96197da42f6c7bad5b4bb42645d5acb1.jpg

Şeyh Yezbek:"İzzet ve onur isteyen herkes ABDnin karşısında durmalıdır."

“Bizim bütün musibet ve sorunlarımızın kaynağı Amerika’dır ve bütün musibet ve şerlerin anası Amerika’dır.”

11 Aralık 2014 Perşembe

ABNA'nın Lübnan Hizbullah Hareketi Şeriat Komitesi Başkanı Şeyh Muhammed Yezbek ile yaptığı röportajın tam metni:

ABNA: Bölgede Nusra ve IŞİD gibi terörist grupların oluşturulmasındaki ana hedef nedir?

Şeyh Muhammed Yezbek: Kur'an'ın samit (konuşmayan) ve natık (konuşan) olmak üzere iki çeşidi vardır; Samit Kur'an Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Natık ve konuşan Kur'an ise Ehlibeyttir (a.s). Samit Kur'an olmaksızın Natık Kur'an'ın anlaşılamayacağı gibi Natık Kur'an olmadan da Samit Kur'an'ın anlaşılması imkânsızdır. İşte bu asılla İslam ve İslam vahdeti şekillenmektedir. 

İslam dünyası bu günlerde tefrikacıların tufanına müptela olmuştur. Tekfirci teröristler İslami değerleri zan altında bırakarak İslam ümmetleri arasında ihtilaf yaratma ve dünya kamuoyunun bakışında İslam'ın çehresini zedeleme kastı gütmektedirler. 

Allah-u Teala bütün Müslümanlardan güçlü ve metin olan Allah'ın ipine sarılmalarını ve tefrika ve bölünmüşlüklerden uzak durmalarını istemiştir. Ancak günümüz dünyasında müşahede ettiğimiz kadarıyla dünya istikbar güçleri tarafından İslami bir suretle kurulan hareketler, yaptıkları ve düşündüklerinin aksine İslam'dan daha çok uzaklaşanlardır.

Günümüzde Afganistan, Irak, İslam ve Arap dünyasının diğer bölgelerinde farklı isimlerle meydana gelen oluşmalar (Nusra, Taliban, IŞİD ve …) istikbar güçleri ve büyük Şeytan'ın (Amerika'nın) İslam dünyasında kendisini Şeytanın kucağına bırakanları eğittiğini ve onlara sonsuz imkanlar sunarak bir birilerini öldürmelerini ve gerçekte İslam'ı yok etmeyi sağladığını göstermektedir.

Bundan dolayı bugünün küfür, istikbar ve büyük Şeytan en iyi ve en zorba günlerini yaşamaktadır; zira katliam, yıkım ve baş kesme gibi olaylarla karşı karşıya kalan Müslümanlar bunun bedelini ödemeye mecbur edilmektedir. 

Amerika, Avrupa ve diğer müstekbirler İslam dünyası için sadece yıkım ve zayiat getirdiler ve İmam Humeyni'nin (r.a) buyurduğu gibi: “Bizim bütün musibet ve sorunlarımızın kaynağı Amerika'dır ve bütün musibet ve şerlerin anası Amerika'dır.”

http://www.abna.ir/cache/image/2014/12/09/a76a00c3261e0066ce0159c4876fc0de.jpg

Amerika bütün yönleriyle İsrail'i desteklemektedir. İzzet ve ulusal onur kazanmak isteyen her ümmet ABD'nin o ülkenin kavim ve mukaddesatlarını ele geçirmeden önce mutlaka Amerika karşısında durmalıdır. 

Şu ana kadar söylediğimiz her şey İmam Humeyni'nin (r.a) “İsrail kanserli bir tümördür” sözünün içeriğinde yatmaktadır. Gerçekten de İsrail kanserli bir tümördür ve mutlaka yok edilmesi gerekmektedir; zira bu kanserli tümörün kalması ve yayılması dünyanın yok olmasına neden olacaktır. 

Dolayısıyla günümüz İslam dünyası aklını kullanmalı, düşünmeli, uyanık olmalı ve İslam'ı kötüleyen ve kötü tanıtan İslam düşmanlarıyla karşı karşıya getirmelidir. 

İslam dünyasında meydana getirilen bu savaş en çok Amerika ve İsrail çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu savaş ve fitneyi yok etmek için gerekli olan şey bu tehlikeye karşı İslam ümmetinin/Müslümanların vahdeti ve birleşmesidir. 

IŞİD, Nusra ve … tekfirci terörist gruplar Amerika ve İsrail'in varlığıyla ayaktadırlar ve faaliyet yapmaktadırlar. Eğer bizler İslam ülkelerinden Amerika ve İsrail'in elini kesersek tekfirici teröristlerde yok olur. Bu tekfirci tehlikeye karşı koyma hangi kavim ve ırktan olursa olsun bütün Müslüman ve onların alimlerinin, kısacası herkesin vazifesidir. 

ABNA: Yaptığınız son konuşmada asıl IŞİD'in Amerika ve Koalisyon güçleri olduğunu söylediniz. Sizce böyle bir koalisyonun oluşturulmasının hedefi nedir? 

Şeyh Muhammed Yezbek: İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney'in buyurduğu gibi IŞİD'e karşı kurulan koalisyon güçleri senaryo ve oyundan başka bir şey değildir, zira sadece hava saldırıları ve IŞİD teröristlerine ait bazı bölgeleri bombalamakla teröristlerle mücadele edilemez. Teröristlerle gerçek mücadele mülteci ve savaştan zarar görmüşlere yardım ulaştırma ve terör örgütlerini destek olan ülkelere karşı tavır almakla olur.

IŞİD karşıtı kurulan bu koalisyon aslında IŞİD teröristlerini desteklemek için kuruldu! Bunun en belirgin örneği IŞİD'den petrolü kimlerin satın aldığıdır? Kesinlikle bu soruya cevap verilmelidir. Gerçi çoğu kişi bu sorunun cevabından haberdardır. IŞİD teröristleri işgal ettiği bölgelerden elde ettiği petrol satışından günlük yaklaşık bir milyon dolar ele geçirmektedir.

Koalisyon güçleri sözlerinde sadık olmalı ve Suriye, Irak, Lübnan ve İran gibi gerçekten teröristlerle mücadele etmelidir. 

Koalisyon güçleri terörizmle mücadele etmek istiyorsa, hakiki manada IŞİD'le savaşan ülkelerden kendini ayırmadan o ülkelerle aynı yönde hareket etmelidir. İşte bu tezat (ABD ve koalisyon güçlerinin terörizmle gerçek manada mücadele eden ülkelerle birlikte hareket etmediği halde terörizmle mücadele ettiğini iddia etmesi) Amerika tarafından bir komplonun varlığının göstergesidir. 

Amerika'nın IŞİD'le savaşın birkaç yıl süreceğini dair söylemleri ABD'nin başka hedefler peşinde olduğunun göstergesidir. Onların asıl hedefi İslam coğrafyasının diğer bölgelerinde farklı cepheler açarak İslami nizamları yok etmektir.

ABD ilk önce şu anda direniş mihveri olan Suriye'yi yok ederek İsrail, Fars körfezinde bulunan bazı Arap ve bölge ülkelerinin rızasını alma kastı gütmekteydi. 

Bundan dolayı Koalisyon güçleri, terörizmle savaşa gidilecek bir koalisyon değildir. Bu koalisyonda yer alan ülkeler dünya terörizmini yok etmek için kurulmamıştır; zira oluşturulan bu koalisyon terörizmin başka bir şeklidir. 

ABNA: Tekfirci IŞİD teröristlerinin Irak ve Suriye gibi bölgeleri işgal etmesi ve oralarda “İslami Hilafet” adında sözde bir hükümet kurmak istemesini göz önünde bulundurduğumuzda, Hizbullah direnişinin üst mertebelerinde yer alan size göre bu terörist grupları yok etmenin yolu nedir? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Her ülke sorumluluk üstlenmeli ve kendi ülkelerinde IŞİD ve destekçilerinin hareketlerini yasaklamalıdır. 

Tarihe baktığımızda, Irak halkı, hükümeti ve ordusu tek vücut olduğu zamanlarda Irak hükümeti bütün gücüyle bu teröristlere karşı koydu ve bundan dolayı teröristlerin ilerleme mecali kalmadı. 

Suriye'de de Suriye ordusu ve diğer silahlı gruplar teröristlerle mücadele kararı aldıkları zaman ilk önce teröristlerin Suriye'nin diğer bölgelerine nüfuz etmelerini engellediler ve daha sonra bir bir teröristlerin işgali altında bulunan bölgeleri teröristlerden temizlediler. 

Elbette biz de Lübnan'da terörizmle mücadelede bir örneğiz; zira her daim direniş devam etmekte ve teröristlerin Lübnan topraklarına girmesine izin vermedik. Sonuç itibari ile de IŞİD'in bir şey yapamadığını gördük. 

IŞİD'in yok olmasını sağlamak veya ilerlemesini engellemek için terörizmden dolayı zulme uğrayan ülkelerin, koalisyon güçleri gibi sözde terörizmle mücadele ettiklerini iddia edenlere değil de kendilerine inanmaları ve güvenmeleri gerekmektedir. 

http://www.abna.ir/cache/image/2014/12/09/e26d45a1d09a706ea0bef8b78d2d81d8.jpg

ABNA: Hizbullah neden Suriye'deki savaşa dahil oldu? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Suriye dayatılan savaşın başlarında Lübnan Hizbullah'ının hiçbir dehaleti olmadı. Hizbullah Savaşın başlamasından birkaç ay sonra dahil oldu.

İmam Ali (a.s) düşmanlarla mücadele hakkında şöyle buyurmaktadır: “Düşman size saldırmadan siz onlara saldırın”. Hizbullah, teröristlerin Lübnan topraklarına girmemesi ve halkını ve milletini korumak için Suriye'ye girdi. 

Bazı kanıtlara esasınca IŞİD ve diğer terörist grupların “Lübnan cihat meydanı değil; cihada davet meydanı” olduğuna inandıklarından ve bir gün Lübnan'a saldırarak burayı cihat meydanına çevireceklerine dair planlar kurduklarından haberdardık. Acaba Hizbullah'ın teröristlerin bu şom planı ile mücadele etmek istemesi Suriye'ye girmesi için sağlam bir delil sayılamaz mı? Hizbullah'ın kendi milleti, halkı, şehir ve köylerini savunmaya ve korumaya hakkı yok mudur? İşte bu mantıkla Suriye'ye girdik ve halen ülkemizi savunmak için Suriye'de savaşmaktayız.

Son günlerde de teröristlere izin verilmesi durumunda Lübnan'a gireceği ve Lübnan'ı yok edeceği gerçeği ispatlandı. 

ABNA: Bazı Batılı analistler IŞİD'in Lübnan Hizbullah'ının Beşşar Esad hükümetini desteklediğinden dolayı Lübnan'a saldırmak istediklerini inanmaktadır. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Bu söylemler doğru değildir. Böyle düşünenlere şu soruyu soruyoruz: Acaba Hizbullah Musul (Neyneva eyaletinin merkezi) şehrinde miydi de IŞİD oraya gitti? Acaba Hizbullah Irak topraklarında mıydı da IŞİD oraya gitti? 

Dolayısıyla böyle bir bahane yanlış ve gerçek dışıdır. Terörist grupların ana hedefi direniş ve direniş eksenini yok etmektir. Düşman direnişi-bizi yok etmek veya darbe vurmak için türlü türlü planlar kurarken bizler elimiz kolumuz bağlı onları mı beklemeli, yoksa düşmanın komplolarını yok mu etmeliyiz? Acaba bizler keklik gibi başımızı kara sokup avcı bizi görmez mi demeliyiz? 

Biz hiçbir zaman böyle yapmayacağız ve bütün gücümüzle kendi ülke ve milletimizi, direnişi ve direniş eksenini savunmak için Filistin halkına zulüm eden Siyonistlere, IŞİD ve diğer teröristlere karşı savaşacağız. 

ABNA: Lübnan Hizbullah'ı Suriye'deki Hz. Zeynep'in (s.a) türbesini ve diğer mukaddes mekanları korumak için Suriye topraklarına girdiğini ilan eden ilk direniş grubu oldu ve bu uğurda da Hz. Zeynep'in (s.a) türbesinin bulunduğu bölgelerin emniyetini sağlamak gibi çok etkili adımlar attı. Suriye'deki mukaddes türbeleri savunan grupların Lübnan Hizbullah'ı tarafından nasıl şekillendirildiğini açıklar mısınız?

Şeyh Muhammed Yezbek: Suriye hükümetinin mukaddes mekânları korumadaki imkân ve gücünün yetersizliği gerçeğinden dolayı Lübnan Hizbullah'ı Suriye'de bulunan Hz. Zeynep (s.a), Hz. Rukayye (s.a) ve diğer kutsal mekânları korumak için harekete geçti. Kendimiz bu bölgelerin savunmasını temin etme kararı aldık. 

Bizim diğer hedefimiz ise bu bölgelerdeki Şiaları desteklemekti. Eğer onları yalnızca bir an bile yalnız bıraksaydık (dış güçler tarafından desteklenen teröristler tarafından) boğazlarının kesilme yolu açılırdı. 

Biz Lübnan Hizbullah'ı olarak her durumda kendi mukaddesatımızı savunacağız ve sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz. Hizbullah değerli sahabeden Hicr b. Adiy'nin kabrine yapılan saldırı ve mezarının açılması karşısında gereken tepkiyi gösterdiği gibi Şia'nın diğer mukaddesatları noktasında da aynı tepkiyi gösterecektir.

Suriye'deki tekfirci teröristler Hz. Zeynep'in (s.a) mutahhar türbesine karşı da aynı eylemi yapma kastı gütmekteydiler; ancak bizler damarlarımızda akan kanın son damlasına kadar teröristlere böyle bir eylemi gerçekleştirme cüretini vermeyeceğiz. 

ABNA: Lübnan Hizbullah'ı genel sekreterinin bu konudaki görüşü neydi? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Direnişin seyyidi “Seyyid Hasan Nasrallah” yaptığı açıklamada Ehlibeyt'in mukaddes türbelerini savunmak için ayaklanmanın – harekete geçmenin bizler için farz olduğunu belirtti.

Onun deyimiyle, “Bizim olmamızın farz olduğu ve mukaddesatımızın söz konusu olduğu yerlerde bizler mutlaka orada var olacağız.”

ABNA: Irak'a ulaşan ve bazı bölgelerini işgal eden tekfirci IŞİD teröristleri farklı bölgelerde terör eylemleri yapmaktadır. Acaba Hizbullah'ın Irak'taki savaşa dahil olarak bu ülkedeki Ehlibeyt'in (a.s) mukaddes türbelerini koruma gibi bir hedefi var mıdır? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Irak'ta konu farklı, zira Irak halkında Şia'ya ait mukaddes mekanları koruma gücü ve ruhiyesini görmekteyiz. 

ABNA: Sizin askeri üniforma giydiğiniz resmi paylaşarak Lübnan Hizbullah Hareketi Şeriat Komitesi Başkanı Yezbek Hz. Zeynep'in (s.a) türbesini savunmak için Suriye'ye gidecek diye haber yapan ilk haber ajansı Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA oldu. Bu haberin çok fazla yankıları oldu. Şimdi bu olayı sizin ağzından dinlemek için iyi bir fırsat. 

http://www.abna.ir/cache/image/2014/12/09/f3c87234f194c757989140f0173924e7.jpg

Şeyh Muhammed Yezbek: Bizler hepimiz bir askeriz; ancak şartlara göre ilerlemekteyiz. Eğer şartlar hutbe okumamızı gerektiriyorsa ruhaniyet elbisesi ile minbere çıkar hutbemizi okuruz. Eğer askeri bir karargahta vazife yapmamız gerekliyse o zamanda kesinlikle askeri üniformayı giyeriz. 

http://www.abna.ir/cache/image/2014/12/09/99a64535b9c217492ad284966d85cf03.jpg

ABNA: Biraz daha detaylı açıklama yapabilir misiniz? 

Şeyh Muhammed Yezbek: (Tebessüm ederek) Bu kadarla yetinelim.

ABNA: Lübnan ve Suriye sınırında meydana gelen en büyük çatışmalardan biri Kalamun bölgesinde meydana geldi. O bölgedeki son durum nedir? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Kalamun ve onun doğusunda bulunan sıra dağlar Suriye ve Lübnan arasında geniş bir sınır oluşturmaktadır. Bu bölgenin engebeli olması IŞİD ve Nusra gibi teröristlere faaliyet yapma imkanı vermektedir. 

Teröristler tarafından yapılan saldırılar sonucunda biz onlara karşı koymak zorunda kaldık ve onlardan çok sayıda teröristi yok ettiğimiz gibi bizden de birkaç kişi şehid oldu. 

Kalamun bölgesi bir müddet sonra teröristlerin işgalinden kurtarıldı ve Kalamun bölgesinin kurtarılma operasyonunda birkaç askerimiz şehit oldu. 

ABNA: Bu bölgedeki son durum nedir? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Bu açık bir savaştır ve her zaman IŞİD teröristleri ile bir çatışma olasılığı bulunmaktadır. 

Tekfirci zihniyet ve tekfircilerle savaşımız devam etmekte ve inşallah bu savaşın kazananı bizler olacağız. 

ABNA: Röportajımızı Seyyid Hasan Nasrallah hakkında bir soruyla son verelim. Basın yayın organları sizi “Hizbullah'ın ak sakallısı” olarak tanıtıyor. Hizbullah direnişi içinde sizin gibi Seyyid Hasan Nasrallah'tan yaşça büyük kişiler bulunmakta; Acaba Seyyid Hasan Nasrallah'ın sözlerini rahatlıkla kabul edebiliyorlar mı? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Bizler hepimiz Seyyid Hasan Nasrallah'ın hizmetindeyiz ve bir liderin iyi olması onun ihlas, kudret ve teveccühlerine bağlıdır. 

Biz Hizbullah direniş hareketinin içinde işleri farklı bireyler arasında böldük ve bu bireyler arasında yaşça Seyyid Hasan Nasrallah'tan büyük kişiler bulunmakta, ama bu konunun (yaşça büyük olmamızın) bizim için bir önemi bulunmamaktadır. 

Seyyid Hasan Nasrallah yaşça benden küçük, ama makam ve konum açısından gücü benden büyüktür ve ben onun bayrağı altında olmaktan gurur duyuyorum.

ABNA: Acaba Seyyid Hasan Nasrallah Hizbullah'ın beklentilerini karşılayabilmiş midir? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Hizbullah üyeleri şura şeklinde farklı konularda birbirleri ile görüş alış verişinde bulunmaktadır, ancak sonunda karar alan Seyyid Hasan Nasrallah'tır; zira herkes onun olaylara bakışındaki derin anlayışa iman etmektedir.

Seyyid Hasan Nasrallah en yüksek meşveret, adalet ve demokrasi ruhiyesine sahiptir ve olaylara hiçbir zaman diktatör ve baskıcı bir bakış açısıyla bakmamıştır. Bundan dolayı Hizbullah bir hedef, karar, yöntem ve çizgi doğrultusunda hareket etmektedir. 

http://www.abna.ir/cache/image/2014/12/09/96decf5825d5ff4aec80f782ed0dbe9f.jpg

ABNA: Eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? 

Şeyh Muhammed Yezbek: Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayına bağlı olan Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA'da çalışan bütün azizlere çalışmalarında başarılar diler ve Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA'nın genel manada dünyadaki Müslümanların durumlarına önem gösterdiği ve has manada da Ehlibeyt (a.s) Mektebinin öğretilerini beyan ettiği için teşekkür ederim. 

Aynı şekilde Ehlibeyt mektebinin hakikatlerini beyan ederek bu konu üzerine yoğunlaştıkları ve insanlara Ehlibeyt'i (a.s) tanıtarak halkın onlara karşı muhabbet ve saygılarının artmasına vesile oldukları için tekrar teşekkür ederim. 

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA'nın yüklenmiş olduğu risaleti en iyi şekilde yapmasında başarılı olmasını ve bütün Ehlibeyt (a.s) dostlarının ve diğer Müslümanların öz Muhammedi (s.a.a) İslam'a ulaşmalarını ümit ederim; zira Peygamber Efendimizin mirası ve Ehlibeyt'i (a.s) olmaksızın hakiki öz Muhammedi (s.a.a) İslam'a ulaşmamız mümkün değildir.

Kaynak: abna.ir

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar