a.s.)'a matem tutma merasimleri yapmak için hiç bir zaman gaflete düşmeyin.”
“Görkemli bir şekilde yapılmakta olan matem meclislerini olduğundan daha da canlı tutmaya gayret ediniz.”
“Meclisleri, matem meclislerini ve sine vuran grupları inşallah daha yaraşır ve kâmil bir halde canlı tutmaya çalışalım.”
“Masum İmamlar (a.s.)'ın yas ve matem meclislerini canlı tutun, bunlar mezhebimizin şiarlarındandır ve canlı tutulmaları gerekir. Bunlar siyasî şiarlardan biri olup korunmaları gerekir. Bu kalem aşındıranlar sizi oyuna getirmesinler, çeşitli isimler altındaki bu şahıslar kendi sapık meramlarıyla bütün her şeyinizi elinizden almak istiyorlar, ola ki, sizleri oyunlarına getirmesinler.”
“Meclisler kendi yerinde kalmalı, matem meclisleri kurulmalı ve minber ehli de İmam Hüseyin (a.s.)'ın şahadetini canlı tutmaları gerekmektedir. Bizim milletimiz bu İslamî şiarları özellikle tüm gücüyle canlı tutmalıdır; zira onun canlı olması demek, İslam'ın canlı olması demektir.”
“Biz bu İslamî âdetleri, -Aşura, Muharrem, Sefer ve benzeri zamanlarda yollara düşen ve İslamî geleneklere uygun bir şekilde sine vuran grupları vurgulayarak söylüyorum- korumalı ve gözetmeliyiz. Hatta daha fazla işin peşinde olmalıyız. Seyyid-üş Şüheda (a.s.)'ın fedakârlığı neticesinde İslâm bizlere kadar canlı kalmıştır. Konuşmacılar ve halk önceden yaptıkları gibi düzenli bir şekilde muazzam matem merasimleri düzenleyip yollara düşerek, sine vuran destelerle Aşura'yı canlı tutmalıdırlar. Şunu bilmeniz gerekir ki, eğer hareketinizin korunmuş bir vaziyette kalmasını istiyorsanız bu sünnetleri yaşatınız.”
“Mersiye okumak mersiyehanların görevidir. Görkemli sine vurma desteleri oluşturarak dışarı çıkıp sine vurmak da halkın görevidir. Elbette, muhalif olabilecek şeylerden kaçınarak! Destelerle dışarı çıkıp sine vurulmalı, ama toplu ve sistemli bir şekilde. Bu içtimalardır bizleri korumuş olan, bu birlikteliktir bizleri korumakta olan. Temiz yürekli aziz gençleri aldatıyorlar. Geliyorlar, kulaklarına “Bundan sonra ağlamanın ne anlamı ve faydası var?” diyorlar. Bu nasıl bir sorudur?!”
“Aşura günleri yollara düşerek sine vuran desteler bizim bunu sadece kuru bir yürüyüşe çevirmek istediğimizi sanmasınlar. Destelerin kendisi de bir yürüyüştür, ama siyasî içeriği olan bir yürüyüş. Geçmişte olduğu gibi (belki daha fazla) sine vurmalar, mersiye okumalar, bunlar bizim zaferimizin sırrıdır. Tüm ülkede baştanbaşa mersiye meclisleri olsun, herkes mersiye okusun ve ağlasın.”